İstatistikler Dünyadaki insan sayısının her saniyede 2,6 kişi arttığını gösteriyor.Baş döndüren bir artış hızı. Bu hıza nasıl ulaştığımıza şaşırmamak mümkün değil. Dünya nüfusunun ilk insanlar döneminde 200 bin civarında olduğu tahmin edilmektedir. Neolitik Devrim olarak anılan insanların tarıma başladığı dönemdeinsan nüfusunun 3 milyon civarına ulaştığı düşünülmektedir. Sonraki süreçlere de kısaca bir göz gezdirelim. Yararlanılan kaynaklara göre rakamlarda bazı farklılıklar dikkatimi çekse de esasa etkili olmayacağını düşündüm
DÜNYA NÜFUSU
1600 yılında 600 milyon,
1750 yılında 700 milyon,
1804 yılında 1 milyar,
1927 yılında 2 milyar,
1961 yılında 3 miyar,
1971 yılında 4 milyar,
1987 yılında 5 milyar,
1999 yılında 6 milyar,
2011 yılında 7 milyar,
2021 yılında 7,8 milyar,
2023 yılında 8 milyar (tahmin)
Dünya nüfusundaki olası gelişmeler:
Dünya nüfusu çoğu zaman hızlı, bazı da yavaşlamış olarak her yıl artmaktadır. 20.yüzyıl Dünya nüfusunun en hızlı arttığı bir dönemdir. 1900 yılında yaklaşık 1,5 milyar olan Dünya nüfusu 1999 yılı sonunda yaklaşık 6 milyara ulaşmıştır.
Bilim insanlarının nüfus artış hızıyla ilgili olarak ileriye dönük yaptıkları çalışmaların sonunda 2075 yılında Dünya nüfusu artış oranının sıfır olma olasılığından bahis etmeleri kafaları bir hayli karıştırmıştır. Araştırmayı yapanların böyle bir sonuca varmaları için çıldırmış olmaları gerektiğini düşünenler bile olmuştur. Araştırdığımda bu sonuca nasıl varmış olduklarını tahmin etmek çok da zor olmadı. Şöyle ki;
- Dünya nüfus artışı 1970 yılında yaklaşık %2 seviyesinde iken 1985 yılından sonra artış hızında düşme başlamış, 2010 yılında %1’e gerilemiştir. 2050 yılında da %0,5 olacağı hesaplanmaktadır.
- 1965-2004 yılları arasında Dünya nüfusunun %93 oranında arttığı tespit edilmiştir,
- 2005-2050 yılları arasında ise 6,465 milyar olan Dünya nüfusunun 9,7 milyar olması beklenmektedir. Artış oranı %45 olarak hesaplanmıştır.
- Bu artışın %90’ınınAFRİKA ve ASYA kıtalarında olacağı, Hindistan’ın nüfusunun Çin’i geçeceği,
- 2050 yılına giderken nüfus artışınınaz gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında olacağı, özellikle de az gelişen ülkelerin bu yarışta ilk sıralarda olacağı,
- Avrupa nüfusunun da 2050 yılında 2005 yılına göre 75 milyon azalarak %10,3 daha düşük kalacağı, gelişmiş ülkeler sıralamasında gerilerde yer alan ülkelerin dahi Nüfuslarının da aynı şekilde azalmaya tabi olacağı,yorumları yapılmaktadır.
- Gelişmiş birçok ülkede görülen bu tür nüfus azalmalarına olası savaşların ve salgın hastalıkların sebep olacağı ölümlerin değil, doğum oranlarında görülen düşüşlerin sebep olacağıtahmin edilmektedir.
Evet, yapılan bu matematiksel hesaplamaya göre 2075 yılında Dünya nüfus atış hızının sıfır veya sıfıra yakın olma olasılığı oldukça yüksektir.
Kırsaldan kentlere göç;
Dünya nüfusuna baktığımızda hızla kentleşmeye doğru bir gidiş olduğu görülmektedir. Kentleşme, ilk olarak gelişmiş ülkelerde başlamış ve hızlı bir şekilde tamamlanmıştır. Sonrasında gelişmekte olan ülkelerde kentleşme başlayıp kısa zamanda hızlanmış ve halen de devam etmektedir.
2005 yılında gelişmiş ülkelerde %75 olan şehirlilik oranı, 2030 yılında %82 seviyesine çıkacağı bilimsel çevrelerce hesaplanmıştır. Bu 7 puanlık artış 114 milyon yeni şehirli nüfus anlamına gelmektedir.
Gelişmekte olan ülkelerde 2005 yılında %43 olan şehirlilik oranının aynı süreçte %57’ye çıkması beklenmektedir. Bu 14 puan 1 milyar 694 milyon yeni şehirli nüfus demektir.
Kentleşmenin gıda tüketimine etkisi:
Hızlı kentleşmenin sonucu, kırsal alanda bitkisel ve hayvansal üretim yapan bu kişiler mevcut iş alanlarını terk ederek şehirlerde hizmet, sanayi ve ticaret gibi sektörlerde çalışarak geçimlerini sağlamaya devam edeceklerdir. Kentler böylece hızla büyüyüp sayıları artarken, hayvansal ve bitkisel gıda tüketim gereksinimi de aynı hızla artacaktır. Bu göçün sonunda kırsal alanda kalıp üretime devam eden kişi sayısı azalırken, hayvansal ve bitkisel üretimde açıkların ortaya çıkması ihtimali doğal olarak artmıştır. Tarımsal üretim teknolojilerinde sağlanmış ve sağlanacak gelişmelerle hayvansal ve bitkisel üretimde birimalandan elde edilen verimin artacağı, bu yolla olası üretim açıklarının büyük ölçüde kapatılabilmesinin mümkün olacağı düşünülmektedir. Şehirleşmenin devamı süresince daha çok et, daha çok bitkisel ürünlerin tüketilme gereksinimi devam edecektir.
Şehre yerleşip tarım dışı sektörlerde çalışmaya başlayan aileler artık kırsal alandaki gibi kısmen de olsa kendi ürettiklerini tüketme lüksüne sahip değillerdir. Artık beslenme ihtiyaçlarını karşılamak için ekmeği, sütü, yumurtayı, sebze ve meyveyi para vererek satın almak, ailenin gelirleri ölçüsünde oluşturulacak bir bütçe dahilinde harcamalarını düzene koymak zorunda kalacaklardır. Maaşlarından kazandıklarını ilk olarak beslenmeye ayırmaları gerekecektir. Beslenme gereksinimini öncelikle karşılayabilmek amacıyla örneğin günde 8 ABD Dolar aile gelirinden ayrılmasından sonra geri kalan para ihtiyacın önceliğine göre barınma, giyinme, ulaşım, eğitim, sağlık vb. giderlere ayırılabilecektir.
Bunun sonucu şehirleşmenin getirdiği yeni düzene uyum sağlama sırasında belli gıda maddelerinde talep artışları oluşacaktır. Ailenin gelir durumu iyiye gitmesi halinde sebze tüketiminde azalma buna karşılık hayvansal protein tüketiminde artış olabilecektir. Genelde Dünya nüfusunun artışı ile birlikte et ve bitkisel besin üretiminde de artış beklenmesinin, 2050 yılına gelindiğinde 9,7 milyar insanın beslenmesini sağlayacak üretim olanaklarına sahip miyiz tartışmalarının sebebi işte bu yüzdendir.
- İhracat kısıtlaması ne durumda - Ekim 7, 2024
- Ülke nüfusu 85, kazan mevcudu 93 milyon - Ağustos 27, 2024
- Kuş gribi değil ihracat gribi - Haziran 27, 2024
Comment here