Kategori Dışı

KÜMESTEKİ TAVUKLAR

KÜMESTEKİ TAVUKLAR

Bildiğiniz gibi gıdaya ve topluma dair yazıyoruz. Aşağıdaki yazıyı alın, hangi sektöre uyarlarsanız oraya koyun… Çünkü tüm sektörlerin temel sorunları aynı…

Geçenlerde, sahiplerini eskiden beri tanıdığım et ürünleri üreten bir fabrikaya gittim. Yarım asırlık sanayicilik geçmişleri var. Sektörün ilklerinden… Yıllar içinde sivil toplum örgütlerinde aldıkları aktif roller ile yurtiçi ve yurtdışındaki fuarlarda, markalarını ve ülkemizi nasıl tanıtmaya çalıştıklarına şahidim. Ama geldiğimiz nokta itibariyle, konkordato almış durumdalar…

Aileden ikinci kuşak, şu anda işin başında… Sohbet ediyoruz. Soruyor; “Engin Abi, ne olacak bu durumlar?”… Ben de cevap veriyorum; Kıyıda-köşede yapılan salam-sosis olduğu iddia edilen ürünler; hiç kimsenin ilgilenmediği pazarlarda, şehrin çeperlerindeki bakkallarda, yol ve otoyol kenarlarındaki kahvaltıcılarda satılmaya devam ettiği sürece hiçbir şey olmayacakdedikten sonra ilave ediyorum;  Aslında, genelde hiçbirimiz farklı değiliz. Para kazanmak bir yana, kaynaklarımızdan işimize para aktararak, zaman kazanmaya çalışıyoruz”.

Bizler, toplu yemek üreticileri olarak hemen-hemen her sektörle hizmet alan-hizmet veren ilişkisi içindeyiz. Hem müşterilerimiz, hem de tedarikçilerimiz ve servis sağlayanlarımız olmaları nedeniyle tüm sektörlerin durumunu biliyoruz. Genelde uluslararası global şirketler ve bazı yerli istisnalar haricinde, tüm ticari işletmelerin son 3 yıllık dönemde, para kazanma ile ilgili ciddi sorunu var.

Adını ve gerekçesini ne koyarsanız koyun? 15 Temmuz darbe girişimi mi, Suriyeli işçiler mi, Afganlar mı, Pakistanlılar mı, Afrikalılar mı? Ne derseniz deyin… Bu tamamen kayıt dışılık, kaçak istihdam ve denetimsizlikten kaynaklanıyor. Diğer yazılarımda da, detaylarıyla belirttiğim gibi buna çanak tutan da İdare eliyle, devletin ta kendisi…

Hatırlayın… Birkaç hafta önce, İçişleri Bakanlığı eliyle; Türkiye’deki yabancılardan resmi izinle ikamet edenlerin, ikamet edeceği şehirlere gönderilmesi, izinsizlerin de sınır dışı edilmesine yönelik bir çalışma yapıldı. Buna ilave olarak, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın yaptığı denetimlerde; bu kişilerden çalışma izni bulunmayanlar hakkında da, her bir kişi için işverene asgari ücretin 10 katı ceza yazıldığı haberleri dolaşmaya başladı. Hani meşhur bir deyiş vardır; Şu’yûu, vukûundan beter (Duyulması, gerçekleşmesinden kötüdür) diye… Aynen öyle oldu. Birçok işletme, kayıtsız yabancı işçilerini işten çıkarmakla kalmadı, sigortasız yerli işçilerini bile sigorta ettirdi.

Bayram öncesi birçok yeni müşteri adayı arayarak, teklif talep etmeye başladılar. Gördünüz mü etkiyi? İdarenin gücünü gördünüz mü?

