Son birkaç yıldır yeterince üretememenin bizleri düşürdüğü aczin ezikliğini, üzüntüsünü çok sık hisseder olduk. Herkesin sık kullandığı veya sık duyduğu bir söz var; “ Bir zamanlar Dünya ülkeleri içerisinde tarımsal üretimde kendine yeterli yedi ülkeden biri Türkiye idi, şimdi neden ithalata muhtaç duruma geldik?” Son günlerde ithal ayçiçeği yağında yaşanan şok bardağı taşıran son damla oldu. 40 yaşın üstündeki büyüklerin bildiği üzere bir zamanlar “yetmiş sente muhtaç olduğumuz” dönemlerde, dışarıdan ilaç alacak dövizi bile bulamayan Türkiye’de, tarım ürünlerinin tamamına yakınını ithalata muhtaç etmeden üreten bir çiftçimiz vardı. Ne oldu o çiftçilere, şehirlere mi göç ettiler? Geride üretim yapacak kimse mi kalmadı? Nüfus mu çok arttı, topraklar mı verimsizleşti, ne oldu? Bu soruların hepsine “kısmen evet” diyerek cevap vermek mümkün. Ama, bu çok doğru bir cevap olmaz. Bugün içinde bulunduğumuz aczin ana sebebi, hor görülen, teşvik edilmeyen tarımın karlılığını (fiziblitesini) giderek kaybetmiş olmasıdır. Ürün fiyatlarının düşüklüğü, beklenen gelire bir türlü erişilememesi, harcanan çaba ve eziyetlerin karşılığının tam olarak alınamaması, ödenemeyen krediler, kapıya dayanan icralar çiftçiyi çiftçilikten soğutmuştur. Bir taraftan yıllardır üretim maliyetleri ve fiyatlar sürekli artarken, diğer tarafta halkın mevcut gelirini enflasyondan koruyamayıp giderek fakirleşmesi, tüketicinin çok büyük bir kısmının alım gücünü kaybetmesi sonucu içine düştüğü ekonomik krizin kıskacında çaresizce çırpınıyor olması, ümitsizliğimizi daha da artırmaktadır. Türkiye’nin üretimi artırmaktan başka çıkış yolu yoktur. Bazı gafil politikacıların öğündüğü gibi, üretim açıklarını ithalat yaparak kapatmak zenginliğin bir göstergesi değildir. Açık kapatmak için her yıl başvurulacak bir çözüm olmadığı gibi, tarımsal ürün ithalatı üreticiyi yıpratıp küstüren bir nankörlük işareti, hazineyi kemiren bir illet, dışa bağımlılığı artıran bir zafiyettir.
Kanatlı eti ve yumurta sektörü yaşanan çeşitli olumsuzluklara rağmen istikrarlı sayılabilecek bir sonuçla 2021 yıl üretim dönemini tamamlamıştır. Konuyla ilgili üretim sonuçlarını ve değerlendirmelerimi aşağıda sizlerin bilgilerinize sunuyorum.
Ü R E T İ M
2021 yılı kümes hayvanları üretim sonuçları TÜİK tarafından 2022 Şubat ayında açıklandı. Bu kuruluşun tespitlerine göre kanatlı eti sektörü 2022 yılında;
- 245.770 ton tavuk eti
- 301 ton hindi eti ve
- 297.591.000 adet sofralık yumurta üretmiştir.
Bir önceki yıla oranla 2021 de üretim;
- tavuk etinde %5,1 artmış
- hindi etinde %-11,9 azalmış
- Sofralık yumurtada %-2,5 azalmıştır.
Tavuk Eti Üretimi:
Kanatlı eti sektörü, son 4 senedir üretimde yaşadığı durgunluğu 2021 yılında %5,1’lik artış sağlayarak aşmış görünmektedir. Hindi eti üretiminde 2019 yılında başlayan düşmenin 2020 ve 2021 yıllarında da devam ettiği görülmektedir. Sofralık yumurta üretiminde 2020 yılında meydana gelen (%-0,6) düşüşün 2021 yılında da %-2,5 seviyesinde devam ettiği anlaşılmaktadır.
