Haberler

Tarladan tabağa taze tüketim…

 Taze meyve sebzede hasat sonrası kayıpların azaltılması amacıyla Toplu tüketime yönelik gıda arz noktalarının oluşturulması projesi (tarladan tabağa taze tüketim)

Bugün 7,7 milyar olan dünya nüfusunun 2050 yılında 9,8 milyara çıkacağı öngörülmektedir. Bilimsel çalışmalar gösteriyor ki eğer israftan kaçınmaz, doğal kaynakları verimli kullanmayarak bu hızla tüketmeye devam edersek en geç 2050 yılına kadar küresel boyutta büyük bir gıda arzı sorunu ve gıda krizinin bizi beklediği bir gerçektir.

Dünyada üretilen 4 milyar ton gıdanın yaklaşın üçte biri olan 1,3 milyar ton, ülkemizde ise 26 milyon ton gıda israf edilmekte, kayba uğramakta yada çöpe atılmaktadır. İsrafın ülkemize yıllık maliyetinin 4 milyar Euro olduğu tahmin edilmektedir. Oysa ülkemizde yılda toplanan 33 milyon ton çöpün %48 i’nin geri dönüştürülebilir, değerlendirilebilir organik atık olduğu belirtilmektedir. Bununla birlikte ülkemizde her gün üretilen 4.9 milyon adet ekmeğin çöpe gittiği, daha anlaşılır bir ifadeyle her 3 ekmekten 1 tanesinin çöpe gittiği düşünülmektedir. Bu tespit bile tek başına israf sorununun bugün geldiği noktayı gözler önüne sermektedir. İsrafın önlenmesini en başında doğrudan ve dolaylı olarak devlet politikası olarak ta benimsenen enflasyonu ve hayat pahalılığını azaltma hedefine de fayda sağlayacaktır.

Birleşmiş Milletler Çevre Programına (UNEP) göre ülkemiz israfta 214 ülke arasında 15. Sırada ve Gıda israfının en fazla yaşandığı ülkeler arasında yer almaktadır. Bununla beraber Türkiye’deki evsel gıda atığı ise yılda tahmini 7 milyon 762 bin 575 ton olduğu tahmin edilmekte olup yılda kişi başı 93 kilograma denk gelmektedir. Çöplerdeki atık miktarının %52’sini gıdanın oluşturduğu ve en çok kaybın ise meyve sebzede yaşandığı tespit edilmiştir. Üretilen sebze ve meyvenin tarlada, nakliyede, zincir markette, evde %50 sinin kayba uğradığı düşünüldüğünde israf sorununun önemli bir aşamasının meyve sebzenin hasat alanına yakın ve tazeliğini koruyarak en uygun şekilde depolanabilmesi ve gerekirse soğuk zincirle besin kaybına uğramadan üretim veya tüketim alanına naklini içeren bir dizi sistemli faaliyetin yapılması gerektiği sonucu çıkmaktadır.

Bereketli Anadolu topraklarında yetişen oldukça geniş yelpazeye sahip ürünlerimiz ülkemiz mutfağında işleme, kurutma, salamura, konserve etme, fermente etme vb. yöntemler yüz yıllardır uygulanmaktadır. Ancak bu yöntemlerin birçoğu gıdaların besin değeri kayıplarını önlemekte yetersiz kalmakla birlikte toplu tüketim sektörlerinde de sıklıkla tercih edilen ürün muhafaza şekilleri de değildirler. Hasat sonrası kayıpların çevreye olumsuz etkileri de yadırganamayacak kadar çoktur. Bunlardan bir kaçı;

*İklim değişikliği,

*Toprağın kullanım- deformasyon etkisi

*Gereksiz su kullanımı(Yer altı su kaynaklarımızdan büyük oranda kayıp),

*Su ekosistemine karışan gıdalar nedeni ile sularımızın kirlenmesi (ötrofikasyon) vb.

Gıda israfını azaltmada önemli bir etken ise sürdürülebilir beslenmenin sağlanması olduğudur. Sürdürülebilir beslenme, sadece sağlığın sürdürülebilirliği olmayıp tarımsal süreçlerin sürdürülebilirliğini de içerecek şekilde sürdürülebilirliğini hedefleyerek toplumun plansız gıda arzı nedeniyle yetersiz beslenme sorununu yaşamamasını amaçlayarak, yine çevreyi daha fazla koruyan beslenme modelini de önermektedir. İsrafın geldiği boyut, ülkemizin kaynak ve imkânlarının doğru kullanılmaması, ülke enerjisinin, çiftçi emeğinin, sanayici kaynağının çöpe atılmasının olumsuz sonuçlarını alışverişte, pazarda, mutfakta her an görmekte ve yaşamaktayız.

