Kitap Hayattır

DURSUN ALİ AKINET

 

Kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Dillerden düşmeyen ezgilerin söz yazarı, halk şairi Dursun Ali Akınet kimdir?

1945 yılında Ordu’ya bağlı Fatsa ilçesinin Sazcılar köyünde doğdum. Ordu büyük şehir olunca mahalle olarak geçiyor. İlkokulu Evkaf İlkokulunda okudum. O günün şartlarında ortaokula gidemedim. Bugün, şu kadarcık yolu göze alıp da Fatsa’ya ortaokula gidememişim diye hayıflanıyorum. 1956 yılında babamı kaybettim. Uzun süre köyümde yaşadım. Köyümle Fatsa arasında yolcu taşımacılığı yaptım. Bir dönem mobilya ticareti yaptım. Fatsa Güneş Gazetesi’nde köşe yazarlığı yaptım. Şimdi emekliyim. Fatsa’da yaşıyorum. Sanatçılar ziyaretime geliyor. Çeşitli etkinliklere davet ediliyorum; söyleşiler, röportajlar, televizyon çekimleri derken günler gelip geçiyor.

Şiir yazmaya ne zaman başladınız? Sizi şiire yönlendiren etkenler nelerdir?

Yıl olarak 1960 lar diyebilirim. İlk şiirim 1962 yılında yayınlandı. İlkokul kitaplarındaki şiirleri hep yavan bulurdum. Köylerde yapılan mevlitlerde okunan Mevlit ve ilahilerden çok etkilendim. Türkülerden çok etkilendim. Gençliğimde ve askerlik yıllarımda yazmaya devam ettim. Halk şiiri tarzında, ölçülü ve kafiyeli şiirler yazıyorum. 1999 yılında ilk şiir kitabım Asarkaya’yı çıkardım. Şimal Esintileri isimli şiir kitabım 2011 yılında yayınlandı. Yüzden fazla şiirim çeşitli sanatçılar tarafından bestelendi ve çok sayıda ünlü sanatçı tarafından kasetlere, CD’lere okundu, radyo ve televizyonlarda söylendi.

İki şiiriniz özellikle çok beğenildi ve dillerden düşmeyen ezgiler oldular. Biraz bu konulara girelim müsaade ederseniz.

“Yolun Sonu Görünüyor” ve “Halil İbrahim” şiirlerim Ordulu sanatçı Selahattin Aygün tarafından türkü formunda bestelendi. Musa Eroğlu tarafından kaset ve CD’ye okununca çok beğenildi. Askerde yazdığım “Firari” de bestelendi. “Kızılkaya”, “Tel Vurdu”, “Turnam Başım Darda” gibi yüzden fazla şiirim türkü oldu. Çok ünlü sanatçılar sahnelerde söyledi bu türküleri. Bugün yine pek çok sanatçı şiirleri besteliyorlar.

Bizi köyünüze götürdünüz. Doğduğunuz evi gördük. Sazcılar Mezarlığı’nda anneniz Zekiye Akınet’in mezarını ziyaret ettik ve mezar taşında sizin bir dörtlüğünüzü okuduk.

Aslında Yolun Sonu Görünüyor şiirimin ilham kaynağı annemdir. Hastanede bana söylemişti. Şiir türkü olup çok sevilince;” Geçtim dünya üzerinden…” sözleriyle başlayan dörtlüğü mezar taşına yazdırdık. Doğduğum evi amca çocukları fındık mevsiminde kullanıyorlar. Şiirlerimde geçen Kızılkaya köyümüzün yolu üzerinde. Şiirlerimde hep gerçek olayları ve yerleri yazıyorum.

Bu noktada, Halil İbrahim türküsünün de öyküsünü anlatır mısınız? Köyünüze giderken olayın geçtiği yeri göstermiş ve Halil İbrahim tam da burada vuruldu demiştiniz.

Halil İbrahim Fatsa’da ufak tefek tamiratlar yapan birisidir. Dükkânı yanınca köye böyle basit bir yer açar. 1980 öncesi Fatsa’da olaylar olmuş, bir öğretmen vurulmuştur. Askerler köylerde arama yaparlar. Halil İbrahim de askerlerden korkarak kaçmaya başlar. Askerlerin dur ihtarına uymayınca ateş açarak vururlar Halil İbrahim’i. Ben de bunun üzerine yazdım o şiiri. Mezarını yaptırmak istedik ama bulamadık.

Bir televizyon programında şiir yazmayı; yumurtayı yumurtanın üzerine koymak gibidir diye ifade etmiştiniz. Çok üretken bir şairsiniz. Bu ilhamı nereden alıyorsunuz?

Gerçek olaylardan, yaşamış kişilerden ve bilinen yer adlarından yola çıkarak şiirler yazıyorum. Doğduğum ve yaşadığım yerler; buraların kültürü, ilişkiler, sevgi, ayrılık, bazen da umutsuzluk, yöresel gerçekler, atasözleri, yerel söyleyişler bir şiire ilham olabiliyor. Rahmetli annemin; kendisi için, yolun sonu görünüyor demesi gibi… Yaşadığım yer bu anlamda çok zengin. Bu zenginlik de şiirlerimin konusu oluyor.

Bu söyleşi için teşekkür ederiz. Fatsa Öğretmenevinde karşıladınız bizi, köyünüze çıkardınız ve öğretmenevinde sıcak çay eşliğinde sıcak bir sohbet gerçekleştirdik.

Ziyaretiniz için ben teşekkür ederim.

Loading

Paylaş :

Comment here