Yazarlar

BAKTERİ ÇİFTLİĞİ (SHİT MASTER)

 

Çalışma hayatım boyunca birçok değişik çiftlik görme imkânım oldu. İnsanoğlunun daha çok üretebilme üzerine çalışıp, kafa yorup 21. Yüzyılda çok modern, otomasyona dayalı çiftlikler kurduğunu biliyoruz.

Teknolojinin yardımıyla da uzaktan kumanda her türlü veri çalışmayı yönetebilmek çok güzel. Benim için enteresan olan Kara Salyangozu çiftlikleri, Solucan gübresi çiftlikleri, Domuz çiftlikleri, Devekuşu çiftlikleri, Deniz Midyesi çiftliği ve topraksız tarım yapabilen modern şehirlerde bina altlarında bulunan Tarım çiftlikleri. Hepsinin kendine has çok enteresan uygulamaları var. Büyükbaş ve küçükbaş hayvan çiftlikler ile Tavuk çiftlikleri artık demode oldu ama At çiftliklerini (hara) halen severim.

Yeni eğilim ise BAKTERİ ÇİFTLİĞİ, bende henüz görebilme şansına nail olmadım (zaten daha kurulmadı) ama çalışmalarını, haberlerini çok dikkat ve ilgiyle izliyorum. İlgi duyarsanız sizin de izlemenizi öneririm. Üstelik bu işe gönül veren bir Türk Biyologun olması gurur verici.  “Biyolog Ali Rıza Akın” ABD’de mikrobiyota ve bakteri bilimi alanında birçok başarılı projeye imza atmış bir bilim insanıdır. Bilimin daha geniş kitlelere ulaşması amacıyla Silikon Vadisi’nde kurduğu şirketi Next-Microbiome ile Akın, sağlık sektörüne yeni bir perspektif sunmaktadır.

Dünyamızın oluşumunda bizden çok daha önce yaratılan bu gözle görülmeyen mikroskobik canlılar bizim içimizde, dışımızda havada, karada, suda her yerde yaşayabiliyor ve bulunabiliyorlar. Biz ve çoğu canlı, oksijensiz yani hava olmadan yaşayamazken onlar oksijensiz ortamlarda bile canlı yaşayabiliyorlar.

Mikrobiyota, insan vücudunda sindirim sistemi gibi belirli bir ortamda bulunan yararlı ve zararlı tüm mikroorganizmalar topluluğunu ifade eder.  Genel olarak, deri, hava yolu, gastrointestinal sistem, idrar yolları, kan, ağız ve yutak bölümünde mikroorganizmaların lokalize olduğu tespit edilmiştir.Vücuttaki toplam bakteri sayısının 38 trilyon civarında olduğu ortalama bir vücuttaki toplam insan hücresi sayısı ise 30 trilyon olduğu tespit edilmiş.

Biz genelde bakteri deyince bize zarar veren, hasta eden hatta öldüren mikroorganizma (Patojen) olarak düşünürüz. Oysaki bize dost olan bakterileri görmezden geliriz. Sütten peynir elde edilmesi, turşu yapımı, sirke üretimi ve ilaç sektöründe kullanılan birçok yararlı dost bakterilerimiz de var. Topraktaki canlı atıklarının çürütülmesi yani mantarlarla birlikte parçalanmasını sağlayarak minerallerin oluşmasında ve toprağa karışımında hep onlar görev yapıyorlar.  Bağırsaklarımızda yaşayan dost bakteriler için ikinci beynimiz diyenler bile var.

Yapılan bilimsel çalışmalarda kanser tedavisinde kullanılan ve olumlu sonuçlar alınan bir bakteri çeşidi var. Akkermansiamuciniphila bakterisi, son yıllarda kanser tedavisinde potansiyel faydaları nedeniyle ilgi çeken özel bir probiyotik türüdür. Probiyotikler, sindirim sisteminde bulunan ve insan sağlığı için faydalı olduğu bilinen canlı mikroorganizmalardır. Prebiyotikler ise faydalı bağırsak bakterilerini seçici olarak besleyen sindirilemeyen liflerdir. Sağlıklı bir bağırsak mikrobiyotasını teşvik etmeye ve potansiyel olarak kanser tedavisi sonuçlarını iyileştirmeye yardımcı olabilirler.

Sanırım gelecekte bilim insanları bu akıllı bakterilerle birçok hastalığa çözüm bulacaklar.

Büyüklerimizin hep anlattığı bir hikâye de eskiden dünyada iyi insanların varlığı daha fazla imiş, iyi insanlar kötülükleri bastırdıklarından mutlu, mesut yaşarlarmış. Ancak günümüzde de olduğu gibi kötü insanlar fazlalaşınca bu sefer iyi insanları bastırmışlar. Sonuç ortada, savaşlar, açlıklar, kötülükler, kirlilikler almış başını gitmiş. İnsanlar mutsuz, hasta ve erken ölmeye başlamışlar.  İşte insan vücudunda ve tabiatta bulunan iyi bakteriler de azalınca bize benzer olayları yaşıyoruz.

Eskiden insan vücudunda ve tabiatta bulunan iyi bakteriler bu dengeyi sağlarken insanoğlunun kendi eliyle kirlettiği gıdalar, toprak, su ve hava da bulunan kötü bakteriler sonucunda felaketler, hastalıklarla uğraşıp duruyoruz.

