Karamehmetler Gıda ve İht. Mad. San. Ve Tic. Ltd. Şti. Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet YİĞİTER’den bir zamanlar Ankara’da gıda toptancılığının merkezi olan Atpazarı, Koyunpazarı, Samanpazarı ve çevresinden başlayıp GİMAT ’a uzanan süreci konuştuk.
Öncelikle Karamehmetler nerede, nasıl kuruldu? Kurucuları kimler, oradan başlayalım.
Babam Mustafa Yiğiter, 1962 yılında Güdül’den Ankara’ya geliyor. Burada ticaretle uğraşan dayısı Bahattin Bilgen ile Samanpazarı Belediye İş Hanı’nda İTİMAT PAZARI” adı altında birlikte ticaret yapıyorlar. Samanpazarı Belediye İş Hanı, bugünkü Altındağ Belediyesinin bulunduğu yer. Samanpazarı Belediye İş hanı Muzaffer Atılgan’ın Belediye Başkanlığı döneminde yıkıldı. Yerine Altındağ Belediye binası yapıldı. Bana kalırsa çok yanlış bir iş oldu. Şehrin tarihi dokusunu
bozdular.
Bu birliktelik 1967 yılına kadar sürüyor. 1967 yılında babam, eniştesi Hasan Orhan ve O’nun damadı Kubilay Yener ile birlikte yeni bir firma kuruyorlar. Firmanın ismini babaannem belirliyor. Babam, annesine iş yerinin adı ne olsun diye soruyor.
Babaannem de “Sen hayırlı bir evlatsın, iş yerinin adı da HAYIRLI TİCARET olsun” diyor.
Bir süre sonra babam bu ortaklıktan da ayrılıyor. Kendi adına ticarete devam ediyor. O yıllarda Ankara’da gıda toptancılığının merkezi Atpazarı, Koyunpazarı, Samanpazarı, Tenekeciler Sokak, Işıklar Caddesi… Daha
sonra Ulucanlar Caddesi de ekleniyor. 1986 yılında ise GİMAT ’a gelindi.
Samanpazarı yıllarında ben küçüktüm. Yine de kardeşim Resul ile birlikte iş hayatının içinde olduk. O yıllarda çevremizdeki bütün çocuklar için hayat böyle idi. Okuldan artan zamanlarda, yaz tatillerinde dükkâna gidilirdi. Kardeşlerim Resul ve Gülsüm ile birlikte küçük yaştan itibaren iş hayatının içinde olduk. Evimiz Keçiören’de idi. Oradan Samanpazarı ’na sefer tası ile yemek götürürdük.
Samanpazarı ’nda ticaret nasıldı?
O yıllarda ticaret ve insanlık güzeldi. Herkes birine destek olurdu. Ekonomi daha küçüktü. Bakkallar küçüktü. 20 – 30 metrekare büyüklüğünde idi. O zamanlarda daha karma çeşit satıyorduk. Daha sonra ihtisaslaşmaya başladık. İş yerimizin büyüklüğü 24 metrekare idi. Malları hanın içerisine dizerdik. Malları, her sabah ve akşam sayardık. Hacettepe tarafında 72 basamak merdivenden hamallarla mal yüklemesi yapılırdı. Ticaret güvene dayalı idi. Herkese rahatlıkla mal verebiliyorduk. Bu gün tam tersi, mal vermeden önce kılı kırk yarar hale geldik.
Babanızı anlatır mısınız?
Babam, çalışkan ve dürüst bir insandı. Hayatı mücadele içinde geçti. Babamın hesap kitap özelliği çok iyi idi. Biri siftah parası olarak 25 kuruş vermişse, onu da mutlaka kasanın gelir hanesine yazardı. Akşam kasanın kesinlikle tutması gerekirdi. Ankara da, gıda piyasasında senetle mal satışına ilk babamlar başladı. Hanın yıkılıp, yerine Belediye sarayının yapılması ile arkadaşların bir bölümü Ulucanlar Caddesine taşındı. Biz ise Sıhhiyeye geçtik.
Gimat ’ın kuruluşunda olmamıza rağmen taşınmamız biraz geç oldu. Sıhhiye ’den sonra Özankara Toptancılar sitesine, daha sonra da Gimat ’a taşındık. Buralar da 2-3 dükkânı birleştirmemize rağmen bize yeterli olmadı. 2012 yılından itibaren de bulunduğumuz yeni binada 13.000 m2 alanda kendi binamız da müşterilerimize hizmet etmeye başladık.
