Mustafa Bılıkçı ile yapılan söyleşi
- Öncelikle yurdumuzun kırmızı et ihtiyacını ne kadar ülkemizde biz bunun ne kadarını kendimiz üretiyoruz.
Türkiye’ nin şu anki kırmızı et ihtiyacı 1 milyon 200 bin ton bunun 800.000 tonu ülkemizde üretiliyor. Her sene 300-400.000 ton açık veriyoruz Bunu da bakanlık yurt dışından temin ediyor. Kırmızı et üretimimiz Ülkemize yetmiyor.
- Tarım Ülkesi olduğumuz halde niye kırmızı et üretimimizi yeteri hale getiremiyoruzBir tarım ülkesi olmamıza rağmen yeterli miktarda et üretemiyoruz. Bunun birden fazla sebebi var. Bunları ekonomik ve sosyal sebepler olarak gruplandırabiliriz. Tarım arazilerinin miras yoluyla bölünmesi sonucunda toprağın ekonomik değeri kalmadı. Tarım yavaş yavaş geçim kaynağı olmaktan çıkıyor. Yaşadıkları yerde ekonomik ve sosyal yönden aradıklarını bulamayınca genç nüfus kırsalı terk ediyor. Şehirde bulabildiği ekonomik ve sosyal imkanları yaşadıkları yerde bulmuş olsalar göç en azından azalır. Birde tersine göç olayı var. İnsanlar emekli olduktan sonra köylerine dönüyor. Ancak bu dönüşün tarıma katkısı söz konusu değil.
Toprağın çok küçük parçalara bölünmüş olması tarım ve hayvancılığın önündeki en büyük engeldir diye düşünüyorum. Siz bu konuda ne söylersiniz?
Kesinlikle doğru düşünüyorsunuz Miras paylaşımı ile araziler küçüldü Bir ailenin hayatını idame ettirecek durumda değil. Toprak çok küçük olunca başka şeyler devreye giriyor. Çitçi olması gerektiği gibi tarım ve hayvancılık yapamıyor. Girdi maliyetleri çok yüksek. Açıklanan taban fiyatları düşük. Devlet alım garantisi de vermeyince mahsulünü düşük fiyatla özel sektöre satmak zorunda kalıyor. Her yıl aynı manzarayı görüyoruz. Çitçi ürününü tarlada bırakıyor. Protesto için yola döküyor veya yakıyor. Süt ineğini kesime yolluyor
Avrupa Birliği ülkelerinin çoğunda miras yoluyla tarım arazileri bölünmüyor. Tam tersi birleştiriliyor Böylece toprağın ekonomik değeri düşmüyor. Tarım makineleri traktör, biçerdöver daha verimli kullanılıyor. Avrupa ya gittiğimizde köyde sadece bir traktör ve biçerdöver görmüştük. Türkiye’de bakıyorsunuz herkesin kapısında bir traktör mutlaka var. Hollanda’da Aynı büyüklükteki bir köyde bir traktör varken Türkiye’de 50 tane traktör var. Tamamen kaynak israfı. Bu kaynağı daha fazla verimlilikle ürün elde etmek için kullanılabilir Sulama yöntemi ile topraksız tarım ile daha farklı ürünler elde edilir.
Tarım ve hayvancılığın gelişmesi için neler yapılmalı?
Benim de yeni öğrendiğim bir bilgiyi sizinle paylaşayım. Türkiye’de tarımın %70’i hayvanlar için üretiliyormuş Ben zannetmiyorum ki Türkiye’de tarımı %100’ü insanların yemesi için yapılıyor Siz bunu biliyor muydunuz ET-BİR Başkanı olduğum sırada akademisyenlerden öğrendim. Tarımın %30’u insanlar, %70’i hayvancılık sektörü için yapılıyor.
Tarım ve hayvancılığın gelişmesi devlet eli ile olur. Bunun için çiftçiye gerekli teşviklerin verilmesi gerekir. Bunun yanı sıra ürün için alım garantisi de verilmelidir. Çiftçinin mağdur olması önlenmelidir. Çiftçi daha fazla verim alacağı ürünlere yönlendirilmeli bu da takip edilmelidir.
Özellikle yerli tohumdan daha kaliteli ürünler üretilmesi için teşvik yapılabilir. Daha az ilaç kullanarak sağlıklı ürünler ortaya konabilir.
Hayvanların tükettiği besin insanları 3- 4 katı. Hayvancılığı geliştirmezseniz bir süre sonra arazileri ekseniz bile yedirecek hayvan bulamayacaksınız. İnsanın sağlıklı yaşaması için proteine ihtiyacı var. Yeterli protein alamayan kişilerin gelişimi de sıkıntılı oluyor. Sağlıklı nesiller için hayvancılık çok önemlidir.
