Bu deyimi çoğunuz yeni duymuş olabilirsiniz. Bizde 2015 yılında özel bir ürün için Tarım Bakanlığı’na müracaatta bulunmuş, gelen 2 sayfalık yazının sonunda bu ifadeye karşılaşmış ve ürünümüze izin veril(e)mediğini öğrenmiştik. Hem tuhafıma hem de ağrıma gitmişti. Bir girişimci olarak üretmekte olduğumuz özel ve doğal bir ürün, Amerika ve Avrupa Organik Tarım Konseyinden tarafından tavsiye edilen bir üründü ve sektörün ihtiyacını karşılayabilecek nitelikteydi. Üstelik birçok uluslararası kurum tarafından da onaylanmıştı(FDA,USDA, EPA ).
Sonuçta, bizim izin istediğim ürünün aktif maddesi Avrupa, Amerika ve uzak doğu ülkelerinde yıllardır kullanılıyordu.
Çalışma hayatım boyunca bakanlığın birçok mevzuatına ters düşmüş ve eleştirmiştim. Bu da onlardan biriydi.Bakanlık bu ürüne izin vermediği gibi bu konuda izinli başka bir üründe yoktu. Aralarındaki yetki tartışmaları yüzünden her iki bakanlık da işin üzerine gitmiyordu. Yerli ve yabancı firmalar bu açığı kapatabilmek için etiketlerinde DEZENFEKTAN/BİYOSİDAL ÜRÜN yerine,“Temizleme, Durulama maddesi veya Hijyenik ürün” gibi ifadelerine yer vererek ürünlerini satıyor, bakanlık da bunlara göz yumuyordu. Aradan geçen 8 yıldan sonra bakanlık, bir üniversitenin ilgili bölümüyle bu ürün hakkında çalışma kararı aldı (Halen devam ediyor). Ülke ekonomisine yarar sağlayacak bu ürün için çalışmalarının bir an önce bitirilmesini ve gerekli izinlerin verilmesini umuyorum.
Sanırım bakanlık yetkilileri gelen talepler üzerine böyle bir çalışmaya gitti.
“Maskelemek”kelimesinin TDK sözlük anlamı şu şekildedir:
- Görünmemesini sağlamak, maske ile örtmek.
- Gerçek görünüşünü, niteliğini saklamak.
- Gerçek duygularını gizlemek. (1)
Peki “KÖTÜ HİJYENİ MASKELEMEK” denince ne anlamalıyız? Malumunuz gıda ve sağlık sektöründe hijyen en önemli konulardan biri. Ancak, kötü niyetli insanlar hijyen kurallarına uymadığı için risk teşkil eden gıda maddelerini Dezenfektan/Biyosidal ürünlerle arındırarak haksız ve hileli kazanç sağlayabiliyorlar. Mikrobiyolojik açıdan risk teşkil eden ürünler (kokuşmuş, bozulmaya yüz tutmuş ürünler) çeşitli metotlarla arındırılarak piyasaya sunulabiliyor.
Görsel ve yazılı basında, zaman zaman yapılan denetimlerde tonlarca küflenmiş süt ürünleri, bozulmaya yüz tutmuş et karkasları, kokuşmuş tavuklar, son kullanma tarihi bitmiş birçok ürünün yakalandığına dair haberleri izlemişsinizdir. Şayet bunlar yakalanmamış olsaydı biz tüketicilere afiyetle yedirilecekti.
Bu kötü insanlar, sektörde yasaklanan ve uygun olmayan kimyasal ürünlerle (burada adlarını özellikle vermek istemiyorum) kötü hijyeni bir nevi maskeleyerek kendilerine çıkar sağlıyorlar. Bozulmaya yüz tutmuş tavukları çamaşır suyu içinde bekletilerek koku ve mikrobiyolojik yükünü giderdikten sonra çeşitli katkı maddesi ve baharatlarla işlem yaparak bizlere yedirebiliyorlar. Yine, aflatoksin içeren bir gıda maddesi bu yöntemlerle arındırılarak fahiş fiyatlarla piyasada satılabiliniyor.
Her ne kadar bizim müracaat etmiş olduğumuz ürün doğal bir ürün olup, toksik içermeyen, korozif olmayan ve gıdalarda kalıntı bırakmayan bir ürün olsa da, bakanlığımız kötü niyetli insanlarca bu niyetle kullanılacağını düşündüğü için şimdilik biz üreticilere izin vermiyor. Yani kurunun yanında yaş da yanıyor.
Bu durum, iyi niyetli, doğru, ahlaklı ve kaliteli ürün üreten işletmeler ve biz kimyasal ürün üreticilerini mağdur ediyor. Ayrıca, ürünlerin raf ömrünü uzatmaya yardımcı olan bu doğal ürün, 8 senedir izin verilmediği için ülke ekonomisine yarar sağlayamıyor. Her yıl tonlarca ürün çöpe gidip heba oluyor.
Bu konuda bakanlık denetimlerini arttırarak kendi üzerine düşen vazifeyi yapmalı, “KÖTÜ HİJYENİ MASKELEYEBİLİR” diyerek işin kolayına kaçmamalıdır.
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın desteğiyle, Sağlık Bilimleri Üniversitesi tarafından yaş meyve ve sebzelerin tarladan rafa kayba uğramasının önlenmesi amacıyla yeni proje geliştiriliyor. Kimyasal madde içermeyen yeni ürünün tarımda geniş ölçekli kullanımı test edilecek. Proje tamamlandığında yılda yaklaşık 26 milyon ton yaş meyve ve sebze kaybının önüne geçileceği belirtiliyor. (2)
İşin diğer bir önemli yanı da pestisitler ancak bu konuda da halen yol alınabilmiş değil. Oysaki bu özel ürünün pestisitleri % 80’ne yakın çözme özelliği var. Ben, sebze ve meyvelerdeki pestisitleri mikrobiyolojik yönden daha çok önemsiyorum. Zira sebze ve meyveden alınacak birçok mikrop, insanları öldürmezken(mide bulantısı, kusma, ateş vb. yapabilirki bununda olmaması lazım) pestisitler vücudumuzda birikip yıllar sonra kanser hücreleri olarak bizlere geri dönüyor.
Sağlıklı nesiller yetiştirmemiz işin ilgili bakanlıklar bu tür çalışmalara daha fazla önem vermeli ve denetimlerini arttırmalıdır. Kimyasal ürün kullanımı yerine doğal ürünlerin kullanımını teşvik etmelidir.
- https://sozluk.gov.tr/
- CNN HABER – 30.05.2022 11:21 Tarımda yılda 26 milyon ton kaybın önüne geçilecek proje – Son Dakika Flaş Haberler – Sayfa 1
- İtibar Kaybetmek!Kurumsal İtibar Nedir? - Ekim 31, 2024
- BAKTERİ ÇİFTLİĞİ (SHİT MASTER) - Ekim 7, 2024
- Çöp veAtık Savaşları - Ağustos 27, 2024
Comment here