“Beyin hijyeni” | Catering Guide

Gelin bahar temizliği yapalım, beynimizi de temizleyelim.

Bu yazın, yaşamın tadını çıkartalım.

Salgın için sizde benim gibi yeter artık bitsin bu yasaklar, bir an önce eski yaşantımıza dönmek istiyorum diyorsanız öncelikle beynimiz ve ruhumuzdan bu işe başlamalıyız. Nefes almakta zorlanıyor, artık maskeden nefret ediyorsanız hatta panik atak olup kalbinizin yorulduğunu hissediyorsanız, maske, mesafe fiziksel hijyen derken esas olan beyin/ruh kirliliğini unutuyoruz.
Gelin öyleyse bahar temizliğine beynimizden başlayalım (bazıları buna beyin detoksu diyorlar, bende fazlalıkları çöpe atmak zihni biraz boşaltmak diyorum).
Aynı şeyleri yapmaktan sıkıldıysanız, çabuk sinirleniyor ve iş veriminizin düştüğünü hissediyorsanız, çabuk unutmaya başlayıp yaptığınız işlerden zevk almıyorsanız, kendinizi halsiz hissediyor ve baş ağrısı çekiyorsanız artık vakti gelmiş demektir.

Bildiğiniz gibi beynimiz vücudumuzun en önemli ve yönetim organı, diğer bütün organlarımızla iletişim halinde. Gelen bütün bilgileri değerlendirir ve sinir sistemimiz sayesi onlarla yönetim sağlar. Yani yapması gereken çok iş var.

Ancak biz bu dönemde zaten yoğun olarak çalışan beynimize o kadar çok kirli bilgi, korku yükledik ki adeta beynimiz felç oldu, devre dışı kaldı.
Çevremizdeki insanların davranışlarını yadırgar hale geldik, zaman zaman kendimizinkini de. Üstüne ekonomik kaygılar, sağlık problemleri, savaşlar, eğitim, çoluk çocuğun gelecek kaygısı, umutsuzluk, aşı olup olma/olmama kararı (bir de 3.4. doz çıktı) vb. sorunlar da eklenince durum ciddi bir boyut aldı.

Gelin öyleyse beynimize yardımcı olalım, bahar temizliği gibi BEYİN HİJYENİ yapalım.