“Tavuk Eti Üretimi” tablosunun incelenmesinden anlaşılacağı üzere; Üretim ilk defa iki milyon ton sınırını 2017 yılında aşmıştır. 2017-2020 döneminde üretimin 2.136 ila 2.157 bin ton arasında dengelendiği söylenebilir. 2021 yılında bu durgunluk %5,1 artışla aşılmıştır. Kanatlı eti ihracatında da buna paralel bir durum yaşanmıştır. 2018-2020 yılları arasında kanatlı eti ihracatımızın 505 bin ton ila 538 bin ton arasında durgunlaştığı, 2021 yılında 894 bin ton ile yeniden yükselişe geçtiği görülmektedir. 2021 yılında pandemi ve ekonomik kriz koşullarının yoğun olarak devam ettiği süreçte üretim ve ihracatta yaşanmış olan bu performans kanatlı eti sektörü için gurur verici bir durumdur.
Kaynak: TÜİK
Hindi Eti Üretimi:
2018 yılında tavuk eti üretimi bir yıl öncesine göre %-1 gerilerken, aynı dönemde hindi etinin %33 oranında artış göstermesi dikkat çekici bir gelişme idi. Ancak, 2018 yılında hindi eti üretiminde talebin çok üzerine çıkıldığı ve bu nedenle 2019 yılında üretimin %-14,2, 2020 yılında da %-2,4 seviyesinde gerilediği anlaşılmaktadır. 2021 yılında da hindi eti üretimi 2020 yılına oranla %-11,9 düşük gerçekleşmiştir.
Not: Köy tavukçuluğundan üretilen yumurtalar hariçtir.
Yumurta Üretimi:
On yıllık süreci kapsayan durum “Yumurta Üretimi” başlıklı grafikte görülmektedir. Bu süreçte yumurta üretimi yedi yıl %1,3 den %15,1’e kadar değişen oranlarda artmış, bunun dışında üretimde 3 sene 2015 yılında %-2,4, 2020 yılında %-0,6 ve 2021 yılında %-2,5 oranlarında düşme göstermiştir. Onun haricinde kalan sekiz yıl süresince %2-15 oranlar arasında üretim artışları gerçekleşmiştir. Köy tavukçuluğundan elde edilen yumurtalar grafikli tabloda verilen rakamlara dahil değildir. Yumurta üretiminin 2017 yılında ulaştığı seviye (son iki yılda ufak düşüşler gösterse de) dört yıldır aynı düzeyde devam ettirdiği söylenebilir.
Durum Değerlendirmesi:
Tarım Orman Bakanlığı ve yetkili kurullarca uygulanan yanlış politikalar ve tespit edilen düşük süt fiyatları nedeniyle son aylarda sağmal ineklerin kesime gönderilmeye başlanmasıyla, kırmızı et ve süt üretiminde yaşanan kriz zirveye tırmanmış durumdadır. Yaşanmakta olan bu olumsuzluklar karşısında hayvansal protein kaynağı olarak tavuk eti ve yumurta üretiminin önemi daha da arttı. Aslında yem, ilaç, enerji gibi girdi maliyetlerinin anormal artmış olmasının yarattığı sorunlar kırmızı et ve sütü krize soktuğu gibi tavukçuluk sektörünü de sıkıntıya sokmuştur. Ancak, piliç eti üretim dönemlerinin iki ay gibi kısa oluşu, yılda 5 dönem besi yapılabilmesi, sektörün oturmuş bir sözleşmeli piliç yetiştirme sistemine sahip olunması ve üretimde civcivden yeme, kesimhaneden ileri işlenmiş ürünlere, canlı hayvan naklinden soğuk depo ve nakil zincirine, son aşama pazarlama teşkilatına kadar tam entegrasyona sahip olmanın avantajıyla firmalar krizler karşısında daha dirençli durabilmektedirler. Sıralamaya çalıştığım entegrasyonda, pazarlama aşamasına gelene kadar hiçbir ürünün satışının yapılmadığı, üretim girdi ve giderlerinin tamamının işletme sermayesinden karşılanmak suretiyle ürün maliyetinin minimalize edildiği de gözden ırak tutulmamalıdır. Nihai ürünün toptancıya tesliminde serbest piyasa koşullarında oluşan fiyatla tüm gelir elde edilmiş olmaktadır.
Sonuç olarak, kanatlı eti ve yumurtanın, en ucuz hayvansal protein kaynağı olarak piyasada birinci sıradaki yerini ve değerini 2022 yılında da korumaya devam edeceğini beklediğimi söyleyebilirim.
- İhracat kısıtlaması üretimi nasıl etkiledi - Ekim 31, 2024
- İhracat kısıtlaması ne durumda - Ekim 7, 2024
- Ülke nüfusu 85, kazan mevcudu 93 milyon - Ağustos 27, 2024
Comment here