Manşet

Tribeca……

 

 

2004 yılından bu yana endüstriyel mutfak ekipmanları üreten Tribeca’yı kısaca tanıtarak tesisleriniz ve üretim kapasiteniz hakkında bilgi verebilir misiniz?

Tribeca’yı ortağım Erhan Yiğit ile beraber Ekim 2004 yılında endüstriyel mutfak ve otel ekipmanları sektöründe farklılık yaratabilmek için İstanbul’da kurduk. Ortağım Çin’de ki, ben ise Türkiye de ki organizasyonu yönetmeye başladık. İlk yıllarda kendimize ait kalıplarla Çin’de fason imalat yaptırarak başta Türkiye ve diğer ülkelere satış yapmaya başladık. Önce 2006 da bir bölümünü 2010 yılından itibaren tüm imalatı İstanbul’da kurduğumuz üretim tesisiyle Türkiye’de yapar hale geldik. Başlangıçta

Horeca sektörüne yönelik üretim yaparken, üretim kabiliyetimizden dolayı medical sektörüne de yöneldik. Ülkemizde üretilmeyen Medikal Arabalar üretmeye başladık. Ayrica Savunma Sanayisine ve lojistik sektörüne de bazı taşıma ekipmanları üretiyoruz. Üretimimizin yaklaşık % 40’ında ülkemiz de tek üreticiyiz. Sektörümüz de rotasyonel kalıplama ile üretim yapan tek firmayız. Bazı ürünler de dünyada üretim yapan üç firmadan biri ve ülkemizde tek firma olmamız bizi bir miktar ayrıcalıklı kılıyor. En çok sattığımız ürünlerin başında termobox, servis arabaları,  tabak taşıma arabaları, bulaşık sepetlerinin basketleri gibi endüstriyel mutfak sektorünün plastik grubunda önemli olan ürünler gelmektedir. Yakın geçmişte, hammaddesi PP olan termobox modelimize Avrupa’nın gözdesi olan EPP malzemesinden yapılan modelini eklemiş bulunmaktayız. İşgücünü çok daha efektik kullanmayı sağlayan ve PP’den yapılan model ile kullanım açısından farklılığı bulunmayan, sağlam bir üründür. Ülkemizde yeni bi ürün olduğu için alışması zaman alacak ama önümüzdeki yıllarda herkesin alışık olduğu PP den yapılan thermobox’ın yerini alacağını biliyoruz.

Bu yılının geride kalan dönemi itibariyle kaç ülkeye, ne kadarlık ihracat gerçekleştirdiniz? Firmanızın yıllık cirosu içinde ihracat gelirlerinizin payı nedir?

Kurulduğumuz ilk günden beri tüm hedefimiz ihracat yapabilmek. Yeni ürünlerimizi de, ihraç edebilirmiyiz diye düşünüp  üretime ekleme kararı veriyoruz. İhraç edilebilme gücüne sahip bir ürün zaten yurtiçine de kolay satılabilir. Bizim planlamamız ihracat yapabilme üzerine kuruludur. Ürettiğimiz ürünlerin adetsel olarak % 70’e yakını ihraç ediliyor. Bunun % 50 – 55’ i bizim, kalanını sektörümüzdeki diğer ihracatçı firmalar üzerinden yapılıyor. 2022 ihracatımız ciromuzun yaklaşık % 55 ini oluşturmaktadır. Bunu İstanbul Çatalca ‘da kurulu 5.200 m2 kapalı alanı olan üretim tesisimiz de 65 kişiden oluşan bir ekiple yapıyoruz.

İhracatta etkili olduğunuz pazarlar ve ürünlerden bahsedebilir misiniz? Özellikle Orta Doğu pazarına hakim bir isim olarak bu pazara yönelik çalışmalarınızı aktarabilir misiniz? 

İhracatımızın % 40’ı AB Ülkelerine % 50 civarı Ortadoğu ülkelerine kalanı ise diğer ülkelere yapılmaktadır. Sektörümüz de bir ilki yapmıştık. Çin de kendine ait bir tesisi olan bildiğimiz tek firmaydık. Kasım 2019 da Birleşik Arap Emirliklerinde Hamriyah Free Zone – Sharjah da bir depo açarak yine bir ilki yaptık. Depomuzda Tribeca ürünlerinin yanı sıra 14 ayrı firmanın daha ürünlerini stoktan satış yapmak üzere organizasyon yaptık.

