Kategori Dışı

Hijyen eğitimleri yeterli oluyor mu?

 

Resmi Gazete, 5 Temmuz 2013 Tarih ve Sayı: 28698 HİJYEN EĞİTİM YÖNETMELİĞİ gereğince Yetkililerimiz HİJYEN EĞİTİMLERİNİ zorunlu hale getirdi ve kendi belirlediği kurumlar dışında Eğitim Sertifikası verilmesini yasakladı. Hijyen Eğitimi Yönetmeliğine göre;

MADDE 5 – (1) Bu Yönetmeliğin kapsadığı iş yerlerinde, Genel Müdürlük tarafından verilen belgeye sahip olmayan kişiler çalıştırılamaz. İş yeri sahipleri ve işletenleri, çalışanlarının hijyen eğitimi almasından ve belgeli olarak çalıştırılmasından birinci derecede sorumludur. Bizzat çalışmaları durumunda iş yeri sahipleri ve işletenleri de bu eğitimi almaya mecburdur.

KİMLER HİJYEN EĞİTİMİ VEREBİLİR?

Tıp Fakültesi, Hemşirelik Yüksek Okulu, Sağlık Yüksek Okulu, Sağlık Eğitim Fakültesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Tıbbi Laboratuar alanında eğitim almış olan Tıbbi Biyolojik Bilimler Bölümü ve Fen Fakültesi/ Fen-Edebiyat Fakültesinin Biyoloji bölümlerinden mezun olanlar, İş yeri hekimleri, Milli Eğitim Bakanlığı onaylı sertifika almış eğiticiler.

Bütün bunlara rağmen, İş Sağlığı ve Güvenliği Meclis’inin hazırladığı rapora göre, 2018 yılında 13 bin 190 kişi gıda zehirlenmesinden etkilendi, rapora göre geçtiğimiz yıl içinde 8 binden fazla işçi gıda zehirlenmesi yaşadı. (Bunlar kayıtlara geçen, geçmeyenleri siz düşünün. İşçimizden askere, hastaneden okul talebelerine kadar her gün bir gıda zehirlenmesi haberi duyuyoruz).

Her ne kadar “Eğitim Şart”  deniyorsa da teori ile pratik örtüşmediğinden başarıyı yakalayamıyoruz.  Birincisi Şirket sahiplerinin/yöneticilerinin bu işi bir angarya olarak görmesi ve öncü/örnek ol(a)maması.(Tabi ki her zamanki gibi işini düzgün yapanları ayrı tutuyor ve saygı duyuyoruz). Patron, Beyaz yakalı, mühendis, hekim, teknik eleman ve bir çok üst düzey çalışanı hijyen kurallarına uymuyor. Çalışanlarına bone, maske vb. takma talimatı vermelerine rağmen kendileri proses üretim sahaları içinde bone, maske, koruyucu önlük vb. malzemeleri takmadan dolaşabiliyorlar. Bu tür davranışlar çalışanların hijyene verilen önemi umursamamalarına neden oluyor.

Önemli olduğunu düşündüğüm bir hususta; Öncelikle küçük ve orta ölçekli Gıda İşletmelerindeki işverenlerin, çalışanların almasının zorunlu olduğu genel hijyen eğitimini sadece bir formalite olarak görmeleri ve eğitimin katılan personelde davranış değişikliği meydana getirip getirmediği ile alakadar olmamalarıdır. Olayın kendisini sertifika var mı yok mu olarak görmeleridir.  Otorite tarafından yapılan denetimlerde de sertifika var mı yok mu sorgulamasının yapılması ve işin özünün sorgulanmaması hijyen eğitimine sertifika olarak bakılması ve ötesine geçilememesinin en önemli nedenidir.  Oysa hijyen eğitiminden beklenen güvenli gıda üretimine katkısı ile ölçülebilir. Maalesef bu konuda çok olumlu şeyler söylemek için elimizde veri bulunmamaktadır.

İkinci önemli konu ise yeterli hijyenik donanım ve malzemelerin olmaması. Denetimden denetime alınan hijyenik malzemeler bir kenarda saklanarak denetim veya bir misafir geldiğinde kullanılıyor.

Hijyen paspaslar bir köşeye atılıp denetimlerde ortaya çıkartılıyor, çoğu küçük işletmelerin proses alanları içerisinde el yıkama evyelerinin olmaması gün içerisinde bir çok malzeme ile temas eden ellerin çapraz bulaşmalara sebep olabiliyor. ( Sadece ellere eldiven takılarak hijyen sağladığını düşünen işletmeler var). Temizlik ve dezenfeksiyon işlemleri için halen eski usullerde uygulamalar yapılıyor.

Üçüncü önemli konu ise verilen eğitimler sadece genel hijyen konularını kapsıyor. Daha çok personel (kişisel) ve mutfak hijyeni konularında eğitim veriliyor. Tabi ki temel eğitimde el yıkama, genel hijyen kurulları önemli ancak işletmenin ürettiği ürüne ve işletmenin yapısına göre eğitim vermek çok daha doğru olur. Örneğin Kırmızı/beyaz et çiftlik, kesimhane, ileri işleme proseslerini ayrı ayrı hijyen problemleri vardır, esas olan bu konulara dikkat çekmektir. Aynı şekilde bir süt işletmesinde kapalı alan hijyeni (CIP sistemleri) hijyenik problemleri, çiğ süt almadan başlayıp ürün haline gelene kadar devam eder. Hijyen eğitimlerinde sadece El yıkama ile bu problemleri çözemiyoruz  (Oysaki MADDE 4 – (1) Bu Yönetmelikte geçen; d) Hijyen: Her iş kolunun özelliğine göre çalışanın kendisinin ve halkın sağlığını tehlikeye sokmayacak biçimde hizmet vermesini sağlamak amacıyla yapılacak uygulamaların ve alınan temizlik önlemlerinin bütününü, diye geçiyor).

Bu noktada dördüncü önemli konu ise eğitimi veren eğiticinin mesleği branşı öne çıkıyor. Tabi ki bütün mesleklere karşı saygımız var, ancak Gıda sektörü de her sektör gibi ihtisas gerektiren bir alan. Siz gıda alanında eğitim almamış olan bir kimseye kesimhane hijyenini, su ürünlerindeki balık problemlerini, çiğ süt veya unlu mamullerdeki problemleri ve çözümlerini anlatmazsanız sadece el yıkama hijyeni ile başarılı olma şansımız olmaz. Bu konuda kendi branşında eğitim almış Gıda mühendisleri, Veteriner hekimler, Ziraat Mühendisleri, Su Ürünleri Mühendisleri vb arkadaşlarının hem genel hijyen hem de mesleki problemlerini paylaşarak toplam Hijyen Kalitesini sağlarız. Bu eğitimlerin odaların kontrolünde olması, onlara da sorumluluk yükler (Zira denetimlerde çok zayıf kalınılıyor).  Ayrıca meslek/mühendis odalarına da gelir olarak bir katkıda bulunulmuş olunur.

Loading

M.Baki Asutay
Paylaş :

Comment here