Merhaba, bu sayımızda, paslanmaz mutfak ekipmanları üreticisi Atalay Madeni Eşya A.Ş.’nin İstanbul Kasımpaşa’daki, Showroom ve Yurtiçi Dağıtım Merkezi ‘nde Yönetim Kurulu Başkanı Uğur ATALAY’a misafir olduk. Diğer sohbetlerimizde olduğu gibi YEMEKDER Yönetim Kurulu Başkanı Engin GÜNER ve Yönetim Kurulu Üyesi Rouzben GERGERİ ’yle birlikte…
Uğur Bey ile sohbete başlamadan önce, (sektörde bilinen ismiyle) Atalay Mutfak endüstriyel mutfak sektörünün en eski firması ve mevcut firmaların bir kısmını da Atalay Mutfak’tan bünyesinden çıkmıştır.130 yılın üzerindeki mesleki geçmişleriyle, Atalay Ailesi sektörün öncülerindendir.
Atalay Ailesi’nin, bir asrın üzerindeki sektörel hikayesini sizden öğrenebilir miyiz?
Ailemiz 19. Yüzyılın sonlarında Trabzon’da bakır kap-kacak ticaretiyle ilgilenirken, Dedemin dedesi , henüz cumhuriyet ilan edilmeden 1920’de Trabzon Maçka’dan, İstanbul Beyazıt’ta gelerek, işini İstanbul’a taşımış. Topkapı Sarayı mutfağına dahi, kap kacak temin etmiş. O tarihlerde, bölgenin esnaf loncasının başkanlığı yaptığını ve bu görevinden dolayı saray mensubu sayılıp, Şehzade Camisi’nin bahçesine defnedildiğini biliyoruz. İlk üretim aynı zamanda, satış mağazasının da bulunduğu Beyazıt’ta yapılmış. 1950’deTopkapı’da imalata başlamışlar ve 1960’tan itibaren bakırın yanında, alüminyumdan ürünlere de üretmişler. Topkapı yeterli gelmeyince, 1970’ten itibaren Bağcılar’da da imalata başlayarak, üretim tesisisin sayısını ikiye çıkarmışlar. 1980’den itibaren Bağcılar’daki tesiste paslanmaz çelikten mamul üretimine geçmişler. İstanbul’daki alanlar yeterli gelmeyince 2006 yılında üretimi Çorlu Velimeşe’ye taşıdık. Artık burası da yeterli gelmediği için Kırklareli-Büyükkarıştıran’da 20.000 m2 kapalı alana sahip bir yeni fabrikamızın inşaatı devam ediyor.
Ülkemizdeki şirketlerin ömürleri genellikle 20-30 yıl gibi sürelerde sonlanırken, siz nasıl bir asrı devirebildiniz?
Herkesin kolaylıkla üretebileceği tencere tava, gastronorm küvet yaparak bir yere varamayacağımızı ve ayrıca yurtdışına da satabileceğimiz ürünler üretmemiz gerektiğini düşündük. Yatırım maliyeti yüksek ve üretimi daha zor olan spesifik mutfak gereçleri üretmemiz gerektiğine karar verdik.Öngörümüzde de başarılı olduk. Bir şeyi kaliteli yapmazsanız, fark yaratamıyorsunuz. Örneğin döner ocaklarında radyan sürekli arızca yapan ünitelerdir. Biz döner ocaklarında arıza yapmayan radyanı ürettik. 2006—2011 yılları arasında, Ar-Ge’ye ağırlık verdik. Bu dönemde ürettiğimiz döner robotu en güçlü olduğumuz ürün haline geldi. Kuvvetli olduğumuz ürünlerin verimli olarak üretimini öğrendik. Dünyada olmayan bir cihazı üreterek, tüm dünyaya satarak, kendi alanımızda ulusal ve uluslararası bir marka haline geldik. Dünyaca ünlü restoran zincirlerine hem ülkemizde, hem de yurtdışında pişirme ekipmanları satmaya başladık.
