KİMYASAL BİR SAVAŞLA KARŞI KARŞIYA MIYIZ, ZEHİRLENİYOR MUYUZ?
Son günlerde basından sıkça duyduğumuz ülkemizden ihraç edilen Tarım ürünlerimizin Pestisit oranlarının limitlerin çok üzerinde olması sebebiyle geri gönderilmesinden duyduğumuz üzüntü ve bu ürünlerin kendi iç pazarımızda biz vatandaşlar tarafından tüketilmesi şüphesi ve Bakanlığımızın Pestisitli ürün üreten firmaları ürün ve markaları açıklamamasından dolayı endişe içindeydik. Dış pazarlarda ülkemiz itibar kaybı yaşarken, iç pazarda endişe ve üzüntü içindeyiz. Ancak hemen başından söyleyeyim Bakanlık merak edilen soruya yanıt verdi! “Mevzuata aykırı olan ürünler ülkeye girmeden önce imha edilmektedir. Kontroller sonucunda, mevzuata uygun olmayan ürünler ülkeye girişine, başka bir ülkeye gönderilmesine veya başka bir şekilde değerlendirilmesine izin verilmeden imha ediliyor”.(1) diye bir açıklama yaptı.(06.12.2024) Tatmin olduk mu? Maalesef HAYIR. Ülkemizde iyi yapılandırılmış bir kontrol-denetim sistemi var, ancak mesele bu sistemin iyi işlememesi ve şeffaf olmamasıdır.
Zira Bakanlığımızın 250 bin numunesinden ne kadarının Pestisit oranı yüksek ve Hangi firmaların, hangi ürünlerin, hangi markaların olduğunu maalesef bilmiyoruz. “Son 3 yılda % 35 pestisit kalıntı oranının azaldığı, Avrupa Birliği (AB) Gıda ve Yem de Hızlı Alarm Sistemi (RASFF) bildirimleri de yüzde 54 azaldı” diye ifade edilmekte. Demek ki daha önceki senelerde oranlar daha yüksekmiş .( RASFFA’ göre bildirimlerin neredeyse yarısı yasaklı pestisit aktif maddelerini içeriyormuş, bu yasaklı ürünlerin ülkemize nasıl girişine izin verildiği de ayrı bir sorun).Kaç numune temiz, kaç numune normal değerinden yüksek çıktı bilgisi yok. Bizler bilmece gibi fikir yürütürken Bakanlığımızın bunları açıklamaması bizleri daha da endişeye düşürüyor.
Peki, NEDİR BU PESTİSİT? Bitki ve hayvanlara zarar veren canlı organizmalara karşı kullanılan maddelerin tümüne pestisit adı verilmektedir. Pestisit, kimyasal bir madde, virüs ya da bakteri gibi biyolojik bir ajan, antimikrobik, dezenfektan ya da herhangi bir araç olabilir. Pestisitler, kullanım amacına göre insektisit (böcekleri öldürenler), herbisit (yabani otlara öldürenler, fungusit (mantarları öldürenler), bakterisit (bakterileri öldürenler), rodentisit (kemirgenleri öldürenler), akarisit (akarları öldürenler), algisit (algleri öldürenler), Mitisitler (Keneleri öldürenler) , Larvasitler (Larvaları öldürenler) , Nematositler ( Solucanları öldürenler), Akarisitler (Örümcekleri öldürenler) , Mollusitler (Salyangozları öldürenler) olarak sınıflandırılırlar. Bu maddelerin uygunsuz kullanımı ürünler üzerinde pestisit kalıntıları kalmasına sebep olabilmektedir. Uygun şekilde ve dozaj da kullanılmayan pestisitler aynı zamanda, kullanıldıkları gıdalarda aroma ve kalite değişimleri meydana getirebilirler. Tarım ilacı, bitki koruma ürünü vb. gibi adlarla satılan bu ürünlerin içeriğindeki aktif maddelerin büyük çoğunluğu özünde zehirdir. Pestisitler tarım ürünlerinde artışa sebep olsa da, dünya çapında açlığı bitirmek de başarılı olamamıştır. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılan pestisitlerin yanı sıra aynı aktif maddelere sahip olan ve Sağlık Bakanlığınca ruhsatlandırılan biyosidal ürünler de kentlerimizde haşere mücadelesi için kullanılmaktadır. Dolayısı ile bu zehirlere maruziyetimiz düşünüldüğünden çok daha fazladır. Genel olarak kalıcı, biyobirikimli ve toksik etkileri olan bu maddeler insan sağlığı üzerine akut ve uzun süreli etkilere neden olabilmektedir.Pestisitlerin çevre ve insan sağlığı üzerindeki etkileri hedef dışı canlılar üzerindeki toksisiteleri, çevrede