Hayvancılığın gelişiminin önündeki en büyük engel yem sıkıntısı iye biliyoruz. Doğru mu?
Türkiye’deki arazilerin çoğu ekilip biçilmediği için şu an yem sıkıntımız var. Ciddi bir planlama ile yem sıkıntımız kalmaz Hayvanların kilo almasını sağlayan protein ağırlıklı bölüm yurt dışından geliyor Hayvana istediğin kadar saman yedir kilo almaz Hayvana kilo aldırılacak
2 tane önemli şey var Soya küspesi Mısır silajı. Bunlar yurt dışından geliyor
Arazinin çok aşırı bölünmüş olması tedbir alındı. Tarım arazileri artık miras yoluyla bölünemiyor
Türkiye nüfusunun dörtte biri kadar nüfusa sahipve sadece Konya büyüklüğünde olan Hollanda dünyaya peynir satıyor. Dünyanın en büyük nişasta fabrikası Hollanda’da bu adamlar kendi toplumunun karnını doyurdukları gibi Yurt dışına da tarımsal ve hayvansal ürünler satıyorlar
Adamlar 200 dönümde yapılacak üretimi 20 metrekarelik alanda topraksız tarım yöntemi ile yapıyorlar. Aynı orantı güneş ışınları sağlanıyor. Bir de 0 fire, zararlı bir madde yok. Ürün gayet doğal, çok az su veriliyor. Ürünlerin hepsi görüntü olarak aynı boy aynı düzende Standartları aynı Içinde haşere yok
Toprağı az olmasına rağmen verimli bir tarım modeli. Dünyaya çiçek, peynir satıyorlar. Avrupa Birliği’ne et satıyorlar.Tabii devletin de çok büyük bir etkisi var. Devlet olmadan bunların hiçbiri olmaz
Brezilya dünyanın en büyük et üreticisi Şu anda 350 milyon hayvanları var. Brezilya’da insan sayısından çok hayvan var Tabii büyükbaş hayvandan bahsediyorum. Küçük başi söylemiyorum bile… Konya büyüklüğündeki bir alana bir planlama yapmışlar. Biz buraya 30 milyar para harcayacağız. Dünyanın en büyük üreticisi olacağız. Bu arazi için elektrik su ve yem temin edeceğim Bütün bu giderleri devlet sağlıyor bütün bu giderleri devlet sağlıyor. Brezilya’daki insanlar ne kadar hayvanınız varsa getirin Her şey bedava Ama hayvanını kendin bakacaksın. Adamlar bunu kökten çözmüş yağmur yağsın. yağmasın hangi mevsim olursa olsun hepsinin çözümünü yapmışlar Ve insanlara gelin burada hayvanlarınıza bakın demişler. Brezilya bu modelli dünyanın en büyük hayvan üreticisi olmuş 22 tane ülkeye
Know How satmış. Bu adamlar teşvikleri direkt kişilere vermemişler. Bu şekilde bir düzenleme ile dünyanın en çok hayvanı olan ülke konumuna gelmişler.Ülkemizde, verilen teşviklerin %90’ı da boşa gidiyor Tarım Bakanlığı 850 milyon para 2015 yılında dağıttı Bugünün 8,5 milyar TL si Türkiye tarihinde hibe şeklinde dağıtılan en büyük para Bu parayla Türkiye’nin coşması lazım Bu paralar nereye gitti Bu paraları eşe dosta verilirse üreticiye verilmezse iş yapana verilmezse sonuç hüsran oluyor.
Sultan Et Hakkında
Sultan Et 1973 yılında faaliyetine Ankara’ da başladı. Başlangıçta sadece sucuk ve pastırma üreten firmamız, bugün 10 farklı ürün çeşidinde 300 ‘ e yakın ürün üretmektedir. Aile şirketi olarak kurulan firmamız, 2. Kuşağın yönetime geçmesiyle şarküteri çeşitlerinde ürettiği sucuk ve pastırmaya ilave olarak sosis, salam, kavurma, füme et, jambonla beraber taze/donuk dana-kuzu et ve et ürünleri üretimine dair yatırımlar yaparak ürün çeşitliliğini artırdı. Ülkemizin farklı yerlerinde bulunan 5 bölge müdürlüğü ve bu bölge müdürlüklerine bağlı bayii ağı ve ulusal/ yerel zincir marketler kanalıyla ülkemizin her yerine hizmet etmeye çalışılmaktadır. Tüm dağıtım ağında kendine ait sıcaklığı sürekli kontrol edilen frigofrik araçları kullanmaktadır.
Comment here