Uzun zamandır görüşmüyorduk. Bir türlü fırsat bulamamıştık. Her zaman olduğu gibi aniden çıktı geldi.
Bilirsiniz her gelişinde mutlaka anlatacak bir şeyi olur.
Bilgi dağarcığı geniş, gözlem ve analiz yeteneği kusursuz diyebilirim.
Hoşbeşten sonra konu döndü dolaştı, yaklaşan yılbaşına geldi.
“Yılbaşında ne yapıyorsun” diye sordum.
“Hiç bir şey” dedi.”Ben yaşamım boyunca yılbaşı kutlamadım. Yılbaşı eğlencesine de katılmadım”
“Hayrola yılbaşı kutlamalarına karşı olanlardan mısın? Eğer öyleyse Noel ile yılbaşı farklı günlerdir”
diye bilgiçlik tasladım.
“Tabi ki biliyorum. Ben sadece yılbaşına değil, bütün özel günlere karşıyım” dedi
İlginç bir sohbet olacağa benziyor “Niye karşısın özel günlere?”diye sordum.
“Anlatayım” dedi
“Yıl 365 gün, her güne en az bir, bazı günlere ise 2,3 hatta 4 özel gün düşüyor. Hepsinin de bir anlamı var.
Aynı şekilde haftalarda öyle… Sözüm ona 52 hafta var. Fakat yüzlerce ” …..haftası” adı altında farklılıklar
ortaya konuyor. Konulsun, kutlansın, kutlayana doya doya yaşayana kutlu olsun.
Ben hepsine karşıyım.”
Konuyu dağıtmasına izin vermek istemedim.”Yılbaşına neden karşısın” diye tekrar sordum.
“31 Aralık ile 1 Ocak arasında ne fark var? Piyango size çıktıysa tabiî ki farklı…
Hiçbir şeyin değişmeyeceğini bile bile günler öncesinden hazırlık yapılıp özel bir anlam yüklenmesi
bana manasız geliyor. “
“Sevgililer günü, Babalar günü, doğum günleri, diğer özel günlerle ne problemin var? dedim.
“Dayatma olduklarını düşünüyorum. O nedenle de karşıyım. İnsan sevgilisine veya babasına sevgisini sadece bir gün mü gösterir. Komik bence”
Böyle konuşunca hak vermemek mümkün değil.
Birden aklıma geldi. Bizi doğuran, büyüten annelerimizin gününe de karşı olabilir mi?
“Anneler gününe de karşı mısın?” diye sordum.
Gerildiğini fark ettim.”En çok da ona karşıyım” dedi
“Neden ?”dedim
“Anneler günü yaklaştıkça beni bir sıkıntı basar. Çocuk sahibi olamayan kadınlar aklıma gelir. Üzülürüm. Çocuklarını kaybeden, evlat acısıyla yanan anneler, çocuklarını yok sayıp kendi yaşantılarına dalan anneler aklıma gelir. Çok üzülürüm. Annesini kaybeden, annesini hiç görmeyen çocukları düşünürüm. Annesinin mezarına bir kürek toprak atmasının çok görüldüğü çocuklar aklıma gelir. Daha çok üzülürüm. Bu yüzden de en çok anneler gününe karşıyım”
Bardağında ki çayı bir yudumda içti.
“Eyvallah “deyip çıkıp gitti.
Laptopu önüme çektim. Boş bir world sayfası açtım. Anlamsızca, kuralsızca yazmaya başladım.
Yazdım, yazdım, yazdım.
Sayfalar dolusu aklıma ne geldiyse, ne düşündüysem.
Yazmasam çatlayacaktım…
- 817 adet ürün ifşa edildi. Köfteci Yusuf ’tan başka aklımızda kalan var mı? - Kasım 1, 2024
- Başarıya giden yolda, bazen duymamak gerekebilir - Ekim 7, 2024
- “KONKORDATO” Yedik,içtik hesabı ödeyin kalkalım - Ağustos 27, 2024
Comment here