Haberler

Sütte Sil Baştan Bir Planlamaya İhtiyaç Var

“Süte su değil teknoloji katmak lazım”

Dengeli bir beslenmenin ve sofralarımızın vazgeçilmesi sütün tadı kaçtı. Son dönemde yaşanan rekor fiyat artışları nedeniyle süt, peynir, yoğurt gibi temel süt ürünleri el yakıyor. Tüketiciler fiyatların yüksekliğinden yakınırken süt üreticileri ise girdi maliyetlerinin yüksekliğinden dertli. TÜİK’in kasım ayı verileri de süt ve süt ürünleri üretiminde düşüşün devam ettiğini gösteriyor. TÜİK’e göre ticari süt işletmeleri tarafından toplanan inek sütü miktarı Kasım ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 6,1; Ocak-Kasım döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 3,2 azaldı. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Süt Teknolojisi Bölümü Öğretim Üyesi ve Süt Akademisi Eğitim Koordinatörü Prof. Dr. Barbaros Özer yaptığı değerlendirmede çiğ süt üretiminde girdi maliyetlerinin yüksekliğine dikkat çekerken yem ve enerji girdilerindeki dışa bağımlılığın bunun temel nedenleri olduğunu söyledi. Özer’e göre girdi maliyetleri düşürülmediği ve kamusal sübvansiyonlar geliştirilemediği sürece önümüzdeki dönemde çiğ süt fiyatları ve dolayısıyla süt ürünlerinin fiyatlarında düşüş beklemek hayal. 

Sofralarımızın baş tacı temel gıda ürünleri arasında yer alan süt ve süt ürünleri, son dönemde yüksek fiyat artışları ile gündeme geliyor. Süt ürünleri üretimi ve fiyatlarını etkileyen en önemli unsur ise çiğ süt üretim miktarı ve maliyeti. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK), 2022 Kasım ayına yönelik açıkladığı son verilere göre ticari süt işletmeleri tarafından toplanan inek sütü miktarı Kasım ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 6,1; Ocak-Kasım döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 3,2 azaldı. Diğer yandan süt ve süt ürünleri üretimindeki düşüş de devam ediyor. Kasım ayında bir önceki yılın aynı ayına göre tereyağı üretimi yüzde 18,5; ayran üretimi yüzde 8,8; içme sütü üretimi yüzde 7,4; inek peyniri üretimi yüzde 5,1 ve yoğurt üretimi yüzde 3,1 azaldı. Ocak-Kasım döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre tereyağı üretimi yüzde 16,1; ayran üretimi yüzde 7,2; yoğurt üretimi yüzde 3,4 artarken inek peyniri üretiminde yüzde 4,8 ve içme sütü üretiminde yüzde 2,4 azalış yaşandı.

Yem ve enerjide dışa bağımlılık maliyetleri artırıyor

Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Süt Teknolojisi Bölümü Öğretim Üyesi ve Süt Akademisi Eğitim Koordinatörü Prof. Dr. Barbaros Özer, süt konusundaki son duruma yönelik olarak yaptığı değerlendirmede, çiğ süt üretiminde girdi maliyetlerinin yüksekliğine dikkat çekti. Yem ve enerjide dışa bağımlılığın maliyetleri artırdığını belirten Özer, ülkemizdeki süt üreticilerinin küçük ölçekli olmalarının da maliyetler üzerindeki olumsuz etkisine değinerek, “Çiğ süt üretiminde girdi maliyetleri çok yüksek. Bunun temel nedenleri; yem ithalatı ve enerji girdilerindeki dışa bağımlılık. Ayrıca ülkemizde süt üreticileri çoğunlukla küçük ölçekli. Dolayısıyla, üretim-maliyet ilişkisini optimize edecek bir ölçek büyüklüğünden yoksun olan küçük üreticiler için çiğ süt üretimi maliyetli bir tarımsal eylem olmakta. Girdi maliyetlerinin düşürülmemesi ve/veya kamusal sübvansiyonların geliştirilmemesi durumunda çiğ süt fiyatlarının ve dolayısıyla da süt ürünlerinin fiyatlarının önümüzdeki dönemde de artacağını öngörmek olası” diye konuştu.

Prof. Dr. Barbaros Özer, açıklamasında süt ve ürünlerindeki fiyat artışlarının kayıt dışı üretimi ve hileleri teşvik ettiği konusunda da uyardı ve şunları söyledi: “Ulusal Süt Konseyi tarafından belirlenen referans fiyat 8,50 TL/kg (prim hariç) olmasına karşın bugün 12 TL/kg’ın üzerinde fiyatlama oluşmuş durumda. Çiğ süt fiyatları arttıkça zincirleme olarak süt ürünlerinin fiyatlarında da artış meydana geliyor. Bu durum kaçınılmaz olarak kayıt dışı üretimleri ve hileleri teşvik ediyor. Bu noktada ciddi halk sağlığı sorunlarının oluşması muhtemel”.