Dünya Gıda ve Tarım Örgütünün son araştırmasına göre sadece tarladan perakendeciye gelene kadar üretilen gıdanın en az %14 ü nün kaybolduğu gerçeği GIDAMUHDER’ in ve şirketimizin bu konuya değinmesinde itici güç olmuştur. Şirketlerimizden Sunar Gıda (Keyfi Lezzet Sunar) , sektöründe 12 yıldır hizmet vermektedir. Gıda israfı noktasında Tarım ve Orman Bakanlığımızın “Gıdanı Koru Sofrana Sahip Çık Projesi”ni başarı ile yürütülmektedir. Gıda israfı konusunda bireysel ve kurumsal hassasiyetimiz ülkemize ve işimize olan sorumluluğumuzdandır. Tarladan başlayarak, hasat sonrası oluşan bu israfın önlenmesi adına ve bu güzel ülkemizde yaşamanın haklı gururu ve milli duygularımızla“TARLADAN TABAĞA TAZE TÜKETİM” olarak da isimlendirdiğimiz “TAZE MEYVE SEBZEDE HASAT SONRASI KAYIPLARIN AZALTILMASI AMACIYLA TOPLU TÜKETİME YÖNELİK GIDA ARZ NOKTALARININ OLUŞTURULMASI PROJESİ” olarak bazı öneriler getirmek isteriz;

PLANLAMA VE ÜRETİM

*Çiftçinin mahsulleri mutlaka koruma altına alınmalıdır. Çiftçiyi, tüccarların tekelinden kurtaracak bir yöntem acilen geliştirilmelidir. Doğru tarım ürünlerinin doğru alanlarda üretimine yön verecek bir bölgesel ürün deseni, yerli tohumlar ile kurgulanarak, uzun vadeli olarak beslenme politikasının temel taşı olarak benimsenmelidir. Böylece daha önce planlanmış alanlarda üretim desenine uygun, üretimin çiftçi teşvikleri ile desteklenmesi ile çiftçi aradığı can suyunu bulacaktır. Öyle ki doğru tarım ürünü-doğru üretim alanı-doğru teşvik olarak önerimiz Bakanlığımızın bir diğer başarılı projesi olan “sıfır atık” projemiz gibi başarılı bir devlet politikasına dönüşmelidir.

*Bilhassa sebze ve meyve ürünlerinin üretim yerlerine en yakın alanlarda hasattan sonra en hızlı şekilde şoklanması, dondurulması ve soğuk zincirin sağlanması gibi modern yöntemler bu minvalde ülkemize büyük fayda sağlayacaktır. Böylece ürün dalından/fidesinden toplandığı gündeki özelliklerini kısa süre için değil 2 yıl gibi uzun süre koruyacaktır. Sağlanan arz güvenliği ve tedarik zinciri ile yıl boyu mevsime bağlı olmadan ilgili sektörlere ürün temini sağlanabilecektir. Soğuk zincirin tarlaya kadar uzanması bilhassa sebze, meyve ürünlerinde raf ömrünü uzatacaktır. Yine aynı depolar, çiftçilerimizin unlu mamuller, et ve süt ürünleri vb. diğer ürünlerinin de depolanmasına imkân sağlayacaktır.

İŞLEME VE MUHAFAZA

Yine önemli bir diğer konu olarak dondurulmuş meyve ve sebzelerin gıda sanayinin çeşitli alt kollarında da özellikle toplu yemek sektörü, süpermarket zincirleri ve turizm sektöründe hammadde olarak kullanılmaktadır. Yine zaten yukarıda anlatılan israfın büyük çoğunluğu da bu üretim ve tüketim noktalarında oluşmaktadır. Toplu yemek sektörü besin arz ve tedarik zincirinin önemli bir halkasıdır.6 milyon kişiye hizmet götüren sektör yıllık 6,5 milyar dolarlık iş hacmine sahiptir. Dondurulmuş gıda ürünlerinin bu sektöre sağlayacağı faydalar özetlenmek istenirse;

