Yaklaşık 35 yıldır yeme içme sektörünün bir numaralı iş ortağı olma vizyonuyla yatırım yapan Metro Türkiye, gelecekte denizlerde daha çeşitli ve daha bol balık olması için yürüttüğü sürdürülebilir balıkçılık çalışmalarından biri olan “Yediği Önünde Yemediği Yarında’’ kapsamında yetiştirilen Metro Premium Levrek ve Çipura’ların yeni dönem hasat lansmanını Alaçatı Amavi restoranda gerçekleştirdi.
24 Temmuz 2024, İstanbul – Sürdürülebilirliği, yarını değiştirecek en önemli güç olarak gören Metro Türkiye soruyor, ‘Bir Tabak Yarını Değiştirebilir mi?’ Cevap ise hiç şüphesiz, ‘Evet.’ Gastronomi sektörü profesyonellerinin hazırladığı tabakta yerel, coğrafi işaretli ürünler ve mevsiminde taze malzemeleri kullanması, doğru koşullarda avlanmış balığa tabağında yer vermesi ve atıksız mutfak anlayışını benimsemesi ile bir tabak yarınlarımızı değiştirebilir. Yaklaşık 35 yıldır yürüttüğü sürdürülebilirlik kapsamındaki çalışmalarla sektörde öncü olan Metro Türkiye, 2021 yılında Hatko Su Ürünleri ve Skretting iş birliği ile hayata geçirdiği ‘Yediği Önünde, Yemediği Yarında’ projesi ile endüstriyel boyutta ilk kez levrek ve çipura yetiştiriciliğinde önemli bir adım attı.
Levrek ve çipuraların yetiştiriciliğinde, içeriğinde deniz balığı oranı azaltılmış ve alg yağı içeren yem kullanan Metro Türkiye, kullandığı bu yeni yem modeli ile tonlarca deniz balığını kurtararak ekolojik sürdürülebilirliğe katkı sağlıyor. Bu yeni yem modeli aynı zamanda Omega 3 açısından çok daha zengin balıkların yetişmesine olanak tanıyarak tüketiciler için lezzetli ve sağlıklı bir alternatif sunuyor.
Sürdürülebilirliğin en lezzetli hali
Sürdürülebilirlik anlayışını kendi operasyonlarının yanı sıra bir numaralı iş ortağı olduğu yeme içme sektörüne de yansıtan Metro Türkiye, Premium Levrek ve Çipura ile restoran menülerinin hem sürdürülebilir hem de lezzetli olmasında önemli bir rol oynuyor. Şef ve işletmecilerin çözüm ortağı olarak konumlanan Metro Türkiye, balıkların yeni dönem hasat lansmanını Alaçatı Amavi restoranda gerçekleştirdi. Şef Can Aras’ın sürdürülebilir balıkları, coğrafi işaretli ürünlerle buluştuğu tadım menüsü, bir tabağın yarını değiştirebileceğine dair ilham verdi.
‘Yediği Önünde Yemediği Yarında’ projesinin Amavi’nin felsefesiyle örtüştüğünün altını çizen ve böyle bir akşam yemeğiyle farkındalık yaratmaktan mutlu olduklarını belirten şef Can Aras; “Yaşadığımız bu tüketim çağında bizler, geleceğimiz için sorumluluk hissediyoruz. Kaynaklarımızı ve doğanın bize verdiklerini düşünmeden harcamamamız gerekiyor. Değişimi önce kendimizden başlatmalıyız dedik ve Amavi’yi bu düşünce ile kurduk. Bu yüzden toprağımızın ve denizlerimizin kıymetini bilen üreticileri destekliyor, sadece onlarla çalışıyoruz. Amavi olarak bakış açımızla örtüşen bu balıklara menümüzde yer vermekten dolayı çok memnunuz. Metro Türkiye’nin bizlere verdiği ilham ve sağladığı ürünler ile bir tabağın yarını nasıl değiştirebileceğini şef dostlarım ile birlikte keşfettik” dedi.
