Kategori Dışı

Hierapolis antik kenti

Denizli denilince akla Pamukkale travertenleri geliyor. Hierapolis antik kenti Pamukkale travertenleri ile bir sayfanın iki yüzü gibi duruyor alanda. Sayfanın bir yüzünde akıl almaz bir doğa harikası bembeyaz ve gerçekten pamuktan kaleler gibi duran travertenler var; diğer yüzünde ise 2 bin yıllık bir tarihi günümüze taşımanın gururunu yaşayan, tarihin adeta nefes alış verişini hissettiğimiz Hierapolis antik kenti var. Bu iki doğa ve tarih bileşeni bölgeye her yıl 2 milyondan fazla turistin gelmesini sağlıyor.

Hierapolis antik kenti UNESCO Dünya Kültürel ve Doğal Mirası Listesi’nde yer alıyor. Ayrıca ölmeden önce görülmesi gereken yerler listesinde de yer alıyor bu muhteşem doğa ve tarih birlikteliği. Böyle bir uyum ve iç içelik bir başka coğrafyada kolay kolay bir araya gelemeyecektir. Denizli’nin 18 Km. kuzeyinde yer alan bölgeye ulaşımın kolay olması da ziyaretçiler açısından önemli bir avantajdır. Denizli otogarından kalkan dolmuşlarla hem travertenler hem de antik kent kolaylıkla ziyaret edilebilmektedir.

Hierapolis kurulduğu günden itibaren bir sağlık, güzellik ve inanç merkezi olarak biliniyor. Yaz ve kış sıcaklığı 38 derece olan ve travertenlere o beyaz rengini veren kalsiyum oksit içerikli su hem sağlık hem de güzellik için kullanılmış tarih boyunca. Kleopatra bu suyla dolu havuzlarda yüzerek güzelliğini korurken halkın çoğunluğu dertlerine şifa olacak diye yıkanırmış havuzlarda. İnanç anlamında ise Hz. İsa’nın 12 havarisinden Aziz Philippus’un mezarı burada olduğu ifade ediliyor.

Tarihçesi ise oldukça eskiye dayanır. Frigler döneminde ana tanrıça Kibele’ye adanmış dini bir merkez olarak kurulduğu kaydediliyor. Yunan sömürgeciler tarafından ele geçirilmesiyle Yunan mitolojisi içinde önemli bir değişime uğrayacaktır. M.Ö 2. yüz yılda kurulduğu bilgisi vardır bazı kaynaklarda. Sonra Roma dönemi ve ardından Bizans dönemi diye sıralama yapıyor tarihçiler. M.S. 80 yılında çok ciddi bir deprem yaşayan tarihi kent 12. yüzyılın sonlarına doğru Selçukluların yönetimine geçmiş. Adını Bergama Krallığının kurucusu Tepehos’un eşi Hiera’dan alarak Hierapolis olduğu anlatılıyor.

Yaklaşık 1 Km. uzunluğunda, her iki yanı tarihi kalıntılarla dolu antik kenti gezerken 2 bin yıllık bir tarihi yaşıyor ve o havayı soluyor gibi oluyorsunuz. Daha çok kaya mezarlar gözünüze çarpıyor. Bilmediğiniz bir geçmişten bugüne yolculuk yapıyormuş hissine kapılıyorsunuz. Günümüze erişen tarihi yapıların nasıl bu kadar süre ayakta kaldığını sorguluyorsunuz. Her birinin önünde durup geçmişten bir ses veya nefes arıyorsunuz.

Hierapolis antik kentinde kayda geçmiş çok önemli tarihi yapılar var. Bu yapı kalıntılarını şöyle sıralıyor bu alanda arkeolojik kazı yapanlar. Antik Tiyatro, Nekropoller (Güney-Kuzey), Antik Havuz, Kleopatra Hamamı, Apollon Tapınağı, Cadde ve Kapılar, Güney Roma Kapısı, Kuzey Bizans Kapısı, Güney Bizans Kapısı, Hamamlar, Hamam-Kilise, Bizans Hamamı ve Büyük Hamam. Surlar, su kanalları, köprüler, tapınaklar ve kaya mezarlar ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Kazılardan elde edilen heykellerin ve bulguların bazıları da müze de sergileniyor. Gerçekten ihtişamlı bir tarihi miras… Yürümekten yorgun düşüyorsunuz tarihi yerleşim yerini gezerken. Bu yorgunluğunuzu travertenlerin beyazlığı ve oluşturduğu muhteşem doğal tablo almaya yetiyor. Daha da olmazsa dönüşünüzü elektrikli araçların servislerinden yaralanarak yapıyorsunuz.

Bu büyülü atmosferden payınıza düşeni alıp ruhunuzu doyurduktan sonra sıra midenizi doyurmaya gelmişse, hedefiniz Denizli il merkezinde Kaleiçi veya Bayramyeri’nde Denizli kebabı yemek olmalı. Bir yaşına girmemiş kuzuların etinden, özel fırınlarda sakız ağacı közünde pişirilen Denizli kebabı yöreye has sunumuyla gelecektir masanıza. Yöreye has derken, bu kebabı yemek için masanıza kesinlikle çatal getirilmeyecektir.

Şaşkınlığınızı üzerinizden attıktan sonra ya lavaşa sararak dürüm şeklinde ya da kollarınızı sıvayıp ellerinizle yiyeceksiniz Denizli kebabını. İşletmelerin çoğu 1920 li yıllardan bu yana bu işi yapıyorlar. Denizli; travertenleriyle gözünüzde, Hierapolis antik kentiyle ruhunuzda, kebabıyla damağınızda iz bırakacaktır.

 

Loading

Paylaş :

Comment here