*4 Mevsim menü standardına ulaşım,

*Korunmuş besin değerli kaliteli ürüne yıl boyu ulaşım,

*Satın alma kolaylığı,

*Maliyet hesaplama kolaylığı (Fire, işçilik,depo-stok maliyeti vs.),

*Sürdürülebilir iç sistem,

*Depolama kolaylığı,

*Standart kaliteye erişim,

* Enerji kazancı,

*İş gücü kazancı,

* Zaman Kazancı,

*Hijyen standardında artış,

*Enflasyonist ortamdan koruma,

*Mevsime bağlı fiyat artışından arınma,

*Öz kaynaklarımızın; toprağımızın verim artışı, yer altı kaynaklarımızın korunması sağlanacaktır,*Donuk sebze ve meyvelerin stoklarının bilinmesi ile doğru tarım üretimine yön verilmesi adına büyük bir adım atılacaktır.

Gıda israfını büyük ölçüde engelleyecek bu güvenilir gıda muhafaza yöntemi oluşturulmasında ve yaygınlaştırılmasında uzun süreli politikalar geliştirmeli, tarla, bağ, bahçe vb. üretim birimleri yakınlarına kurulacak merkezi şoklama-dondurma tesisleri, taşınabilir konteyner soğuk depolar, kamu kaynakları ile desteklenmeli, nakliye avantajları oluşturmalıdır.

MEVZUAT VE DÜZENLEME

Toplu yemek ve Turizm sektöründe, dondurulmuş ürün kullanılması yönünde devletimizin mevzuat düzenlemesi bu ürünlerin tüketilmesine öncelik verilmesinde büyük önem arz etmektedir. Böylece çiftçi ürününü en doğru zamanda hasat edip soğuk depolara erişebilecektir, sektör ise soğuk zinciri korunmuş en taze ürünü kullanmak isteyecektir. Devletimizce yapılacak bir düzenleme ile taze meyve sebze arzının toplu tüketim sektöründe soğuk zincirli ürünlere yönlendirilmesi, israfın önlenmesi, taze tüketim ile yetersiz beslenme sorunu ve kaynakların verimli kullanılmaması gibi önemli sorunların çözümüne de katkı sağlayacaktır.

Yüksek gıda israfı yapan kurumlara Tarım İl Müdürlüğü’ nün “Gıda Verimliliği Puanlaması” ile ölçümlenebilen veriler ışığında, yaptırım veya teşvik uygulamaları israfı önlemek için yönlendirici ve faydalı bir adım olacaktır.

Gıda atıklarının artışına mukabil alınan vergilerin önleyici bir tedbir olarak artırılması da israfı önleme noktasında caydırıcı bir adım olacaktır.

SATIŞ

Çiftçiler kooperatiflerinin aktif olarak çiftçilerden ürünleri satın alarak, işleme ve depolama alanları ile toplu anlaşma yapması ve mevzuatta yer alacak alıcılara satışın yapılmasını organize etmesi.

Devletimizin beklenen gıda krizi ile mücadelesinde, özel sektörün, çiftçilerin ve tüketicilerin entegre ve inovatif bir yaklaşım ile hem tarımsal üretim arzının düzenli sağlanması hem de bu ürünlerin uygun depolama, dağıtım, üretim ve tüketim prosesleri ile birlikte çalışması önem arz etmektedir. Meyve sebzenin tarladan tüketime olan yolculuğunun temel taşları olarak sağlam bir arz ve depolama alt yapısının oluşturulmasının israfın önlenmesinde yegâne önemli olduğunu düşünüyoruz. Gelecek nesillere daha yaşanabilir ve sürdürülebilir bir çevre bırakabilmek için üzerimize düşen sorumluluğumuzla“TARLADAN TABAĞA TAZE TÜKETİM” olarak da isimlendirdiğimiz “TAZE MEYVE SEBZEDE HASAT SONRASI KAYIPLARIN AZALTILMASI AMACIYLA TOPLU TÜKETİME YÖNELİK GIDA ARZ NOKLARININ OLUŞTURULMASI” projemiz gibi yeni projeler geliştirmeye devam edeceğiz.

Sağlıkla ve afiyetle

Özlem BENLİOĞLU
Tüm Gıda Mühendisleri Derneği (GIDAMUHDER) Genel Sekreteri
ASMAR Holding Satın Alma Müdürü

 

Loading

Paylaş :

Comment here