Olay Kur’an-ı Kerim’de Kehf Suresi’nin 9 la 27. ayetlerinde anlatıldığı için Müslümanlarca da kutsal kabul edilen bir mağaradır Ashab-ı Kehf Mağarası. İslam ve Hıristiyan coğrafyasında 33 yerde varlığı kabul edilen kutsal mağaralardan dört tanesi Türkiye’dedir. Kahramanmaraş Afşin, Diyarbakır Lice, İzmir Selçuk ve Mersin Tarsus ’da; Kur’an-ı Kerim’de geçen olayın o bölgelerde yaşandığı öne sürülür yöre insanları tarafından. Bunların en bilineni Tarsus’taki mağaradır. Biz de bu mağarayı ziyaret ederek fotoğraflar çekip notlar aldık. Bölgenin inanç turizmi açısından bir çekim merkezi olduğunu gördük. Yazımız için birçok kaynağı taramış olsak da Tarsus Belediyesi’nin Ashab-ı Kehf Mağarası’nın girişine koyduğu yazıyı öncelikle referans aldığımızı belirtmek istiyoruz. Bu yazıda olayın M.S. ikinci yüzyılın ikinci yarısında yaşandığı kaydediliyor. Farklı kaynaklarda farklı zamanlardan söz edilmekte ve farklı kişilerin adı geçmektedir.
Bazı kaynaklar anlatılanları mitolojik bir efsane olarak nitelerken özellikle dini kaynaklar kutsal bir kıssa olarak değerlendiriyor. Kuran’da geçiyor olması Müslümanlar arasında olayın ve geçtiği işaret edilen mağaranın kutsiyetini pekiştiriyor. Sadece Müslümanlar için değil Hıristiyanlar için de kutsal sayılan olay Romalıların Kudüs, Ürdün, Suriye ve Anadolu’da hâkimiyet sürdürdükleri dönemde geçmektedir.
Roma Baş Kralı Adriyanüs ’ün yardımcısı Dekyanus eski adı Ersus olan Tarsus ve yöresinde idarecilik yapmaktadır. Aynı dönemde tek tanrılı dinler de insanların hayatına girmekte ve Hıristiyanlık hızla yayılmaktadır. Bazı kaynaklar Roma krallarının kendilerini ilah ilan ettiğini yazıyor. Öte yandan putperestlik de oldukça yaygındır. Sarayda görevli yedi genç tek tanrılı din Hıristiyanlığa inandıkları için kral tarafında cezalandırılmak istenir. Diyanet İşleri Başkanlığı olayı şöyle özetler: “Putperest bir kavmin içinde Allah’ın varlığına ve birliğine inanan birkaç genç bu inançlarını dile getirip putperestliğe karşı çıkmış; taşlanarak öldürülmek veya zorla din değiştirmekten kurtulmak için bir mağaraya sığınmışlardır.” Yöre insanın inanışına göre o mağara bu mağaradır.
Diğer bir adı da Yedi Uyurlar Mağarası olan mağara Encülüs Dağı eteklerindedir ve dini kitaplarda geçtiği için kutsal sayılıyor. Tarsus’a 14 Km. uzaklıkta Dedeler Mahallesinde bulunmaktadır. Mağaraya sığınan gençlerin isimleri geçiyor anlatılarda. Hatta köpekleri Kıtmir de var yanlarında. Mağaraya sığınan gençler burada derin bir uykuya dalıyorlar. Uyuyup dinlendikten sonra içlerinden Yemliha isimli bir arkadaşlarını alış verip yapmak için Tarsus şehrine gönderiyorlar. Yemliha şehri çok değişmiş görüyor. Alış veriş yaptığında verdiği parayı gören satıcı çok şaşırıyor. Bu para 300 yıl önceki hükümdarın çıkardığı paradır. Onlar mağarada uyurken 309 yıl geçmiş. Hükümdar değişmiş, yeni bir yönetim gelmiş… Bu anlatının sonu Hıristiyan kaynaklarında farklı İslam kaynaklarında farklı olarak işlenmiş.
Kur’an-ı Kerim, 110 ayet olan Kehf Suresi’nin 9. ayetinden başlayarak 27. ayetine kadar bu olaya yer vermiş. Osmanlı Padişahı Abdulaziz 1873 yılında mağaranın olduğu yere küçük bir cami yaptırmış. Daha sonra aynı yere yüksek minareli daha bir büyük bir cami yapılmış. Mersin Adana otoyolunda seyahat ederken bu iki camiyi fark edersiniz. Yol üzerindeki levhalarda Ashab-ı Kehf yazısını okursunuz. Çok ziyaretçisi olan mağaranın etrafında tarihi bir mezarlık var. Tarsus merkezden ve komşu köylerden bile buraya kutsiyetine inanılarak cenazeler getiriliyor.
İç boşluğu 300 metrekare olan mağaranın yüksekliği 10 m. civarında. Birkaç basamaklı merdivenle inilerek gençlerin 309 yıl uyuduğu yere varılıyor. Ahşap malzemeyle ayrılmış bölümler var. Yazılarla ziyaretçiler yönlendiriliyor. Çevresinde yöresel ürünler satılan bir köy pazarı ve dini malzemeler satılan dükkânlar var. Bir de otel var. Eskiden karayolu ile hacca gidenlerin mutlaka uğradığı bir yerdi. Hıristiyanlar Tarsus’u değil de İzmir Selçuk ve Efes Antik Kent’te bulunan mağarayı ziyaret ediyorlar. Ülkemiz ve yöre açısında çok önemli bir turizm noktası kutsal sayılan Ashab-ı Kehf Mağarası.
- Karadenizlinin Vazgeçemediği Damak Tadı …MISIR EKMEĞİ - Kasım 29, 2024
- DÜDEN ŞELALESİ - Ekim 31, 2024
- Karadeniz’in Taze Fasulye Yemekleri - Ekim 7, 2024
Comment here