Son yıllarda tüm medya kanallarında hemen her gün üretilen ve tüketilen gıdalar hakkında kanser başta olmak üzere çeşitli risklere karşı uyarı mahiyetinde konuşmalar yapılmaktadır. Çoğunlukla konunun uzmanı olmayan, “medyatik” olma heveslisi kişilerin yaptığı yalan yanlış açıklamalarla tüketici şaşkına çevrilmiş, endüstri ürünü olsun olmasın gıdaların neredeyse tamamına kuşku ile yaklaşan mutsuz, saplantılı insanlar yaratılmıştır.
Uzmanı olmadığı konularda konuşanların tamamı değilse de çok büyük bir kısmı asılsız, uydurma, bilimsellikten tamamen yoksun iddialarla tüketicilerin gıda maddesi seçimlerini olumsuz etkilemektedirler.Sorumsuzca yapılan bu tür açıklamaların medyada yayınlanma amacının halk sağlığını korumak olduğu şeklinde yapılan savunmalara inanmak mümkün değildir.İzleyicilerin çoğu ilk duyduklarına itibar eder. İşin daha da üzücü yanı, konu uzmanı profesörlerinTV kanallarında bu iddiaların doğru olmadığını bilimsel yoldan açıklayan sözlerini inandırıcı bulmayan tüketiciler medyatik şovmenlerin yalanlarını birbirlerine fısıldayarak verilen zararın boyutlarının büyümesine sebep olmaktadırlar. Bu durum,büyüme çağında olan gençlerimizin doğru ve yeterli beslenmesi hususunda yapay endişeler yaratmaktadır.
Şimdi, tavuk eti ve yumurta üretimi konusunda medyada yer alan asılsız suçlamaların karşılığı bilimsel gerçekleri özetleyerek siz okuyucularımın doğru bilgiye ulaşmanızı sağlamaya çalışacağım.
“Kuluçka süresinin 17 güne indirildiği” iddiası;
Tavuğun yetiştirilme amacı ister yumurta, ister piliç eti üretimi olsun her ikisinde de kuluçka (yumurtadan civciv çıkma) süresi 21 gündür. İster kuluçka makinesinde,ister doğal yoldan (gurk tavuk altına yumurta koyarak) civciv çıkarın bu süre değişmez. Bu süreyi laboratuvar koşullarında dahi kısaltmak ilmen mümkün değildir.
“23 saat ışık altında tutularak durmadan yem yemeye zorlamak” iddiası;
Piliç eti üretimi 6 hafta sürmekte, ilk bir hafta 23 saat ışık altında bakım ve yemleme yapılmakta, ilerleyen haftalarda aydınlatma süresi azaltılarak uyku süresi 6-8 saate çıkarılmaktadır.
“Sadece et yapsınlar diye hayvanların kemik gelişmesi engelleniyor” iddiası;
Binaları nasıl ki demirli beton kolon ve kirişler ayakta tutarsa, tavukları da kemikten oluşan iskelet sistemi ayakta tutar. Şayet iskelet sistemi yeterince gelişmez veya zayıf bırakılırsa o hayvan yem ve sudan yeterince faydalanamaz normal kilosuna ulaşamaz.
“Yumurtadan çıkar çıkmaz hormon-antibiyotik ve kanserojen formaldehit katkılı yemler verildiği” iddiası;
- Hormon: Piliç eti üretiminde hiçbir aşamada hormon kullanılmamaktadır. Bakanlık tarafından satış yerlerinden alınan piliç etleri örneklerinde, hormon kalıntısı bulunup bulunmadığı laboratuvar analizleriyle kontrol edilmektedir. Bu güne kadar yapılan analizlerde hormon kalıntısına rastlanmamıştır. Ayrıca tavuğa hormon vermek teorik ve pratik olarak mümkün olmadığı gibi, çok pahalı olduğu için ekonomik de değildir. Hormon et değil yağ yapar.Bu nedenle de üretici kullanmaz.
