Genel seçimler geçen yıl yapılmıştı. Mahalli idare seçimleri de, geçtiğimiz günlerde tamamlandı. Normal şartlarda, önümüzdeki ilk seçim 4 yıl sonra ve artık ülke gündemine dönme vakti geldi. Ülke gündemi nedir?
Ekonomi herkesin birinci gündem maddesi… Gelişen dünyanın nimetleri artarken, hepimiz bu nimetlerden faydalanmak istiyoruz. Asgari ücret, memur ve emekli maaşları işin gelir ayağındaki belirleyici göstergeler… Enflasyon oranı da terazinin diğer kefesi…
“Yumurta mı tavuktan çıkar, tavuk mu yumurtadan” paradoksunda olduğu gibi, enflasyonist ortamda asgari ücret ve memur maaşlarına benzer oranlarda zam yapıldı. Üzerine EYT düzenlemesi geldi. Yapılan maaş zamları ve ilave emekli maaşları devlet kasasından çıktı. Devlet fakirleşti, talep arttı, fiyatlar hortladı. Ekonomi adeta fırtınası dinmek bilmeyen bir denize döndü. Fırtınada ilk boğulan emekli oldu ve seçimde de hesabı iktidarın önüne koydu.
Peki ne oluyor da fiyatlar hortluyor, ekonomi bozuluyor. Yüksek enflasyonun sebebi hep mali konular mıdır? Hayır, enflasyonun sebebi; altyapı, hukuk, eğitim, adalet, sağlık ve liyakat sistemlerinin doğru kurgulanmaması, işletilmemesidir.
Önceki yazılarımızda da detaylı olarak anlattık. İstediğiniz kadar hastane binası yapın, yeterli sayı ve mesleki eğitimden almış hekim, sağlık personeliniz olmazsa, hizmet üretemezsiniz. Örneğin bir aile hekimine günde 70 kişi ve üzerinde kişiyi muayene etme hedefi koyarsanız, hekim gözüyle bakar ama şifa verecek bir muayene yapamaz. Toplumun ruhen ve bedenen iyi durumda tutamaz, sağlıklı hale getiremezsiniz.
İstediğiniz kadar meslek lisesi, üniversite açın… Yeterliliği tam ve liyakati olan öğretmen, öğretim görevlisi atayamıyorsanız, derslik, laboratuvar, atölye, mutfak, araç gereç sağlayamıyorsanız, işletmelerle okul-işletme ortaklığı kuramıyorsanız, ihtiyaç duyulan mesleki eğitimi veremezsiniz. Ticarete ve sanayiye liyakatli personel sağlayamazsınız.
Ne kadar otoyol, köprü, tünel, viyadük yaparsanız yapın, ülkenin ve şehirlerin nüfusu, coğrafyası, demografik yapısını göz önünde bulundurup, doğru planlama yapamıyorsanız, başta raylı sistemler olmak üzere toplu taşımayı hayata geçiremiyorsanız, hepsi tıkanır.
İstediğiniz kadar kanun çıkarın, adliye sarayları yapın, hakim-savcı-memur işe alın… Kanunlarınız yeteri kadar anlaşılır olmazsa, basit bir konu birden fazla kanunda yer alırsa, adli işlemleriniz usul ve tebligat labirentleri arasında sıkışı-yıllarca beklerse, arabuluculuk ve uzlaştırma müessesesi kağıt üzerinde kalırsa, atadığınız personelin liyakati yoksa, adaleti zamanında ve adil dağıtamazsınız. Geç gelen adalet, adalet değildir.
Aracınla sabah işe giderken, akşam eve dönerken hiçbir trafik kuralına uymayan sürücüleri kontrol edip, yaptırım uygulamazsanız, ama düzenli trafik ya da asayiş uygulaması adı altında ana arterleri kesip, insanları kuyruklara sokarsanız bunun kimseye faydası olmaz. Vatandaşı sinir hastası edersiniz.
Her tarafta kamera olmasına ve kolluk güçlerinin her türlü teknolojik imkânı bulunmasına rağmen, şehirlerde her gün silahlı kişiler cirit atıyorsa, en basit soruşturmalar ve şikayete bağlı suçların yargılamaları bile aylarca-yıllarca sürüyorsa, kolluk ve adalet zafiyet içinde demektir.
Mahallerdeki okullar binlerce öğrenci nüfusuna sahipse, evinin dibindeki okula çocuk göndermekten imtina ediyor ve daha seçkin olduğunu düşündüğün kilometrelerce mesafedeki okullara servisle çocuğunu gönderiyorsan ya da daha iyi bir eğitim için aylık gelirinin önemli bir kısmını özel okullara harcıyorsan, eğitim sistemi sorunludur.
Belediyeler Kanunu, büyükşehirlerde şehiriçi ulaşım hizmetlerini büyükşehir belediyelerine, ilçe ve beldelerde işyeri ruhsatları ve işgaliyelerle ilgili düzenleme görevlerini de mahalli belediyelere vermekte. Ancak korsan taşımacılık, kaldırımların sözüm ona esnaf tarafından işgali, yol kenarlarında kamyonet içinde kahvaltı, meyve, patates, pilav satanlar, tablacılar hiçbir yasal yeterliliğe uymadan, kira, işgaliye, vergi, sigorta, işçilik ödemeden, gıda güvenlik normlarına uymadan satış yapıyorsa, bunlar da belediyelerin zafiyet konularıdır.
Yukarıda saydığımız olumsuzlukların üzerine ciddiyetle gidilmediği takdirde, ülke olarak sosyal yapıyı düzeltemeyiz. Eğitimli, erdemli bireyler yetiştiremeyiz. Ticaretimizi, ekonomimizi, kültürümüzü, sanatımızı geliştiremeyiz.
Sorunun tek çözümü eğitim, ahlak, erdem, çalışmak, çalışmak, çalışmaktır. Millet mesajı sandıkta vermiştir.
- YENİ NORMAL - Ekim 31, 2024
- Devletimiz güçlüdür. Peki,adil mi? - Ekim 7, 2024
- Her Şeye Rağmen Yine Vatan - Ağustos 27, 2024
Comment here