kalıcılıkları ve dolayısıyla uzun vadeli etkileri ile ilişkilidir. Sağlık Bakanlığı, 2011-2016 yılları arasında kanserden ölümlerin dünya ortalamasının üstünde olduğu Antalya, Ergene ve Dilovası’nda geniş çaplı bir araştırma yaptırmıştı. Kanser vakalarında çevre kirliliğinin rolüne ışık tutan çalışmanın sonuçları kamuoyuna açıklanmış değildi. Bizlere Bakanlığın halktan gizlediği çalışmada insan sağlığını tehdit eden pestisitin taze fasulye, biber, hıyar, marul, maydanoz, çilek, erik ve elma da maksimum kalıntı limitlerini çok aştığı ortaya çıktı. Sularda ise yine kanserojen etkisi bilinen hidrokarbon kalıntıları tespit edildi. (Ne yazık ki bizlere bu bilgileri vicdanlı ve duyarlı bir insan olan Sn. Bülent Şık verdi. Kendisi Türk gıda mühendisi, akademisyen, çevre ve insan hakları aktivisti, barış akademisyeni. Çevre kirliliği ve kanserojenler üzerine bir hükûmet araştırmasının sonuçlarını açıkladıktan sonra mahkûm edildi. Şık’ın üniversitedeki yardımcı doçentlik görevine de son verilmişti. Daha sonraki duruşmalarda beraat etti ve yedi buçuk sene sonra görevine iade edildi). (3) Oysaki, Devletimiz kendi halkından bu bilgileri saklamamalı ve bu firmalar ile ürün markalarını kamuoyuna açıklamalıdır. Gıda güvenliği açısından ülkemizdeki en kritik mesele gıdalara bulaşan toksik kimyasallar yani pestisitler meselesidir, ancak bu konu ile ilgili bakanlığın nedense açıklama yapmıyor sadece yukarıdaki yeşil resimde görüldüğü gibi ne kadar analiz yaptık, kaç kişiyle yaptık gibi bizleri tatmin etmeyen bilgileri paylaşıyor, şeffaf olamıyor. İnsanlar ürettikleri ürünleri kendileri de, hayvanlarına da yediriyorlar, bu kadar zehir içeren ürünleri yemek, yedirmek akıl karı değil. Üstelik başka ülkelere yollayabilecek kadar da cesaretliler. Bunca yasaklı ürün ülkemize nasıl giriyor, nasıl satılıyor. Acaba farkında olmadan kimyasal bir savaşın içinde miyiz? Devletimiz zehirlenmemize nasıl izin veriyor? Bu işin altında bilmediğimiz saklı, gizli işler mi var? (Tarım alanında kullanılan kimyasalların buharlaşma ve ardından yağışlarla suya karıştığını da göz önünde bulundurmakta fayda var, Topraklarımızı, göl, deniz ve akarsularımızı da kirletiyoruz.) Yani hepimiz büyük bir risk altındayız. Trakya’da Ergene, Bursa’da Nilüfer ve Ülkemizin birçok nehir, dere ve çaylarına pestisitler karıştığı gibi aynı zamana lağım suları da karışıyor. Maalesef bu çay ve derelerin suları ekili arazilerde kullanılıyor.
Genelde pestisit denince ilk aklımıza gelen sebze meyveler oluyor ama işin rengi öyle değil. Bu zehirli kimyasallar Hayvansal gıdalarımıza da bulaşıp et, süt, tereyağı, yumurta vb. birçok ürün içerisinde sofralarımıza geliyor. Ayrıca Pestisitlere ev, okul ve işyeri dahil olmak üzere çok çeşitli yerlerde maruz kalabiliriz. Çünkü pestisitler sadece tarımsal üretimde değil aynı zamanda kentsel alanlarda da her türlü haşere ve kemirgen ile mücadelede yaygın olarak kullanılmaktadır. Pestisitler okul, park ve bahçelerde de yaygın kullanılmaktadır. Okul binalarında kullanılan pestisitler; kitaplar, raflar, sıralar ve duvarlara yapışabilme özelliğine sahiptir. Çocuklar, kirletilmiş yüzeylere temas ettiğinde, okul ortamında günlerce kalabilen pestisit kalıntılarını bünyelerine alabilirler. Oyun bahçelerini yabani otlardan temizlemek için kullanılan herbisitler, çocukların elleri, bedenleri, giysileri ve spor ayakkabılarına yapışarak sınıflara taşınabilir. İtalya’da yapılan bir araştırmada, 19 çocuk oyun alanından, dört okul bahçesinden ve bir pazar yerinden alınan çim örneklerinde tespit edilen 32 pestisit etken maddesinin %76’sında endokrin sistemi bozucu kimyasallar bulunmuştur.
