Kategori Dışı

Bir varmışım, bir yok

Gençler iş beğenmiyor diyoruz, işsizlik ise görünüşe göre hat safhada alarm veriyor ülkemiz.
İşveren de eleman bulamamaktan şikâyetçi.
İki tarafta birbirini ararken buluşamamak neden?
Sorun nerede peki?
Madem birçok iş var neden işsiz kalmayı tercih ediyor çocuklarımız yanlış taraftan mı bakıyoruz konuya. Kaçırdığımız ne?
İş tanımlarındaki karmaşayla başlıyor süreçler.
Tanımlanamayan bir tanımımız var.
Her şeyi yapabilme beceriniz olmalı.
O iş bende kafasında olmalısınız.
Yapamam ya da bu benim görev tanımım değil deme lüksünüz olmamalı.
Etinizde kemiğinizde suyunuzun suyu da işe odaklı olmalı.
Esnek çalışma saatlerine uyabilmeli hatta kendi özelinizden sürekli çalarak işe verebilmelisiniz.
Ne gerekliyse onu yapabilmelisiniz yani her amaca uyabilen bir alt yapıya sahip olmalısınız.
Ama günün sonunda aslında kendimizde ne iş yaptığımızı bilmediğimiz bir durum içerisine düşebiliyoruz.
‘ Benim asli görevim neydi ?‘

Sonra bir de asgari ücret sorunsalımız var.  Asgari ücret ne demekti; vasfı olmayan bir çalışan için ülkemizde verilebilecek minimum ücret. Bir vasfımız varsa artık bunun üzerine çıkabiliyor olmalıyız.

Fakat iş tanımımız ne olursa olsun yeni başlıyorsak hep bu ücretlendirme içerisine sokuluyoruz çalışan olarak. Yıllar sonra bile durum değişmeyebiliyor.
Kurumsal firmalarımızda bu durumların biraz önüne geçilebiliyor. En azından iş tanımları net.
Mesai saat kavramları tanımlı.
İş tanımlarımıza uygun asgari ücret üzerinde rakamlara ulaşabiliyoruz.
Fakat buralara girebilmek için de çoğu zaman eğitim ve ek yeteneklere sahip olabilmeliyiz.
Ya da uzunca bir süre stajyer pozisyonuyla devam etme olasılığımız da var.
Çocuklarımız iş beğenmiyor?
Çünkü insan kavramını en üst düzeyde savunan bir nesil var artık.
Ne istediğinin farkında,
Kendi beceri ve yeteneklerinin farkında,
Benim kanaatimce çok zeki,
Hayat şartlarını görebilen,
Tüm bunların karmasını yaptığında hak ettiği rakamı ve iş şartlarını özgürce dile getirip, karşılığını bulamadığında ben daha iyisini hak ediyorum diyebilen.
Ve bu şartları kendine oluşturabilmek için arayıştan asla vazgeçmeyen.

Bir de son dönemde sessiz istifa söylemlerinden bahsetmeye başladık ki aslında yeni bir akım da değil bu mevcutta çalışmaya devam edenler hatta emekli olmuş olanlar da fark edecekler ki bu kavram zaten hep vardı hayatımızda şu anda afilli bir isimle gündem oldu sadece.
Çevrenize göz atarsanız da fark edeceksiniz;
Günü tamamlamaya çalışan,
Sadece verilen işi yapan, Üzerine bir katkı sağlamayan,
Mesai bitince bir sonraki iş başı saate kadar işe odağını kapayan,
Sürekli bir arayış içerisinde hayatına devam eden,
Mevcut işyerinden çoktan vazgeçmiş çalışmaya olan ihtiyacından işine devam eden çalışanlar.
Birçok işyerlerindeki çalışanların en az  %25 ‘ini oluşturan bu grup aslında çoktan iş yerinden ayrılmışlar ama kimse farkında değil.

Gerçeklikte varlar, belki de hiç yoklar.

Sevgiyle Kalın

 

 

Loading

Memnune Demirel
Latest posts by Memnune Demirel (see all)
Paylaş :

Comment here