Kategori Dışı

Devletin boş bıraktığı alanlar

Otoyolda aracınızla gidiyorsunuz. Yol 3 veya 4 şerit. Hangi aracın hangi şeridi kullanacağı, en çok ne kadar sürat yapabileceği belli… Kamyonlar, kamyonetler sol şeritlerde cirit atıyor. Ciddi paralar ödediğiniz otoyollarda, yol alabilmek mümkün değil…

Yine otoyolda gidiyor ve yasal limitler içinde araç sollamak için sol şeride geçiyorsunuz. Yüzlerce metre uzaktan selektör yapmaya başlayan züppeler, saniyeler içinde dibinizde bitiyor. Korna, selektör, kıyamet…. Birkaç ay önce, bu sebepten İzmir otoyolunda bir avukatın kolu kırdılar.

Başta İstanbul olmak üzere, büyükşehirlerde trafik kuralları, hak getire… Sinyal, şerit, sürat, ışık, kaldırım, emniyet şeridi… Kimse dinlemiyor.

Çoğunlukla iki parmaklarının arasında, sol kollarını arabalardan dışarı çıkartmış, bela ararcasına trafikte giden karanlık tipler… Kendilerinden nasıl da eminler… En ufak bir yol verme tartışmasında araçlardan çıkan odunlar, coplar, levyeler…

Kaldırım, yaya geçidi, ters yön demeden, araç ve yayaların arasında bir girip-bir çıkan motosikletler…

Trafik ışıklarında insanları taciz eden dilenciler, cam siliciler…

Esnaf tarafından işgal edilen kaldırımlar… Her yerdeki işportacılar…

Bütün bunlar, günlük hayatımızı olumsuz olarak etkiliyor. Araç kullanırken, toplu taşıma araçlarını kullanırken, yolda yürürken, ticaret yaparken hepimize enerji kaybettiriyor. Ruh sağlığımızı bozuyor.

Birçok gelişmiş ülkeyi gezip, görme imkânı buldum. Onlarda da yok mu? Yok denecek kadar az. Peki bizim neyimiz eksik? Kanun var. Polis desen, o da var. Hem de dünya ortalamasının oldukça üzerinde… 112 Acil Yardım Hattı, o da var.

Herhalde eksik olan zihniyet…

Polis Merkezi’ne müracaat edip de, olumlu sonuçlanan bir müdahale hatırlamıyorum. En son 3 Eylül 2023 saat 03:18’de, İzmir Otoyolu’nda hiçbir aydınlatması olmadan yol alan ve trafik güvenliği tehlikeye sokan araç için 112’yi aradım ve 3:18 dakika bilgi verdim.

Aracı Orhangazi’den, Karacabey’e kadar yaklaşık 100 km takip ettim. Araç, Bursa Kuzey Gişe Kontrol noktasından ihbara rağmen kontrolsüz geçti. Bursa şehir geçişini kontrolsüz geçti. Bursa Batı Gişe noktasını kontrolsüz geçti ve yoluna devam etti. Bu sadece sonuncusu, bunun gibi onlarca örnek sayabilirim.

Dünya rekortmeni köprüler, otoyollar, havalimanları, barajlar yapabiliyoruz. Elektrikli otomobil, roket, iha, siha, uydu yapabiliyoruz. Emniyet ve diğer güvenlik güçlerimiz hırsızı, suçluyu yakalıyor. Evet hepsi harika… Ama….

Ama olay gerçekleştikten sonra arsızı, yüzsüzü, zorbayı, toplum düşmanını yakalasanız ne, cezalandırsanız ne?

Asıl olan bireylerin ya da toplumun mağduriyet yaşamamasıdır. Bu alanlar boş ve yıllardır hep aynı şeyleri yaşıyoruz… Belli ki, kontroller ve cezalar caydırıcı değil. Sokakta, yolda, otoyolda daha fazla kontrol ve güvenlik, daha etkin ve caydırıcı bir cezalandırma sistemi olmalı…

Başta trafik cezaları olmak üzere, herkese aynı ceza uygulandığında caydırıcı olmuyor. 5-10 milyonluk arabalara binenlere, 500 yüzlük-binlik-2 binlik cezalar vız gelip-tırıs gidiyor. Cezalar da MTV gibi, arabasına göre ve ceza puanına göre artmalı.

Sahaya inmezseniz, sürekli kontrol etmezseniz, bunları yapamazsınız. Bunları yapmak, hiç de zor işler değil…

Değil ama, bazen bile-isteye yapılmadığını düşünmekten de kendimi alamıyorum.

 

 

 

 

 

 

 

Loading

Engin Güner
Latest posts by Engin Güner (see all)
Paylaş :

Comment here