Kategori Dışı

Ben sana mecburum bilemezsin

Ben sana mecburum bilemezsin

Merhaba bu sayıda mecburiyetlerimizden bahsetme mecburiyetinde hissettim. Özgürlük denildiğinde akla kuşlar gelir. Kuş gibi özgür olsak deriz.  Kuşlar özgür müdür sahi? Bir atmosfer tabakası ile çevrelenmiş gökyüzü ile sınırlıdır uçabilecekleri alan. Bize göre özgürlüktür bu. Evren açısından bakıldığında ise çok küçük bir alandır. Peki ya kendimizi özgür hissederken aslında kendi gökyüzümüze tutsaksak?

Çalıştığınız şirketi düşünün. Yıllarınızı verdiğiniz işinizi. Ne kadar da çok emek harcadınız. Siz çıkın ya da işten çıkarılın hiç fark etmez, ne kadar acı olur değil mi emeklerinizin çöpe gitmesi? 10 yıldır boyunca çalıştığınız şirketten ne kadar sorun olsa da çıkmak istemezsiniz. Şirketin kuruluşunda alınan duvar saatinden farkınız yoktur. İşin her türlü hengamesine alışmış, nice badireler atlatmış nice sorunların üstesinden gelmişsinizdir. Artık şirkette herkesin nazarında saygı değer bir karaktersinizdir. Şirket size o kadar iyi gelir ki, battaniye yorgan alıp köşeye kıvrılıp yatacak olsanız gıkınız çıkmaz.

Yıllarca okumuş gıda mühendisi olmuşsunuz. Hayatınızı gıda mühendisi olarak idame ettiremeye “mecbursunuz”. Bu saatten sonra Sanat Tarihi okumaya ya da doktor olmaya kaç kişi cesaret edebilir ki?  Belki de mahalledeki teyzeler günde kısır yerken annenize bu mesleğin geleceği olduğunu söyledi. Anneniz de sizi doldurdu ve bu bölümü yazdınız. Tontiş teyzeler de haberlerde duymuştu belki kim bilir. Bu saatten sonra gıda mühendisliği yapmayacak da ne yapacaksınız.

Birlikte çalıştığınız kişiler içerisinde hiç haz etmediğiniz kişiler mevcut olabilir. Elinize geçse bir kaşık suda boğacaksınız. Bir insan bir insana ancak bu kadar uyuz olabilir. Bir de onunla çalışmaya “mecbur” değil misiniz, sinir oluyorsunuz sinir. Belki de sadece siz değilsiniz malum şahsa uyuz olan. Ama yapacak bir şey yok. Patronun gözdesidir kendisi. İşini layığı ile yaptığı için patron ona “mecbur”. Tabii, siz de.

İş yerinde kullanmak zorunda olduğunuz makineleri düşünün. Parça maliyeti yüksek,  servis erişim hizmeti sınırlı, temizlemek için tüm parçalarını sökmek zorundasınız. 88 tane vidası var. Bu işi yapabilecek farklı bir makine piyasada mevcut değil. Her gece uyumadan önce, “keşke birinin kafasında bir ampul yansa da daha iyi bir makine yapılsa” diye dua ediyorsunuz. Hokus pokus ile üretim yapacak haliniz yok. Endüstriyel sektöre ayak uydurmak adına bu makineyi kullanmak zorundasınız.

Şirketinizin gelirinin büyük yüzdesini oluşturan müşterinizi düşünün. Şirketiniz ondan kazandığı gelir ile ayakta duruyor. Ne isterse istesin yapmak durumundasınız.

“Otur. Kalk. Maymun taklidi yap. Şimdi de far görmüş tavşan taklidi yap bakalım.”

Bazen öyle şeyler isterler ki, bu dediklerini yapsak daha kolay dersiniz.  Yapmak dışında başka şansınız var mı? Sektörün ya da kariyer hayatınızın neresinde olursanız olun. Hep bir şeylere “mecbursunuz”.

Bu arada ben de size mecburum. Bu yazıyı bitirmeye de mecburum. Hep bir mecburiyet halidir gidiyor sormayın. “Ben Size Mecburum Bilemezsiniz” diyelim ve bitirelim.

Bir sonraki sayıda görüşmek üzere “ÖZGÜR KALIN”

Loading

Büşra Gülşah Güncü
Latest posts by Büşra Gülşah Güncü (see all)
Paylaş :

Comment here