Ankara Güdül ’lüyüz. Küçük yerlerde herkesin bir lakabı vardır.
O lakapla tanınır. Bizim lakabımız da KARAMEHMETLER idi. 1996 yılında babam rahmetli olmadan birkaç ay önce, lakabımızı firma ismi “KARAMEHMETLER” olarak değiştirdi.
Samanpazarın’dan günümüze işleriniz nasıl gelişti?
Samanpazarı günlerinde ticaret çok farklı idi. Yük bu kadar ağır değildi. Dayanışma ve yardımlaşma çok fazlaydı. İş yerlerinin kapısı kapanmaz, herkes birbirine destek olurdu. Bir sıkıntınız olduğunda komşunuza giderdiniz. Şimdi ki gibi hemen bankaya koşulmazdı.
Ev dışı tüketim kanalı yoktu, bu kanalın gelişmesinde öncü ve yol gösterici olduk. Gelişmeleri takip ettik, iş konumuzla ilgili Türkiye ve dünya çapında firmalarla iş birliği yaptık.
Distribütörlükler ve bayilikler aldık. Yönümüzü; pastahane, unlu mamuller, fırın, otel, resmi kurum, restoran, yemekhane ve endüstriyel üretim yapan firmalara çevirdik. Yeme içme sektörü de son 20-25 yılda önemli gelişme gösterdi. Bu da bizim büyüme hızımızı artırdı ve gelişimimize büyük katkı sağladı.
Büyümemizin, en önemli dinamiği samimiyet oldu. Personelimize, tedarikçilerimize ve ekmeğini yediğimiz müşterilerimize karşı samimi olduk.
Firmamızda başlayıp emekli olan birçok arkadaşımız var. Çok sık personel değişiminin firmalar için doğru olmadığına inanıyorum. Aidiyet duygusu aynı zamanda firma hafızasını da ayakta tutar.
Değişime dönüşüme karşı değilim, ancak özellikle gençler arasında değişim kavramı yanlış kullanılıyor. İnsan bütünüyle değişmemelidir. Bazı şeyler söz ahlak ticari etik gibi kavramlar aynı kalmalıdır. Gençler bunların da değişmesi gerektiğini düşünüyor. Biz rahmetli Mustafa Yiğiter’in günündeki gibi sözümüz üzerine ticaret yapıyoruz. Atatürk’ün tüccarı tanımlayan sözüne çok önem veririm. Gördüğünüz gibi ofisimde de asılıdır.
“Milletin emeği ve üretimini kıymetlendirebilmek için eline ve zekâsına emniyet edilen ve bu emniyete liyakat göstermesi gereken adamdır.”
Çalışma alanımız çok geniş bir bölgeyi kapsıyor. İç Anadolu, Batı Karadeniz ve Doğu Karadeniz’ de 11 ilde dağıtımımız var. Endüstriyelde ise 26 İle ulaşıyoruz. Yaklaşık 6000 kalem ürünümüz ile 3000 noktaya hizmet vermekteyiz.
Karamehmetler Gıda’da firma elemanları ile birlikte 75 kişi çalıyor. Progün isimli bir markamız var. Bu marka altında birçok ürün pazarlıyoruz. Dağıtım firması olarak gıda toptancılığında bundan sonra yapabileceğimiz Türkiye genelinde belli illerde şubeler açmak, sonrası ise Allah nasip ederse üretime yönelmektir. Bunların dışında endüstriyel ürünlerle ilgili ithalatımız var. TELGA isimli çocukların kurduğu bir internet firmamız var, buradan www.kolisiyle.com adında İnternet üzerinden satış yapıyorlar.
MEHMET YİĞİTER KİMDİR?
1964 doğumluyum. Evli ve iki çocuk babasıyım, Gazi Üniversitesi Kamu yönetimini bitirdim. Babamın isteği üzerine ticarete devam ettim. Seyahat etmeyi, tabiatı ve arkadaşlarımla sohbet etmeyi, yakışıklı torunum Mehmethan’la oynamayı severim. Dört kardeşiz, benim dışımda, Resul Bey ve Gülsüm Hanımla birlikte çalışıyoruz. Bir kardeşimiz devlet memuru.
Biz ikinci kuşağız 3.kuşakla çalışmaya devam ediyoruz.
Comment here