Televizyon, gazete, sosyal medyalar ve şu cep telefonunu biraz daha az kullananın. Artık her akşam aynı haberleri izlemektense yalan, yanlış haberlerden uzaklaşalım, kumandayı bırakıp biraz hareket edelim.
Sevdiğiniz müzikleri dinleyelim. Önümüz yaz, tatile çıkın, kendinize, ailenize, sevdiklerinize vakit ayırın. Görüşemediğiniz eski dost ve arkadaşlarınızla buluşun, beraber yemek yiyin, sohbet edin, çay, kahve için.
Bir güzel uyku çekelim ve bu standart hale getirelim. Ancak uykunun fazlasının da zararlı olduğunu unutmayalım. Aynı saatlerde yatıp, kalmaya özen gösterelim. Uykunun hem beynimize hem de tüm vücudumuza etkileri çoktur. Çocuklarda olduğu gibi ileri yaşlarda olanlarımızda öğlen uykusu, ara uykularla şekerlemeler yapalım (siesta).
Takıntılarımızdan kurtulalım, Her şeyde ısrarcı olmayalım.
Bazen hayatını kendi akışına bırakmak gerekiyor. Pozitif olalım, olumlu ve güzel şeyler düşünelim. Kendinizle baş başa kalın, zaman zaman bulunduğunuz ortamdan uzaklaşın.
Hele bir de KAZ dağları gibi oksijenin bol olduğu yeşil alanlara, deniz kıyılarına, parklara ormanlara gidin.
Nefes alın, doğayı hissedin, Bol oksijen ve ozon hem beynimize hem de vücudumuzun diğer organlarına çok iyi gelecektir (Sigara içiyorsanız bırakın veya azaltmaya çalışın).
Piknik yapın, doğayla iç içe olun. Bol bol yürüyüş yapın. Ormanı, deniz kıyısını, dalgaların sesini, ırmakların akışını dinleyin. Toprakla uğraşın. Çiçeklerle ilgilenin varsa bahçenizle meşgul olun.
Bir Müzik aleti çalmaya veya ilgilenmeye bakın.
Kendinize Yeni yerler, yeni meşgaleler bulun. Hiç görmediğiniz yerlere gidin. Farklı işlerle uğraşmaya çalışın. Teknolojiden biraz uzak kalın. Spor yapın, hiç olmazsa günde yarım saat yürümeye çalışın.
Can dostlarımızla daha çok ilgilenelim, yoksa bir can dostu edinelim. Kedi, köpek, kuş hangisini daha çok seviyorsanız. Hiçbiri olmaz diyorsanız torun, torba, çoluk çocukla daha çok vakit geçirin. Sevginizi paylaşın.
Sorumluluklarınızı azaltın veya paylaşın. Aşırı kurallarınız varsa biraz daha esnek olun. İşlerinizi programlayın. Her işi yetiştirme derdine düşmeyin.
Bedeninize ve beslenmenize dikkat edin, yaşınıza göre bedeninize ve ruhunuza iyi gelen gıdaları tüketin.
Bitter çikolata, ceviz, badem, böğürtlen, karadut, ahududu, çilek, yabanmersini, kızılcık, pazı, ıspanak, brokoli, somon, balık gibi besinler;
sindirim sistemine iyi gelen yoğurt, peynir, lifli sebze ve meyveler.
Bu arada beynimize zarar veren gıdalardan da uzak durmaya çalışalım (ŞEKERLİ ÜRÜNLER. Şeker ve şekerli ürünler hem bel çevresinin artışına neden olurlar hem de beyin fonksiyonları için zararlıdırlar.
ALKOL, ABUR CUBURLAR, KIZARMIŞ YİYECEKLER, İŞLENMİŞ VEYA ÖNCEDEN PİŞİRİLMİŞ TÜKETİME HAZIR BESİNLER, ÇOK TUZLU BESİNLER, RAFİNE TAHILLAR, %100 TAM TAHILLAR HARİÇ, (Rafine edilmiş tahıllar:
Bunlar lifli ve besleyici kısımları alınmış olan tahıllardır. En iyi örnek rafine buğdaydan yapılan beyaz undur. Rafine karbonhidratlar neredeyse tüm lif, vitamin ve minerallerden arındırılmıştır.
Bu nedenle “boş” kalori olarak kabul edilebilirler), İŞLENMİŞ PROTEİNLER.
Bir sürahinin içerisine su, dilimlenmiş elma ve tarçını koyun ve karıştırın.
Hazırladığınız detoks içeceğini gün boyunca tüketin (ya da Sürahinin içerisine elinizle parçaladığınız nane yaprakları, su ve dilimlenmiş limonları ekleyin. 1-2 saat buzdolabında beklettikten sonra içebilirsiniz).
Evinizde, iş yerinizde küçük değişiklikler yapın. Fazla eşyalarınızdan kurtulun. Depolamayın, kullanmadığınız eşya ve giysileri ihtiyaç sahipleriyle paylaşın.
Kendinizle dost olun, hayatı sevin, yaşamın bizler için bir hediye olduğunu unutmayın. İçinizde bulunduğunuz durumdan çok daha kötü şartlarda yaşam mücadelesi verilen bir dünyada yaşadığımızı unutmayın.
Kitap okuyun, yaşantınızla ilgili notlar alın. Bir şeyler karalamaya çalışın, Resim yapın. Bilgi ve tecrübelerinizi sizden sonra gelecek yeni nesillerle paylaşın.
Kimsesizlerle, engellilerle, yetim ve öksüzlerle, yaşlılarla biraz daha fazla vakit geçirmeye çalışın.
Sağlığınıza dikkat edin, her şeyin başının sağlıklı olmak olduğunu unutmayın ve halinize şükredin. Hastalık hastası olmayın, kronik bir rahatsızlığınız varsa onunla yaşamayı öğrenin, dert etmeyin.
Bütün çirkinliği ve kötülüğüne rağmen dünyanın ve yaşamın güzel bir şey olduğunu düşünün. Bu yönde çalışmalara destek verin.