Pestisitlerin püskürtülerek uygulanması sırasında bir kısmı buharlaşma ve dağılma nedeniyle kaybolurken, diğer kısmı bitki üzerinde ve toprak yüzeyinde kalmaktadır. Havaya karışan pestisit rüzgarlarla taşınabilir; yağmur, sis veya kar yağışıyla tekrar yeryüzüne dönebilir. Bu yolla hedef olmayan diğer organizma ve bitkilere ulaşan pestisit, kalıntı ve toksisiteye neden olabilir.
- Arılar, kuşlar ve balıklar, mikroorganizmalar ve omurgasızlar gibi hedef olmayan organizmalarda ölümler,
- Kuş, balık ve diğer organizmalarda üreme potansiyelinin azalması,
3. Ekosistemin yapısının ve türlerinin sayılarının değişmesi gibi uzun dönemli etkiler,
4. Hedef olmayan organizmalarda dayanıklılık oluşması sonucu insanlara hastalık taşıyan böcek ve parazitlerin kontrolden çıkması.Bakanlık yetkilileri tarafından Gıda Güvenliği Bilgi Sistemi’ne (GGBS) ülke genelindeki tüm gıda ve yem işletmeleri, bu işletmelere yönelik denetimler, alınan numuneler, numunelerin analiz sonuçları, işletmelere uygulanan idari cezalar, yaptırımlar, ithalat ve ihracat kayıtları gibi bilgiler giriliyor. Ancak bu bilgiler halkın erişimine açık değil. Avrupa’da olduğu gibi ülkemizde de GGBS verilerinin halkın erişimine açılmasını talep eden Zehirsiz Sofralar Platformu son dönemde rekor seviyeye ulaşan kalıntılı ürünlere ve yasaklı aktif madde kullanımına ilişkin halkın endişelerinin giderilmesi gerektiğini vurguluyor.
Bir de şöyle bir yanılgımız var, Taze ürünlerde “organik” etiketini gördüğümüzde kimyasal pestisitlerden arındırılmış olduğu yaygın bir yanlış anlamadır. Ancak, “organik” terimi mutlaka “pestisitsiz” anlamına gelmez.”organik” ve “pestisitsiz” arasındaki ayrımı akılda tutmak çok önemlidir. Organik ürünler pestisit kullanımı konusunda daha katı düzenlemelere uysa da, ürünlerin tamamen pestisitsiz olduğunu garanti etmez. Ancak sentetik pestisitlerden kaçınmak için pestisitsiz yemini etseniz bile, organik satın almak yine de daha iyi bir seçimdir.
Doğal pestisit nedir? Bitkilerde mevcut bazı kimyasal maddelerin hastalık, zararlı ve yabancı otlar üzerinde öldürücü veya gelişmeyi engelleyici etkilerinin olduğu görülmüştür. Bitkilerde doğal olarak bulunan ve mücadelede kullanılan kimyasallara doğal pestisitler adı verilmektedir.
Sebzelerdeki pestisit nasıl temizlenir? İşin doğrusu önce tarladan başlar. Yani bataklığı kurutmaktan. Pestisite maruz kalmış bir ürünü arındırmak daha zor bir iştir. Bu sebeple denetlenmesine tarladan başlanmalıdır. Esas olan pestisit kullanmadan tarım yapılabilmesidir. Genel olarak evlerimizde sirke, tuz ve karbonat kullanılması önerilir. (Birde deterjan ve çamaşır suyu kullananlar var ancak her ikisinide kesinlikle kullanmanızı çok sakıncalı ve yasak olup, kendinizi pestisitlerden kurtulayım derken kimyasallarla zehirlemeyin).