Ülkemizdeki aile şirketlerinin devamlılığı ve kurumsallığı bir sorun. Siz, 5. Kuşağın işbaşında olduğu bir aile şirketisiniz. Bunu nasıl sağladınız? Sizden sonraki kuşaklar da devam edecekler mi?
Babam ve amcalarım, aynı zamanda Atalay’ın ortağı 5 erkek kardeşken, kendi aralarında sulh yoluyla Atalay markasını 2 kardeşe bıraktılar. Biz iki kardeşin çocukları olarak kendi içimizde işbölümü yaptık. Oğuz Bey üretim, Vildan Hanım finans, Esra Hanım ihracat-ithalat, ben de koordinasyon ve pazarlamayı organize ediyorum. Ben ve Vildan öğrencilik yıllarımızda bir taraftan işletmelerimizde çalıştık, diğer taraftan okuduk. Oğuz Abim hep işin başındaydı. Şimdi de bizim çocuklarımız aşçılık, mühendislik gibi bölümlerde eğitim görüyorlar devam ediyorlar. Onları da sektöre hazırlamaya çalışıyoruz. Kurumsallaşma açısından, geçmişe göre oldukça iyiyiz. Ancak dünya ölçeğini göz önüne alırsak, kurumsal kimliğimizi tamamlamak için almamız gereken mesafeler var.
Üretim, ürünleriniz ve pazarla ilgili okurlarımız hangi bilgileri sunabiliriz?
Bahsettiğim gibi şu anda Velimeşe’deki fabrikamızda üretim yapıyoruz. Büyükkarıştıran’daki fabrikamızı da önümüzdeki yıl üretime açmak için gayret ediyoruz. 160’ı fabrika olmak üzere, mağaza ve ihracat bölümlerimizle birlikte 200 kişilik bir ekibimiz var. Dört ayrı satış kanalımız var:
- Mağazadan satış
- Taahhüt proje satışı,
- İhracat,
- Bayi ağı
En büyük kanalımız, 300’ün üzerindeki bayimizle, bayi satış kanalıdır. Bu kanalda kendi ürettiğimiz ürünlerin yanında, dünyaca bilinen ve konularının en iyilerinden olan, 6 tanesi doğrudan Türkiye Master olmak üzere, 10 ayrı mutfak ekipmanları markasının Türkiye Distribitörlüğü’nü yapmaktayız. 100’ün üzerinde ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz.
Ürünlerinize baktığımızda, başta döner ocakları olmak üzererobotlaşmaya geçtiğinizi görüyoruz. Bunu yapmakta niyetiniz neydi?
Yukarıda da ifade ettiğimiz gibi, herkesin yaptığı ürünlerle ulusal ve ulusalarası pazarlarda sürdürülebilirliği sağlamak mümkün değil. Bunun için işletme maliyetlerini düşürücü, sağlam, dayanıklı ve uzun ömürlü ürünler yapmanız gerekiyor. Türk Mutfağı’nı dünya pazarında temsil edecek simgesel bir ürün arayışına girdik ve buna n uygun ürünün döner ocağı olduğunu tespit ettik. Döner kesme robotunu geliştirdik. Artık pişirecek ve kesecek personele ihtiyaç olmaksızın, dünyanın her tarafında Türk Döneri pişiriliyor ve kesiliyor. Dünyada bazı ülkelerde, adımızı ve ürünümüzü taklit eden ürünler çıkmaya başladı.
Bunun devamı gelecek mi?
Gelmez mi? Şimdi de, gıda işletmelerinde; (sensörü sayesinde) köpüklü kahve veren, kendi kendini yıkayabilen ve seri olarak Türk Kahvesi pişirecek makine üretmeye başladık. Bir sonraki versiyonda, öğütücü ilavesiyle, taze çekilmiş kahveden köpüklü Türk Kahvesi servisine imkân veren ve ortamı nefis kahve kokusuyla şenlendirecekmakine üzerinde çalışıyoruz. Yakında piyasaya arz edeceğiz.
Okurlarımızla paylaştığınız bu değerli bilgiler ve bizlere ayırdığınız zaman için çok teşekkür eder, hayırlı işler dileriz.
Comment here