Ancak pandemi şartlarından dolayı bazı şeyler herkesi olduğu gibi bizi de olumsuz etkiledi. Ancak yılmadık. Aralık 2021 de depomuzu Dubai’nin sektörümüzdeki kalbi olan Salah Al Din Caddesinin hemen arka sokağına taşıdık. Bölgede kabul görmüş bir liste geldiğinde “ Bunlar Tribeca da hazır var, başka yer

aramaya gerek yok “ dedirtecek hale geldik. Yaptığımızın bu bölge için doğru olduğunu bildiğimiz için pandemi bizi yıldırmadı.

Başaracağımız net şekilde bugüne kadar ki yaptıklarımızdan belli oldu. Üretmek başka bir sorun ama daha büyük bir sorun ürettiğini satabilmek hatta ihraç edebilmek bu da fabrika da, ofiste oturmakla belli bir yere kadar oluyor. Belli riskler almak, rakiplerinin yapmaktan çekindiği hamleleri yapmakla oluyor. Sahada olmak müşteri, 5.000 – 10.000 km. uzakta olsa bile, yanında olduğunu hissettirmek gerekiyor. Kimse bizden almak zorunda değil. Çok zorlu rekabet var.

Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılını kutlayacağımız 2023 yılında firma olarak ihracatta belirlediğiniz hedeflerinizden söz eder misiniz? Bu çerçevede ne türden yatırımlarınız olacak?

2004 yılında kurulduğumuz da hedefimizi tarih vermeden şimdiki 2023 hedefi diye söylenen en üst düzeye çıkarmak olarak koymuştuk. 2023 için çok özel  birşey yapmayacağız biz zaten her yıl 2023 yani 100. Yılmış gibi çalıştık. Bundan sonrada aynı azimle devam edeceğiz. Son yıllarda yaşanan başta pandemi koşulları ve politik durumlardan dolayı ülkemizin dünya için gerçekten en önemli B planı olduğu gerçeği daha net olarak görülmüştür. Bunu çok iyi değerlendirip küçük ve sığ düşünmeden“ Kalite ve fiyat “ dengesini bozmadan bildiğimiz doğruları yaparsak zaten karşılığını olumlu olarak alacağız. 2023 de bizim için önemli bir aşama olan ABD ve Kuzey Amerika pazarına girdik.  Güney Amerika içinde çok ciddi görüşmelerimiz var. Kuzey Amerika için “ Tribeca North America “ adıyla anlaşma yaptık.  Başta Amerika – Kanada ve Meksika’da Tribeca markamızla ürünlerimiz pazarda olacak, bunu güçlü kılabilmek için 1-3 Şubat 2023 de Orlando da NAFEM 20 – 23 Mayıs 2023 de Şikago da NRA Show fuarlarına katılımcı olduk.

İhracat çalışmalarınızda hangi sorunları yaşıyorsunuz? Bu çerçevede çözüm önerilerinizi bizimle paylaşabilir misiniz?

Ülkemize başta politik sebepler, sonra da onlara ciddi rakip olduğumuz için ticari birçok engel konuyor. Bu sadece firmamızın değil tüm ülkemizin sorunu. Mesela Suudi Arabistan’ın koyduğu engeller örnek olacaktır. Neredeyse sorunsuz çalıştığımız ülke yok. Bizim güncel en büyük sorunumuz ekonomik sebepler. Maliyet hesaplaması yaparken artık öngörü, tahmin, olasılık birimlerinin eskisi gibi çalışmaması… Kimse yarın sabah; kurun ne olacağını, enerji maliyetinin ne olacağını bırakın parasını enerjiye veya hammaddeye ulaşıp ulaşamayacağını bilemiyor. Stoka girse başka bir risk, girmese başka risk. Üreticilerimiz, bugüne kadar bu problem ile bir şekilde başa çıktı. Üstüne üstelik ihracat rekorları kırarak. Enerji ve ekonomik belirsizliklerin biraz normalleşirse bizim ülke olarak şansımız çok yüksek umarım tüm sektörlerimiz bunu iyi değerlendirebilir.

 

 

Loading

Paylaş :

Comment here