Tuz (sodyum klorür) ile sebze-meyveler İyi bir yıkamadan sonra %10’luk tuzlu suda bekletildiğinde pestisit kalıntılarının büyük ölçüde temizlendiği görülmüştür. – Sirke ise son yıllarda yapılan çalışmalarda asidik yapısı gereği bazı kullanılan pestisit kimyasallarıyla reaksiyona girerek daha toksik(zehir) içeren bir duruma dönüşmektedir. (Bu sebeple kullanılmasını tavsiye etmem) –Karbonat ise Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Gıda Teknolojisi Ana Bilim Dalı Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Sibel Bölek, yapılan bir çalışmada meyve ve sebzeleri pestisitten arındırmak için karbonatlı suyla yıkamanın diğer yöntemlerden daha etkili olduğunun ifade edildiğini bildirdi (15 Ağu 2019). Massachusetts Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre de, sodyum bikarbonat çözeltisi pestisit kalıntılarını yüzde 96 oranında temizliyor. Araştırmalarda, yüzde 1’lik sodyum bikarbonat çözeltisiyle 15 dakika boyunca yıkanan elmalardan, yaygın olarak kullanılan iki pestisitin neredeyse tamamen temizlendiği gösterilmiştir. (4) Son olarak da kabuklu olan meyvelerin kabuklarının soyularak kullanılması tavsiye edilmektedir.
Bu tür uygulamalar evlerde, küçük işletmelerde uygulanmasında bir sakınca yoktur. Ancak büyük endüstriyel işletmelerde daha başka çözümler hem daha ekonomik ve daha etkilidir. Süper okside su ve Ozon uygulamaları. (Ozon hakkında daha önce dergilerimizde bilgi vermiştik) Ozon cihazlarının sarf malzemesi havadaki oksijen olduğu için sadece elektrik maliyeti ve cihaz yatırımı vardır. Kullanımlarda şayet kuyu suyu kullanılıyorsa doğal sularda bulunan bromatı bromüre çevirip toksik hale getrdiği için işletmeler su kaynaklarında bromat tutucu filtreler kullanmalıdır. Dezenfeksiyon sağladığı gibi pestisit çözme işlemleri için endüstrilerde kullanılmaktadır.
Süper okside su veya elektrolize edilmiş sıvı su, Amerika ve Avrupa Organik Tarım konseyi tarafından çiğ gıdaların dezenfeksiyonunda ve pestisit çözme özelliğinden dolayı kullanılması tavsiye edilmektedir. Ayrıca birçok uluslararası kurumdan da onay almıştır. Toksik, kanserojen, korozif ve irritan değildir. Avrupa ve Uzakdoğu ülkelerinde Endüstriyel Süper Okside Su cihazları çok revaçtadır. Ayrıca evsel kullanımları için küçük ketıltipi cihazlarda mevcuttur. Ülkemizde de birçok firmada kullanılmakta olup ayrıca sıvı olarak da satılmaktadır.
Ne enteresandır ki ülkemizde Tarım Bakanlığımızdan Biyosidal ruhsatlı Sebze-Meyve Dezenfektanı bir ürün yoktur ama % 5 lik çamaşır suyu (sodyum Hypo Klorit) içeren birçok markalı ürün değişik isimler altında sebze-meyveler için yıllardır satılmaktadır.
Pestisitsiz Tarım Mümkün – Dünyada ve Türkiye’de pek çok çiftçi zehirsiz gıda üretiyor. Sağlıklı bir gelecek için daha fazla ekolojik, ekonomik kayba ve hastalığa sebep olmadan bir stratejik eylem planı geliştirmeli; doğru politikalar izlenmeli ve böylece pestisitlere dayanan konvansiyonel tarım sisteminin, yerini agroekolojik, organik ve onarıcı tarıma bırakması sağlanmalı. Birçok yerde artan organik tarım uygulamaları, daha az veya hiç pestisit kullanmadan çiftçilik yapmanın mümkün olduğunu gösteriyor. Araştırmalar, agroekolojinin tüm dünya nüfusunu besleyebileceği ve yeterli besin değerini sağlayabileceğine işaret etmekte. (6) Pestisitleri son çare olarak kullanan veya hiç kullanmadan geliştirilen bazı tarım sistemleri arasında entegre zararlı yönetimi (EZY), agroekoloji, organik tarım, onarıcı tarım ve Fukuoka doğal tarım bulunmaktadır. Doğru üretim yapan üreticiyi teşvik edilmeli ve destek olunmalı, kimyasal zehir içermeyen ürün yemek isteyen tüketiciyi korumak için pestisit analiz sonuçları kamuoyuna açıklanmalıdır.
