Haberler

Su kaynaklarının korunması, gıda güvenliğinin garantisi: İklim değişikliğine karşı sürdürülebilir su yönetimi çağrısı!

İklim değişikliği ile mücadele etmek ve sürdürülebilir su yönetimine odaklanmak, gelecekteki su kaynakları ve gıda üretimi için hayati önem taşıyor. Bu nedenle, herkesi suyu bilinçli ve tasarruflu bir şekilde kullanarak, su kaynaklarını korumaya ve gelecek nesillere sağlıklı bir dünya bırakmaya çağırıyoruz.

Küresel iklim değişikliği, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de etkilerini göstererek toplumsal, sosyal ve ekonomik olarak herkesi olumsuz etkileyecektir.  Bunun yanında hiç kuşkusuz sular azalacağı için ekosistemde diğer canlılarda büyük bir kriz yaşayacaktır. Bu krizle mücadele etmek için, kamu ve özel sektör kuruluşları arasında iş birliği ve ortaklıkların artırılması, su kaynaklarının korunması ve etkin kullanımı, yerel tohum ve bitki çeşitliliğinin artırılması, teknolojik yenilikler ve su yönetimi politikalarının geliştirilmesi gibi toplumsal bilinci arttırıcı adımların atılması gerekiyor.

Her yıl 22 Mart’ta kutlanan Dünya Su Günü’nün bu yılki teması olan “Ortaklıklar ve İş birliği Yoluyla Değişimi Hızlandırmak” konusu da bu noktada oldukça önemlidir. Çünkü kuraklıkla mücadele etmek, yaşamı devam ettirmek ve sürdürülebilir bir tarım sektörü oluşturmak için su yönetimi planlamasının yapılması ortak akıl ile hızlandırılabilir.

Dünya genelinde 80 ülke su sıkıntısı çekiyor ve 844 milyon insan içme suyuna erişemiyor. Ayrıca, dünya nüfusunun dörtte birinden fazlası olan 2,1 milyar insan temiz suya ulaşamıyor ve 4 milyar insan da yılda en az bir ay, şiddetli su kıtlığı yaşıyor. Bu durum, özellikle çocuklar ve kadınlar olmak üzere, toplumun en savunmasız kesimlerini etkiliyor.

Dünya genelinde yılda toplam 126 milyar metreküp su kaçağı olduğu belirtiliyor. Dünyada kişi başına günde 77 litre su kaybı oluşuyor. Yalnızca Avrupa’da su kayıp ve kaçağı yüzde 25 oranlarındadır.

Su; içme suyu ve tarımsal üretim açısından da hayati önem taşımaktadır.

Gıdanın üçte ikisi sulu tarımdan üretiliyor. Bu nedenle gıda güvencesi için su en önemli ihtiyaç. Dünyadaki su kaynaklarının yüzde 71‘i tarım sektörü tarafından kullanılmaktadır. Türkiye’de ise bu oran yüzde 77′ye ulaşmaktadır.

2030 yılına kadar tarımsal su talebinin yüzde 30 artması bekleniyor.

Bir insanın günlük su ihtiyacı 4 litre iken, günlük gıdasının üretimi için 2.000 litre su gerekmektedir. 1 kilogram domates için 180 litre, 1 litre süt için 800 litre, 1 kilogram buğday için 1.100 litre, 1 kilogram pirinç için 2.300 litre su gerekirken 1 kilogram dana eti için 15.500 litre suya ihtiyaç duyulmaktadır.

Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri 2030’a kadar herkesin güvenilir ve erişilebilir içme suyuna evrensel ve eşit biçimde erişiminin güvence altına alınmasını içeriyor.   Dünya nüfusunun 2050 yılında 10 milyara ulaşması bekleniyor ve Türkiye’nin nüfusu da 105 milyon kişiye ulaşacak. Bu nedenle, gelecekte bu nüfusu doyurmak için yüzde 60 daha fazla gıda üretmek zorunda kalacağız. Fakat, bu gıdayı üretmek için yüzde 15 daha fazla suya ihtiyaç duyacağız. Bu nedenle suyu ve gıdayı birbirinden ayırt etmeden, gıdayı en az su kullanarak üretecek teknolojilerin yaygınlaştırılması son derece önemlidir.

Mehmet Reis’in ifade ettiği gibi, su, hayatın devamı için vazgeçilmez bir kaynak ve hiçbir canlı su olmadan yaşam döngüsünü tamamlayamaz. Bu nedenle, su kaynaklarının korunması ve sürdürülebilir kullanımı, tüm insanlık için hayati bir önem taşımaktadır.

Reis Gıda olarak, suyu sürdürülebilir bir şekilde kullanmayı ve israf etmemeyi önemsiyoruz. Tüm üretim süreçlerimizde ve şirket içi çalışma ortamlarımızda, suyu verimli bir şekilde kullanarak tasarruf sağlıyoruz

Suyu tasarruflu kullanmak, gelecek nesiller için su kaynaklarının korunmasına ve sürdürülebilir bir çevrenin oluşmasına katkı sağlayacaktır. Bu nedenle sağlıklı bir geleceğin inşası için su yönetimi politikaları hayati önem taşımaktadır.

Bakliyat Köylerimizde yapmış olduğumuz yapay zeka modelli tarım çalışmaları ile su verimliliği kapsamında, basınçlı sulama ve damla sulama yöntemleriyle arazilerin sulama yapılmasını sağlıyor ve çiftçilerimizi su yönetimine teşvik ediyoruz.

Ayrıca, su kaynaklarının korunması ve sürdürülebilir kullanımı için üniversite ve sivil toplum kuruluşlarında katılmış olduğumuz seminerlerle ve hazırlamış olduğumuz projelerle toplumda farkındalık oluşturma gayreti ile çalışıyoruz.

Kısacası, kuraklığın tarım sektörüne olan etkilerini en aza indirmek ve sürdürülebilir bir tarım geleceği oluşturmak için kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşları arasında iş birliği ve ortaklıkların önemi büyüktür. Bu iş birlikleri sayesinde daha etkili mücadele stratejileri oluşturulabilir ve farkındalık oluşturarak kuraklıkla mücadele konusunda daha geniş bir kitleye ulaşılabilir.

Loading

Paylaş :

Comment here