- Antibiyotik: Piliç eti üretiminde büyütme ve gelişme amacıyla antibiyotik kullanımı AB ile birlikte Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından Ocak 2006 yılında yasaklanmıştır. Bu tarihten beri antibiyotikler sadece tedavi amaçlı ve Veteriner Hekim reçetesiyle ihtiyaç halinde kullanılmaktadır. Tavuklar, antibiyotik verildikten sonra antibiyotiğin vücuttan atılma süresi (4-5 gün) bitinceye kadar kesime gönderilmez. Ayrıca yine Bakanlık tarafından satış yerlerinden alınan piliç etleri örneklerinde, antibiyotik kalıntısı bulunup bulunmadığı laboratuvar analizleriyle kontrol edilmektedir.
- Kanserojen formaldehit katkısı; Yemlerde formaldehit içeren katkı maddelerinin kullanımı AB ve Tarım ve Orman Bakanlığınca yasaklanmış olup hiçbir şekilde kullanılmamaktadır. Bakanlık bu konuyu da yaptığı kontrol ve analizlerle takip etmektedir.
“Tavukları uyguladıkları sistemle günde iki hatta üç defa yumurtlatıyorlar” iddiası;
Tavuğun vücudunda bir yumurtanın oluşumunu tamamlayabilmesi için 23-25 saatlik bir zaman gereklidir. Bu süreyi özel aydınlatma ve/veya özel yemler gibi değişik yollar, mucize teknikler kullanarak kısaltmak, bir tavuktan günde iki veya üç yumurta alabilmek, laboratuvar koşullarında dahi mümkün değildir.
“Özel yemlerle beslendiği için marketlerde satılan piliçlerin taşlıkları (artık ihtiyaç kalmadığından gelişmiyormuş) yokmuş”iddiası;
Tavukların sindirim sisteminde taşlık (ön mide), tüketilen yemin yumuşatılıp parçalanması görevini yapan stratejik bir organdır. Hazım faaliyetinin ilk aşaması, olmazsa olmazıdır. Tavuk eti satılan marketlerde taşlık halen tabaklı ambalajlarda ayrıca satılmaktadır.Bu gerçeğe rağmen günümüzdehala“özel yemler kullanıldığı, ihtiyacı kalmadığı içinartık piliçlerin taşlığı yok olmuştur”ifadesi kuyruklubir yalandır.
“Kestiği tavuğun karnı kistlerle dolu çıkmış”iddiası;
Kesilenin etlik piliç olmadığı bir yumurta tavuğu olduğu anlatılan hikayeden anlaşılmaktadır. Zira etlik piliçler canlı olarak satılmaz. Kesilip temizlenmiş ambalajlı olarak pazarlanırlar. Ayrıca, kesilen tavuğun karnından çıkanlar kist değil, hayvanın yumurtalığında oluşan çok sayıdaki yumurta taslaklarıdır. Hemen her gün yumurtlayan verimli tavuklarhaftalarca yetecek sayıda irili ufaklı yumurta sarısı taslağınıyumurtalığında hazırbulundurur. Sırası geldiğinde sarının etrafında yumurta akı, zarı ve kabuğu da oluştuktan sonra bildiğimiz yumurta üretilmiş olur. Konuya vakıf olmayan bir tüketicinin yumurta taslaklarını görüp “tavuğun karnı kist dolu çıktı” yanılgısına düştüğü apaçık ortadadır.
“Bunlar gerçek tavuk değildir. Bunlara tavuk denemez başka bir isim bulsunlar” iddiası;
En yüksek verim gücüne sahip cinsler arasındaonlarca yıl süren melezleme ve seleksiyon çalışmalarısonucunda tavuklar bu günkü yüksek verim gücüne tamamen doğal yollardan ulaştırılmıştır. Anası tavuk babası horoz olan civcivlere tavuk denemeyeceğini iddia etmek ancak akıl dışı kötü niyet eseri olabilir.
“Tavuk eti yemeyin” iddiası;
Domuz ve tavşanyemiyoruz. Ete ulaşmak gün geçtikçe zorlaşıyor. Öncelikle şunu bilelim, tavuk eti ve yumurta en sağlıklı, ekonomik olduğu için de en kolay ulaşılabilen en uygun protein kaynaklarıdır. İnsanlara sadece doğal şartlarda beslenen ‘organik’veya ‘köy tavuğu’yedirmeye kalkarsanız, halen var olan hayvansal protein tüketim açığımızı çok tehlikeli boyutlara taşırsınız. İnsanlar aç kalır.Yetişmekte olan genç nesil için en önemli ve ulaşılabilir protein kaynağı tavuktur.
