Dünyanın önde gelen gıda hizmetleri şirketi Compass Group’un küresel pazar istihbarat ajansı Mintel’e yaptırdığı Global Eating At Work 2023 Araştırması’na göre, ekiplerini daha uzun, daha kaliteli ve daha sık ara vermeye teşvik eden işverenler, üretkenliğin kilidini açmanın, çalışan refahını iyileştirmenin ve daha fazla insanı ofislere geri döndürmenin anahtarı olabilir.
Compass Group’un 26 ülkedeki 35.000 çalışandan elde ettiği bilgileri analiz eden Global Eating at Work 2023 Araştırması, ana öğle yemeği molalarında çalışanların geçirdiği sürelerin ülkelere göre önemli ölçüde değiştiğini ortaya çıkardı. Dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden biri olan Çin’de çalışanların öğle yemeği molalarında geçirdiği süre ortalama 54 dakika iken, Polonya gibi büyüyen ekonomilerde bu süre 20 dakikanın biraz daha üzerinde.
Türkiye’de öğle yemeği molası ortalama 42 dakika ve çalışanların yarısından fazlası öğle yemeğini arkadaşıyla yiyor
Çalışanlar bugün ortalama olarak, eğer varsa, ana öğle yemeği molaları için günde sadece 35 dakikasını ayırıyor. Araştırma, Türkiye’deki çalışanların ise öğle yemeği yani ana molaları için günde ortalama olarak sadece 42 dakikasını ayırdığını, bunun da dinlenme, enerji toplama ve meslektaşlarıyla sosyalleşme fırsatları için yetersiz kaldığını ortaya koyuyor.
Dünyada haftanın beş günü çalışanların ortalama olarak bir öğle yemeği molasını atladıkları ve üçte birinin öğle yemeğini yalnız yedikleri tespit edildi. Türkiye’de çalışanların da haftada en az bir öğle yemeği molasını atladığı gözlemlendi. Araştırmaya göre öğle yemeğini yalnız yiyenlerin oranı ise oldukça düşük (%18). Türkiye’de çalışan kesimin %89’u öğle yemeğini bir arkadaşıyla yemeyi tercih ediyor, başka bir deyişle sosyalleşme fırsatını değerlendirdiği görülüyor.
Dünya genelinde çalışanların %5’i, çalışma haftaları boyunca hiç ara vermediklerini bildirdi. Bu eğilim, yaşlı bakımı endüstrisindeki çalışanlar için %10’a ulaşırken, işyerinde çalışanların %7’si ve hibrit ile evden çalışanların ise yalnızca %3’ü. Türkiye’de bu oranlar daha düşük: Çalışanların genelinde bu oran %1 iken, yaşlı bakımı endüstrisi dahil sağlık çalışanlarının %4’ü, eğitim sektörü çalışanlarının %3’ü ve işyerinde çalışanların ise %2’si hiç ara vermediklerini belirtiyor.
İş yerinde daha kaliteli molalar vermek üretkenliği, refahı ve ekip oluşturmayı destekliyor
Araştırma, kaliteli mola alanları ile yiyecek ve içecek olanaklarına yatırım yapan işverenlerin, işgücünün üretkenliğini, refahını ve iş arkadaşlarıyla iş birliğini önemli ölçüde artırırken çalışanları arasındaki izolasyon duygularını azaltabileceğini gösteriyor.
Dünya genelinde çalışanların %78’i öğle yemeği molasının kendilerini daha verimli hale getirdiğini söylerken, %85’i bir iş günü boyunca düzenli mola vermenin genel üretkenliklerini artırdığını kabul ediyor. Türkiye’de çalışanların %88’i öğle yemeği molasının verimliliklerini artırdığını, %93’ü ise düzenli mola vermenin genel üretkenliklerini artırdığını savunuyor. Her 10 çalışandan 7’si bu düzenli araları yeme ve içme için kullandığını belirtiyor.
Çalışan refahının daha iyi desteklenmesi için, dünya genelinde her 10 çalışandan 8’i işverenlerinden, iş yerinde dinlenmeleri ve yeniden enerji toplamaları için uygun molalar verebilecekleri alanlar sağlamalarını beklerken Türkiye’de ise her 10 çalışandan 9’u işverenlerinin bu imkanı sağlamasını bekliyor.
Yemek molaları sosyalleşme ve ağ kurma olanağını artırtıyor
Dünya genelinde tüm yaş grupları arasında ana molalarına en kısa süreyi ayıranlar Z kuşağı ile Baby Boomers (günde 34 dakikadan daha az). Öğle yemeği molasına ortalama 42 dakika ayrılan Türkiye’de ise genç kuşak ana molalarında en kısa süreyi kullanıyor; Z ve Y kuşağının ortalaması 40 dakika. Yaklaşık 47 dakika ile en uzun mola verenler ise Baby Boomers.