Özer, nasıl ulusal bir süt politikamız olması gerektiğini ise 9 maddede özetledi:

  1. Çiğ süt üretimi kayıt altına alınmalı ve sokak sütçülüğü kesinlikle yasaklanmalı.
  2. Çiğ süt üretiminde girdi maliyetlerini azaltıcı destekler arttırılmalı.
  3. Çiğ sütte kalite artışı için mevcut politikalar terk edilmeli ve halk sağlığı odaklı bir destek politikasına geçilmeli.
  4. Birlik ve kooperatiflerin butik ancak güvenilir süt ürünleri üretmelerine yönelik teşvikler geliştirilmeli.
  5. Kamu gözetim rolünü üstlenmeli, piyasa dengeleri (çiğ süt fiyat belirlemesi, kalite ölçütlerinin yerleştirilmesi ve takibi) kademeli olarak üretici örgütü-sanayici ilişkisine terk edilmeli.
  6. Üretici örgütleri ihtisaslaşmalı ve çiğ süt toplama ve pazarlama süreçleri yetkilendirilmiş sınırlı sayıda kooperatif/birlikler üzerinden gerçekleştirilmeli. Kuruluş amacı çiğ süt üretimi ve depolaması olmayan üretici örgütlerinin çiğ süt toplama yetkileri alınmalı.
  7. Çiğ süt üretiminde hijyen ilkelerine özen gösterilmeli.
  8. Küçük üreticilerin korunması adına köy bazlı ortaklaşma modellerinin (ortak ahır, ortak sağım merkezi, ortak veteriner hizmeti vb.) geliştirilmesi ve bu yönlü bir girişimde bulunan üreticilerin kamu kaynakları ile desteklenmesi önem taşımaktadır.
  9. Özel sektörün küresel gıda ticaretinde rekabet üstünlüğü sağlayabilmesi için AR-GE’ye dayalı büyüme ve maliyet azaltıcı eylemlere yönelmeli.

KUTU 1:

 

Süt Akademisi, 02-03 Mart’ta İstanbul’da düzenlenecek…

 

Türk gıda sektörünün önemli yapıtaşlarından biri olan süt endüstrisinde en son teknolojiler ve katma değeri artırıcı yöntemlerin interaktif bir ortamda paylaşılmasını sağlayacak Süt Akademisi’nin ikincisi, bu yıl da çok değerli uzman konuşmacıların katılımıyla 02-03 Mart 2023 tarihlerinde İstanbul’da düzenlenecek. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Süt Teknolojisi Bölümü Öğretim Üyesi ve Süt Akademisi Eğitim Koordinatörü Prof. Dr. Barbaros Özer, bu yılki Süt Akademisi’nin konuşmacıları arasında yer alıyor. Programı, sektöre özel eğitimleri ve danışmanlık hizmetleri ile farklılaşan Karma Grup tarafından Ankara Üniversitesi, Ziraat Fakültesi Süt Teknolojisi Bölümü iş birliği ile oluşturulan Süt Akademisi 2023, Ambalajlı Süt ve Süt Ürünleri Sanayicileri Derneği (ASÜD) ile Türkiye Süt, Et, Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği (SETBİR) tarafından destekleniyor. Akafor-Membran Sistemleri,  Koch Separation Solutions ve Realco ise Süt Akademisi’ne  sponsor olarak destek veriyor. Süt Akademisi eğitimleri, 02-03 Mart 2023 tarihlerinde Mercure Hotel Altunizade İstanbul’da gerçekleştirilecek.

KUTU 2:

 

Türkiye’de çiğ süt üretimi…

TÜİK verilerine göre Türkiye’de toplam süt, inek sütü üretimi 2021 yılında yaklaşık 23,2 milyon ton düzeyinde gerçekleşti. Ülkemiz çiğ süt üretimi bakımından dünyada ilk 10, Avrupa’da ilk 3 ülke arasında yer alıyor. Avrupa Birliği ülkelerinde 2020 yılında üretilen toplam 160,1 milyon ton sütün (154,4 milyon tonu inek sütü) 10,6 milyon tonu çiftlik düzeyinde kullanılırken 149,4 milyon ton süt (145,2 milyon tonu inek sütü) sanayi kuruluşları tarafından işleniyor. AB’de çiğ sütün yüzde 97’si sanayi ölçeğinde işlenirken (kayıtlı olarak) ülkemizde bu oran yaklaşık yüzde 45-50 dolayında. Bir başka deyişle ülkemizde üretilen çiğ sütün yaklaşık yarısı kayıt dışı olarak pazarlanıyor ya da çiftlik düzeyinde kullanılıyor.

Türkiye’de toplam süt toplama merkezi sayısı 6 bin 100 dolayında ve toplanan sütler süt ürünleri üreticisi firmalar tarafından belirli kalite kontrol testlerinden geçirildikten sonra işletmelere kabul ediliyor. Çiğ sütün kimyasal kompozisyonu (protein, yağ, su içeriği vb.), asitliği, antibiyotik varlığı gibi ön testlerden geçirilen sütler firmalarca işlenmek üzere kabul ediliyor. Ülkemizde, süt işleme kapasiteleri çok geniş bir aralıkta değişmekle birlikte 2 bin dolayında süt işletmesi bulunuyor. Sanayiye giden çiğ sütün yüzde 85’i 25-30 büyük süt işletmesi tarafından işleniyor.

Loading

Paylaş :

Comment here