Kategori Dışı

.

 

 

CORONAVİRÜSÜ YENDİM…

 

Catering Guide Dergisi’nin Başyazarı Engin GÜNER yakalandığı Coronavirüs ile olan savaşını kazanarak sağlığına yeniden kavuştu. Yaşadığı süreci Engin Güner’in kendi anlatımı ile sizlerle paylaşıyoruz

NASIL BAŞLADI

25 Mart 2020 akşamı yoğun kuru öksürük, baş ve eklem ağrıları, kaslarda takatsizlik şikayetleriyle İstanbul Bahçeşehir ‘de özel bir hastaneye müracaat ettim.

Yapılan muayene, akciğer tomografisi ve kan tahlili sonucu covid-19 tanısı ile aynı gece hastaneye yattım.

Bu tanı 29 Mart tarihinde, Esenyurt İlçe Sağlık Müdürlüğü ‘nün resmi raporu pozitif olarak tescillendi.

8 gün hastanede kaldım. Serum, ilaç ve oksijen tedavisi ile sağlığıma kavuştum ve 2 Nisan Perşembe günü taburcu edilerek, 14 gün tecritte kalma şartı ile eve geldim. İlaçlarıma evde devam edip, tecrit kurallarını yerine getiriyorum.

Şükürler olsun ki, hastalık belirtilerinin başladığı son 15 günden bu yana ailem ve temasta bulunduğum yakın çevremde, herhangi bir hastalık belirtisi yok.

Allah’ın lütfu, sizlerin gerek telefon, gerek mesajlar ile verdiğiniz destek ve moral, sağlık personelinin tedavileri ile sağlığıma kavuştum. Hepinize çok teşekkür ederim.

SAĞLIK PERSONELİ HAKKINDA GÖRÜŞLERİM

Sağlık personeli 7/24 aralıksız hizmet veriyor. Onlara şükran borçluyuz. Muayene, teşhis ve tedavinin planlaması doktorlarımızın sorumluluğunda. Şükranlarımı sunuyorum. Ama en büyük yük hemşirelerimizin üzerinde… Zira virüslü hasta ile 24 saat temas halindeler. Damar yolu açıyorlar, serum takıyorlar, sürekli vücut ısısı, tansiyon, nabız ve oksijeni birebir temasla kontrol ediyorlar. Onların hepsi birer melek.

SINAVDAN KİMLER GEÇEMEDİ

Burada sınavdan geçemeyenler özel sağlık kurumu sahipleri ve parayı tahsil etmekten sorumlu görevlileri.

Bir kere, Türkiye’nin en önemli hastanelerinden bir tanesinde hastalara verilen yemekler; ürün kalitesi, çeşit, hazırlık, besin değeri, servis malzemesi, sıcaklık (lezzeti aramıyorum) her türlü sınıfta kalır. Bu denli kırık pirinç, bu kadar kötü makarna, adı yoğurt olarak geçen nesne, bu kadar berbat zeytin, don yemiş portakalı nasıl bulup bir araya getirirler? Salça unla karıştırılıp, bırakın hastaya, insana verilir mi? Sallama çay ve bardak verilir de, yanında kaynar su verilmez mi? Ya ılık çay suyu, bazı sabahlar su da yok.

Hastaneye yatarken günlük ücreti pazarlık ettik. Günlük 500 TL.+ kan tahlilleri karşılığı pazarlık ettik. Baştan peşin peşin “çıkarken tuhaf bir faturayla karşılaşacaksak, devlet hastanesine gidelim” dedik. Onlar da “yok karşılaşmazsınız, zaten bu durumda da gönderemeyiz” dediler.

Taburcu işlemleri için hasta yatış bölümüne gittik. Önce ilkokul çocuğu gibi ayakta bekletilerek, “beyefendi lütfen yaklaşmayın” diye bir tavırla karşılandım. Sonra da faturamın 12.000 TL. tuttuğunu ve parayı ödememi istediler.

Baştan pazarlık ettiğimizi ve bu borcun dökümünün ne olduğunu sorduğumda, “ödeme yapmadan döküm veremiyoruz, ödemeyi yaptıktan sonra e-fatura ile dökümü verebileceklerini” söylediler.

Bu konu ile ilgili Sağlık Bakanlığı ‘ nı aramak istediğimi söyledim. Bana koltuksuz, sandalyesiz fuaye alanını göstererek, bu bölümde gerekli telefon görüşmelerini yapabileceğimi söylediler.

4.5 saat boyunca İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü, Esenyurt İlçe Sağlık Müdürlüğü, Cimer, Sabim, Alo170, İstanbul Milletvekili ile telefon, mesaj, internet üzerinden görüşme ve yazışmalar yaptım.

Hikâye…

Hiç birinden sonuç çıkmadı.

4.5 saat boyunca sürekli odalarına çağırıp, “Beyefendi biz özel sektörüz, kanun dışı bir işlem yapmıyoruz, lütfen 12.000 TL. ödeyin” dediler.

Bu kadar zaman aç susuz. Buz gibi mermerin üzerinde oturmaktan ne şeker kaldı, ne tansiyon…

En son “beyefendi gelir misiniz” dendiğinde kendimi kaybettiğimi hatırlıyorum. Ağzıma ne gelirse saydım döktüm. Bu durum karşısında faturayı % 50 aşağı çektiler. Aradan bir gün geçti. Ne e-fatura, ne döküm, ne e-posta…

Ben özel sektöre inanan bir insanım. Ancak özel sektör demek, fırsatı ganimete çevirmek değildir. İster özel, ister kamu… Hepsi bu toplumun içinden çıkıyor. Topluma erdemi yayamayınca, fırsatçılar hastane sahibi, marketçi, medikalci, eczacı vs. şekillerde karşımıza çıkıyor.

Allah kısmet edip de, bu salgın sona erdiğinde toplum bunların muhasebesini ve sorgulamasını yapacaktır.

Bu hastalık sebebiyle vefat edenlere rahmet, tedavi görenlere şifa diler, hastalığın hiç bir kula uğramamasını temenni ederim.

Loading

Paylaş :

Comment here