Peki, kayıt dışılık sadece bununla sınırlı mı? Kayıtsız-kuyutsuz akşamdan sabaha kadar yemek yapan, yol kenarlarında kahvaltı-yemek satan, 5-10 m2’lik hiçbir norma uymayan mutfaklarda yemek yapıp motorla işyerlerine evlere yollayanlar, nerede üretildiği belli olmayan ancak diyet ya da anne yemeği gibi isimlerle internetten yemek üyeliği paketleri satanlar, evlerinde dolma-börek-mantı-pasta-tatlı yapıp yine internetten satanlar, istihdamı zorunlu personel çalıştırmayanlar, sigortasız işçi çalıştıranlar, işçinin-tedarikçinin-elektriğin-suyun-doğalgazın parasını ödemeyip kaçanlar, gıda güvenlik normlarına uymayanlar, fiş-fatura kesmeyenler, KDV- Muhtasar- Stopaj- Damga Vergisi-Çevre Temizlik Vergisi ödemeyenler …
Bunları tek başıma ben önleyemem. Bunları et ürünleri üreten arkadaşımız da önleyemez. Bunu kontrol edecek, denetleyecek, eğitimini verecek ve piyasayı gözetecek olan İdare’dir. İki paragraf önce anlattığımız uygulamada olduğu gibi…
İdare, bugüne kadar hep işin kolayına kaçmıştır. Hep kümesteki tavukları kontrol altında tutmuştur. Dışarıdaki tavuklar, hem kümesteki tavukların yemlerine ortak olmuşlar, hem de istedikleri gibi hareket edip yumurtalarını bağa bahçeye bırakmaktadırlar.  Kümestekiler de, sahiplerinin emrinde kümeslerine tıkılıp, kalan yemlere kanaat ederek yapabildikleri kadar yumurta yapıp, yapamadıklarında da tencereye girecekleri günü beklerler.

Maşallah bizim İdaremiz de kümese sahip gibi girmesi gerekirken; belediyesiyle, maliyesiyle, tarımıyla, sigortasıyla, emniyetiyle ve diğer kurumlarıyla tilki gibi girerken, kümesin dışına dönüp bakmıyorlar bile…

Şu anda stadyumda, sürekli dış kulvarda, 5 bin metrede koşan atletler gibiyiz. Kümesin dışındakiler kümese alınmadıkça,  tüm işletmeler kanuna ve hukuka uygun olarak kontrol ve denetime tabi tutulmadıkça, piyasa hakkaniyetle gözetlenmedikçe;  bırakın yarış kazanmayı,  iç kulvardan koşan kayıt dışı işletmeler sürekli üzerimize tur bindiriliyor. Bu gidişle belki de, yarışı tamamlamaya nefeslerimiz yetmeyecek.

Sorun bellidir. Yapılması gereken şey bellidir. Sorun; kayıt içindeki işletmelerin mevzuat ve bürokrasiye boğularak felç edilmesi, kayıt dışı işletmelerin yükümlülüklerini yerine getirmeksizin, ellerini-kollarını sallayarak, piyasadan hak etmedikleri payı almasıdır. Çözüm ise; İdare’nin yetkili ve görevlilerinin, zaman sınırı olmaksızın (alışılagelmiş mesai saatleri dışında da) sahaya inmesi, sürekli ve usulüne uygun kontrollerle piyasayı gözetlemesi,  haksızlığa son verilmesindedir.

Loading

Engin Güner
Latest posts by Engin Güner (see all)
Paylaş :

Comments (1)

  1. Engin bey çok teşekkürler bu değerli detaylar ve paylaştığınız tecrübeler için. Aynı söylediğiniz gibi, genel sevyede halkımız hep ilk olarak fiyat üzerinden bir ürünü değerlendirir ve bu söylediğiniz kümes dışında olan arkadaşlar düşük maliyetlerle hem ürünlerini daha ucuz üretiyorlar hemde kaliteden düşerek yinede üretim maliyetinden tasarruf ediyorlar. Kısa vade de bir ucuz ürün alınır ve başarılı zannedersin kendini, ama uzun vadede onun yan etkileri hepmimizi etkiler.
    En doğru onlemide sadece delvlet alabilir, başkaturlu kümes dışındakileri yasa’ya taabi etmek ve kurallar dıiına çıkmamak larını sağlamayayız.

    Saygılar.

Comment here