Farklı nesillerin iş molalarından farklı beklentileri var ve bu da işverenlerin mola alanlarını iş gücü karışımının refah gereksinimlerine uyacak şekilde uyarlama ihtiyacını vurguluyor. Mola sırasında yemek yemek ve içmek her yaş grubu için en önemli öncelik olsa da, özellikle genç nesil Z ve Y Kuşağı çalışanları, zamanlarını iş arkadaşlarıyla sosyalleşme de dahil olmak üzere rahatlamak ve kişisel ilgi alanlarını veya hobilerini takip etmek gibi ruh sağlıklarını destekleyen daha çeşitli uğraşlar için kullanmak istiyor.
- Dünya genelinde gelişmiş yiyecek olanaklarına sahip işyerlerinde (çalışan restoranı, kafeterya, kantin, kahve dükkanı), çalışanların %70’i öğle yemeğini iş arkadaşlarıyla birlikte yemeyi tercih ederken, yalnızca %23’ü kendi başına yemek yiyor.
- Buna karşılık, hiçbir yiyecek ve içecek tesisi sağlanmadığında, sadece %38’i ana molalarını meslektaşlarıyla geçirirken, yaklaşık yarısı (%48) yalnız yemek yemeyi tercih ediyor.
“İşverenler, evden çalışanları işyerine geri dönmeye teşvik etmek için ev konforuyla rekabet etmeli”
Ana molaların uzunluğu ev, hibrit ve ofiste çalışanlar arasında büyük ölçüde tutarlı olsa da, evden çalışan kişiler, işyerinde olduğundan daha sık ve daha kaliteli molalar verdiklerini bildirerek, işverenlerin çalışanları ofise geri dönmeye teşvik etmeye çalışırken karşılaştıkları zorluğun altını çiziyor. Dünya genelinde hibrit çalışanların %58’i evden çalışırken daha fazla mola verdiklerini söylüyor, Türkiye’de ise bu oran %75.
Araştırma, birçok işyerinde uygun mola alanlarının bulunmamasından şikayetçi olunduğunu öne sürüyor. Dünya genelinde çalışanların %79’u, Türkiye’de ise çalışanların %93’ü işverenlerin uygun koşullarda mola verebilecekleri bir yer ve zihinsel sağlıklarını destekleyen programlar sağlamalarının önemli olduğunu vurguluyor. Dünya genelinde çalışanların üçte birinden fazlası (%35) ülkemizde ise çalışanların %26’sı işverenlerinin rahatlamaları ve yeniden enerji toplamaları için uygun bir dinlenme alanına sahip olmadığını söylüyor.
Nihat Kartal: “Çalışanlar kendileri için en verimli şekilde ve zamanda enerji toplamayı umuyor.”
Araştırma verilerini değerlendiren Sofra/Compass Group Türkiye CEO’su Nihat Kartal “Çalışanların verimliliğini sağlamak günümüzde işletmelerin karşı karşıya olduğu önemli bir zorluk. Dolayısıyla çalışanların iş günlerinde daha fazla mola vererek dinlenmeleri ve iş arkadaşlarıyla birlikte enerji toplamaları için zaman ayırmalarını sağlamak büyük bir fark yaratabilir. Yüksek kaliteli molalar hem çalışanlar hem de işverenler için bir kazan-kazan yöntemidir ve çalışanların üretkenliğini, işbirliğini ve ruh sağlığını iyileştirdiği kanıtlanmıştır.
Öğle yemeği molası artık günümüzde rutin bir olay olmaktan çıkmıştır. Esnek çalışmanın yaygınlaşması ile birlikte çalışanlar kendileri için en verimli şekilde ve zamanda enerji toplamayı umuyor. Enerjilerini yenileyip arttırmak için uygun olan kaliteli yiyecek ve içecekler tüketmenin, meslektaşlarıyla iletişim kurmanın ve sosyalleşmenin teşvik edildiği bir işyeri kültürü istiyorlar. Bu araştırmada ekiplerini motive etmek, yeni yetenekleri çekmek ve hibrit çalışanları işyerine geri dönmeye teşvik etmek isteyen işverenlerin, çalışanların farklı ihtiyaçlarını yansıtan rahat mola alanları yaratmayı içeren, insanların evde gerçekleştiremeyecekleri sosyal etkileşim için benzersiz yiyecek deneyimleri ve fırsatları sunan konforlu çalışma alanlarına daha fazla yatırım yapması gerektiği görülüyor.” dedi.
Editör Notları:
*Gelişmiş yiyecek ve içecek olanakları, bir çalışan restoranı, kafeterya veya kantini ya da yemek servisi yapan bir kahve dükkanını içerir.
Kuşak demografisi:
- Z kuşağı – 1996-2010 arasında doğanlar
- Y kuşağı – 1981-1995 arasında doğanlar
- X Kuşağı – 1966-1980 arasında doğanlar
- Baby Boomers – 1946-1965 yılları arasında doğanlar
Daha fazla bilgi için: www.sofragrup.com
Comment here