Bilim inanları insan dışkısından, sudan, topraktan aldığı iyi bakterileri izole ederek üretmeyi başarmıştır. Ama Akkermansia bakterisini dünya üzerinde canlı izole edebilen 5-6 laboratuvar bu işi yapabiliyor. Şimdilik bize probiyotik ve prebiyotik olarak dönen bu dost bakteriler ileride kurulacak DOST BAKTERİ ÇİFTLİKLERİYLE belki eski günleri dönmemizi sağlayabilirler. Geleceğin mesleği ve işi olarak umut vaat etmektedir.

“Türkiye çeşitli coğrafi yapıları ve iklimleriyle olağanüstü derecede çeşitli bir toprak mikrobiyotasına ev sahipliği yapmaktadır. Bakteri, mantar ve diğer mikroorganizmalardan oluşan bu gizli dünya, ekosistem sağlığı, tarım ve hatta tıp alanında hayati bir rol oynamaktadır. Bu ekosistemdeki karmaşık etkileşimler, bilimsel keşif ve inovasyon için muazzam bir potansiyel sunmaktadır.

Daptomisin: Türkiye’den Tıbba Bir Hediye

Türkiye’nin mikrobiyal zenginliğinin dikkat çekici bir örneği antibiyotik daptomisindir. İlk olarak Doğu Anadolu’daki Ağrı şehrinin yakınlarında bulunan bir toprak bakterisinden (Streptomycesroseosporus) elde edilen daptomisin, çoklu ilaca dirençli enfeksiyonlara karşı önemli bir silah haline gelmiştir. Bakteri hücre zarını hedef alan benzersiz etki mekanizması, antibiyotik direnciyle devam eden mücadelede umut vaat etmektedir.

Biyokorsanlık Endişeleri,

Daptomisinin keşfi ve geliştirilmesi, biyokorsanlıkla ilgili etik endişeleri gündeme getirmektedir. Genetik kaynakların ve geleneksel bilginin izinsiz kullanımı, bu endişelerin başında gelmektedir. Bakterinin kendisi Türk topraklarında bulunmasına rağmen çok büyük bir ilaç firması daptomisinin patentlerini elinde bulundurmaktadır. Bu durum, kaynak ülke ile adil tazminat ve fayda paylaşımı konusunda soruları gündeme getirmektedir” (1).

İnsan ve hayvan dışkısından biz çekinip burun kıvırırken elin oğlu dışkı ve topraktan yararlı bakterileri toplayıp kullanıyor. Kimi biyogaz üretiyor kimi ilaç ve kimya sektöründe kullanıyor. Bizde kendi kendimizi yiyip duruyoruz! Ali Rıza Akın Bey o kadar ince ve bilgili bir insan ki röportajını izlerken kendisine “shitmaster”(yani Bokolog) denmesine gülüp geçiyor.

Dünyada petrol şirketlerinden sonra en fazla kazanç sağlayan ilaç şirketleridir. Zira bizi önce bir şekilde hasta edip sonra ömür boyu ürettikleri ilaçları kullanmaya mahkûm ediyorlar. Oysaki Tansiyon ve kolesterol gibi ömür boyu ilaç kullanan hastaların birkaç mikroorganizmayla ilaç kullanmadan tedavi edebileceğini bizden saklıyorlar.

Son günlerde sokak köpeklerinin itlaf edilmesiyle ilgi haberler gündemde, oysa zamanı geri sardığımızda bakın neler yaşanmış.

Eski zamanlarda tabakhaneye bok yetiştirmek diye bir deyim varmış.

Çünkü bir tek taze köpek bokunda bekletilen deri yumuşak, kıl köklerinden arınmış, gözenekleri açık, ince, homojen, yani kaliteli olabilirmiş. Bu nedenle köpek çiftlikleri kurulmuş. Binlerce köpek beslenmiş, üretilmiş ve hatta köpeğin dışkısını sıcak ve kurumadan yetiştirmek için sistemli bir iş örgütlenmesi kurulmuş.

Bugün bu tür dericilik tamamen ölmüş olup, yapay olarak yani kimyasallarla da aynı sonuç elde edilmeye başlanınca köpeklerin de dışkı toplayıcıların da pabucu dama atılıvermiş. “Tabakhaneye bok yetiştirmek” de yeni kuşakların nereden geldiğinibilmediği, merak ettiğini de sanmadığım bir deyiş olarak kalmış. Ders çıkarmasına bilene…

Çok yakın zamanda Bakteri Çiftliği adı altında yeni şirketler görürseniz şaşırmayın!

Halk arasında çokça kullanılan “Adam olacak çocuk bokundan belli olur” Atasözünün anlamı her ne kadar bir kişinin karakterinin veya yeteneklerinin çok küçük yaşlardan itibaren belli olduğunu ifade etsede yani, bir çocuğun ileride ne tür bir yetişkin olacağı, çocukluktaki davranışları, kişinin yeni başladığı işte ilerleyebilip ilerleyemeyeceği daha ilk davranışlarından ilgisinden ve yeteneklerinden anlaşılabilir diye anlıyoruz. Ancak bu teknolojik yüzyılda gerek çocukların gerekse de yetişkinlerin dışkıları incelenip hangi tür bakteriler saptanarak ileride ne gibi rahatsızlıklara, hastalıklara yakalanabileceği öngörülebilmektedir. İnsan vücudunu da bir bakteri çiftliği gibi düşünürsek hem kendimizin sağlığı hemde bizden sonraki nesillere dost bakterileri aktarabilmek için zararlı ve hazır yiyecek, içeceklerden kaçınmalı kendimize ve çocuklarımıza iyi bakmalıyız.

Loading

M.Baki Asutay
Latest posts by M.Baki Asutay (see all)
Paylaş :

Comment here