“Deniz ürünleri gelecek nesillere aktarılması gereken bir değer”
Türkiye’de bir ilk olan proje kapsamında balığı yalnızca ticari bir ürün olarak değil; gelecek nesillere bırakılması gereken bir değer olarak gördüklerini vurgulayan Metro Türkiye Kurumsal İletişim ve Kamu İlişkileri Müdürü Dr. Aslı Duran şunları aktardı; “Yeme içme sektörünün bir numaralı iş ortağı olma vizyonuyla yatırımlarımıza devam ederken, 2010 yılından bu yana sürdürülebilir balıkçılığın yaygınlaşması adına öncü projelere imza atıyoruz. Ege bölgesinin en değerli ürünlerinden biri olan balığı da elbette gelecek nesillerin de tadabilmesi için bu tip projeler oldukça kıymetli. 2021 yılında hayata geçirdiğimiz ‘Yediği Önünde Yemediği Yarında’ projesi de bu kapsamdaki en önemli çalışmalarımızdan biri. Endüstriyel boyutta ilk kez yetiştirilen Metro Premium Levrek ve Çipuralar, alg yağı içeren özel yemlerle besleniyor. Omega 3 değeri oldukça yüksek olan bu balıklar, restoranların da müşterilerine hem sağlıklı hem de lezzetli balıkları sunma fırsatı sağlıyor. Bundan 3 yıl önce başladığımız bu önemli projenin yeni dönem hasadını turizm ve gastronomi açısından çok önemli bir yere sahip Ege Bölgesi’nde duyurmak istedik. Çünkü Metro Türkiye olarak tüm ekiplerimizle bu bölgenin önemini ve yoğunluğunu biliyor, yaptığımız yatırımlarla bölgedeki tüm şef ve işletmecilere Metro kalitesi ile ürün tedariki yapmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Şef Can Aras’ın hazırladığı ve ilham verici olduğunu düşündüğümüz tadım menüsü; gerek coğrafi işaret tescilli malzemeler gerek yerel Ege otları gerek de sürdürülebilir yöntemlerle avlanmış balıklar ile bir tabağın yarını değiştirebileceğini en lezzetli haliyle göstermiş oldu.’’
Ege’de hakimiyetini artırdı
Yeme içme sektöründeki iş ortaklarına sevkiyat alanında sunduğu hizmet ağını, günden güne geliştiren Metro Türkiye, geçtiğimiz yıl İzmir depo yapılanmasını 5 katına çıkardı. Bu sayede hem kuru gıda hem taze gıda hem dondurulmuş ürünler için genişletilmiş depolarla beraber taze balık işleme için de ayrıştırılmış depolama alanları oluşturuldu. Aynı anda depolanabilen palet sayısı 650’den yaklaşık 1.600’e, operasyonu yönetilen farklı ürün sayısı ise 500’den yaklaşık 1.400’e yükseldi. Günlük 60 ton olan operasyon kapasitesi ise 220 tona yükseltildi. İzmir deposunun genişlemesiyle beraber sağlanan kapasite artışıyla bölgedeki ekiplerin hem sayısı hem de yetkinliğini artmış oldu.
###
Metro Türkiye Hakkında
1964 yılında Almanya’da kurulan ve bugün 30’dan fazla ülkede hizmet veren uluslararası perakende şirketi Metro, 1990 yılından bu yana Türkiye’de faaliyet göstermektedir. Türk mutfak kültürünü ve değerlerini korumak, gelecek nesillere aktarmak ve Türk mutfağının şefleriyle birlikte dünyada hak ettiği yere gelmesi amacıyla çalışan Metro Türkiye, bugün Türkiye’nin 21 şehrinde 37 mağazasıyla 4.000’den fazla çalışana istihdam sağlamaktadır. Mağaza operasyonlarının yanı sıra Gıda Sevkiyat Operasyonu (FSD) ile 60’tan fazla şehirde profesyonel müşterilerine gıda sevkiyat hizmeti gerçekleştirmekte; son tüketicilere ve HORECA (otel, restoran, kafe) işletmelerine 30 bine varan çeşitte gıda ve gıda dışı ürünü, fiyat-kalite-performans ilişkisini gözeterek sunmaktadır. Sürdürülebilir İş Ödülleri’nin de sahibi olan Metro Türkiye, et, balık, bal ve meyve sebze izlenebilirliğinden sürdürülebilir hayvancılık, balıkçılık ve kafessiz tavuk yumurtasına, gıda atığı projelerinden Coğrafi İşaretli Ürünler projesine kadar tüm çalışmalarıyla yerel değerlerin kayıt altına alınıp gelecek nesillere miras bırakılmasına katkı sunmayı hedeflemektedir. Metro Chef, Metro Professional, Metro Premium, Aro, Rioba ve Sigma isimli kendi markalarını bünyesinde bulunduran Metro Türkiye, Türkiye’de “Tarladan Sofraya” gıda güvenliği yönetim sisteminin kurulmasını esas alan uluslararası geçerlilikteki IFS Cash & Carry / Wholesale + IFS Lojistik kombine sertifikasına sahip ilk ve tek şirkettir. Metro Türkiye, ürünün hammaddeden başlayarak müşteriye sunulmasına kadar olan süreçte çevresel faktörlerin belirlenmesi ve bu faktörlerin gerekli önlemler ile kontrol altına alınarak çevreye verilen zararın en aza indirilmesi için kılavuzluk yapan ISO 14001 belgesine de sahiptir.
Comment here