Yaşadığımız pandemi den sonra yurt dışında üretilen birçok zararlı kimyasalın Avrupa’daki tesislerde üretilmediğini, tesislerini kapattıklarını ve üretim tesislerini 3. Dünya ülkelerine kaydırdıklarını da ayrıca belirtmek isterim. Avrupalı yöneticiler kendi ülke insan ve topraklarını korurken bizim ülkemizde“bize bir şey olmaz” deyip radyasyonlu çay içip bize de içmemizi tavsiye eden siyanürlü su içip “bakın bende içiyorum” diyen yöneticiler görüp her şeyi Allah’a havale eden bir kaderci toplum olmamalıyız. Aklımızı kullanarak bilimin ışığı altında çok çalışarak bu bereketli topraklarda üretime devam etmeliyiz.
KAYNAKLAR :
(1)https://www.cnnturk.com/ekonomi/bakanlik-merak-edilen-soruya-yanit-verdi-mevzuata-aykiri-olan-urunler-ulkeye-girmeden-once-imha-edilmektedir-2198509
(2)https://www.odatv.com/guncel/odatv-yazdi-tbmmye-tasindi-pestisit-krizi-120073288(3)https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/bakanlik-gizledi-cumhuriyet-acikliyor-2-hangi-sebzede-arsenik-hangi-suda-tarim-ilaci-var-959284 (4)https://www.gercekgundem.com/saglik/karbonat-ve-sirke-ise-yaramiyor-meyve-ve-sebzelerdeki-pestisitler-tek-bir-yontemle-neredeyse-tamamen-temizleniyor-504024(5)
PESTİSİTLER ve SAĞLIĞA ETKİLERİ – Yayımlanma Tarihi Ocak 2023 Yazarlar Prof. Dr. Çiğdem Çağlayan (Kocaeli Üniversitesi), Dr. Öğretim Üyesi Melike Yavuz (HASUDER), Batur Şehiroğlu (Buğday Derneği) Sorumlu Editör Genon K. Jensen (HEAL) Katkıda Bulunanlar Anne Stauer (HEAL), Funda Gacal (HEAL), Berkay Hacımustafa (HEAL9 Birleşmiş Milletler Genel Kurulu. (2017, Ocak). Gıda hakkı Özel Sözcüsü’nün Raporu. Madde 90, 24 (6)Birleşmiş Milletler Genel Kurulu. (2017, Ocak). Gıda hakkı Özel Sözcüsü’nün Raporu. Madde 90, 24
https://www.sozcu.com.tr/tonlarca-urun-gumrukten-donerken-chp-li-vekilden-iktidara-pestisit-cikisi-p118689
-https://gidalab.tarimorman.gov.tr/gidareferans/Menu/76/Pestisit
-https://imza.greenpeace.org/zehir-etme
-https://x.com/tarimyazari/status/1865268419781668907
-https://www.bugday.org/blog/tarim-zehirlerinde-alarm-yasakli-maddelerin-kullanimi-devam-ediyor/
-https://www.odatv.com/ozel/pestisitlerle-bitmiyor-sofralardaki-ikinci-tehlike-bu-haberi-okumadan-balik-tuketmeyin-120074010
-https://www.gercekgundem.com/saglik/karbonat-ve-sirke-ise-yaramiyor-meyve-ve-sebzelerdeki-pestisitler-tek-bir-yontemle-neredeyse-tamamen-temizleniyor-504024
– https://t24.com.tr/haber/gida-muhendisi-bulent-sik-taklit-ve-tagsis-yapan-firmalarin-aciklanmasi-buzdaginin-ucunu-gostermek-bunlarla-oyalanin-demek,1189087
MEHMET BAKİ ASUTAY – CATERİNG GUIDE DERGİSİ, Yıl 16, sayı: 90 EKİM-KASIM 2020 ”ÇAMAŞIR SUYU – EN ÇOK KULLANILAN YERLİ TEMİZLİK ve DEZENFEKTAN ÜRÜNÜ” adlı yazımı https://issuu.com/cateringguidedergisi/docs/cgedergi/28
- PESTİSİTLERPesDedirtiyor! - Ocak 16, 2025
- Mesleki Ve Ahlaki Deformasyon, Metal- Mental Yorgunluk - Aralık 23, 2024
- Gıda Sektöründe Skimpflasyon, Shrinkflasyon ve Greedflasyon nedir? - Kasım 29, 2024
Comment here