“Tavuk yetiştirmede belki hormon kullanmıyorlar ama yedirdikleri soya fasulyesinin kendisi hormon”, “Soya fasulyeli ürünleri tüketmenin sonucu çocuklarda erken ergenlikler ve erkeklerde göğüs büyümeleri sıklıkla görülür oldu, kanser olayları arttı”iddiaları;
Besd-Bir tarafından 22 Mart 2016 tarihinde İstanbul’da “Tavuk ve Bilimsel Gerçekler” temalı bir konferansta bu iddialara,Memorial Şişli Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bingür Sönmez’in verdiği cevap şöyledir. “Annelerin ‘tavuk etinde hormon var, erken ergenlik yapıyor’ şeklinde şikayetleri var. Bu yanlış bir bilgidir. Tavuk etinde kesinlikle östrojen yoktur. Tavuk soya ile besleniyor ‘beslendiği gıdalardaki östrojen direkt ete geçiyor’ söylemleri de yanlıştır. Tavukta olduğu iddia edilen östrojen fastfood yiyeceklerde çok daha fazladır. Çocukların tavuk eti yemesine engel olmak en büyük yanlıştır. Bugün bebek mamasında 100 gram içerisinde 20 bin mikrogram, bir hamburgerde ise 29 bin mikrogram fitoöstrojen bulunuyor. Tavukta ise yalnızca 6 ila 12 mikrogram vardır. Kanser ve kalp rahatsızlıkları soya fasulyesi tüketen toplumlarda daha az görülüyor.” Sayın Sönmez Hoca; “Hormon konusunda yaratılan bilgi kirliliğine karşılık yapılan bütün bu çalışmalar, araştırmalar, bilimsel incelemeler ortaya koymuştur ki tavuktan özür dileme zamanı gelmiştir. Anneler çocuklarınızı tavuk etinden değil fastfood’tan koruyun. Çocuklarınıza tavuk eti yedirin”
Yine“Tavuk ve Bilimsel Gerçekler” temalıkonferansta söz konusu iddialaraFırat Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dekanı ve TÜBA Asli Üyesi Prof. Dr. Kazım Şahin’in verdiği cevap ise şöyledir;
“Birçok kişi konuyla ilgili hiçbir uzmanlığı olmadan, kümesleri görmeden, hiçbir araştırma yapmadan hayvan metabolizmasını veya fizyolojisini hiç incelemeden ve görmeden konuşuyor. Ülkemiz ne yiyeceğini bilemez hale geldi. İnsan için en uygun ve güçlü protein kaynağı olan tavuk etini bilmeden kötüleyerek insanları proteinsiz bırakıyorsunuz. İnsanlar hasta oluyor.”
“… Kanser olayları arttı” iddiasına gelince; Fırat Üniversitesi Veterinerlik Fakültesinde tavuk eti konusunda, tüm organ, kan ve hücre bazlı tümör araştırmaları yapılıyor. Bu araştırmaların sonucunda bugün Türkiye’de üretilen ve satılan tavuk etinde hiçbir patolojik bulguya rastlanmamıştır. Araştırma çerçevesinde hücre kültürü, kan analizleri yapıldı, hücre düzeyi dahil hiçbir tümöre rastlanmadı”
“Şunu herkes bilmeli. Bugün Türkiye’de tavuk etinde hormon kullanılmıyor.Hastalık durumu hariç, geliştirme ve büyütme amaçlı antibiyotik kullanımı hem AB ülkelerinde hem de Türkiye’de yasak. Tavuk soya fasulyesi ve mısır ile besleniyor. Lütfen basına açıklama yapan bilim adamları gelsinler bizimle araştırma yapsınlar, kümesleri gezsinler. Tüm laboratuvarlarımız açık”
Gıda endüstrisi yalanları yazmakla bitmez. İleride tekrar bu konuda söylenen yalanlara cevap verebilmek ümidiyle okurlarıma sağlıklı günler dilerim.
- GIDA ENDÜSTRİSİ YALANLARI - Kasım 29, 2024
- İhracat kısıtlaması üretimi nasıl etkiledi - Ekim 31, 2024
- İhracat kısıtlaması ne durumda - Ekim 7, 2024
Comment here