Diriliş Yolu
26 Ağustos 1921 tarihinde Mustafa Kemal’den “Hattı müdafaa yoktur, Sath-ı müdafaaa vardır.” emrini alan ordumuzun makus tarihimizi değiştirdiği topraklardayız.
Polatlı Belediyesi ve Polatlı Belediyesi Tarihi Alanlar Tanıtım Merkezi kısaca POTA’nın 4-5 Eylül 2021 tarihinde düzenlediği Sakarya Zaferi 100 Yaşında Diriliş Yolu Yürüyüşü etkinliğine katıldık.
Gün
Polatlı Cumhuriyet Meydanından başlayan yürüyüşümüz, Kara Tepe’den devam edip Sakarya Köyünde bulunan 12. Grup Şehitliğinde son buldu.
Sakarya Meydan Savaşı, 23 Ağustos – 13 Eylül 1921 tarihleri arasında 22 gün, 22 gece sürdü. Türk Ordusunu imha etmek ve Ankara’yı işgal etmek isteyen Yunan Küçük Asya Ordusu bozguna uğratıldı. Tarihe en uzun süren Meydan Savaşı olarak geçti.
Yürüyüş güzergahımızdaki Karatepe’de savaşın en yoğun yaşandığı yerlerden birisi. Ankara’dan Sivrihisar’a giderken sol tarafta Polatlı’nın arkasında kalan siyah dik bir tepe. 31 Ağustos-13 Eylül tarihleri arasında Yunan işgalinde kalmış. Halk arasında aynı gün 7 kere el değiştirdiği söyleniyormuş. Halide Edip Adıvar “Türk’ün Ateşle İmtihanı” isimli eserinde Karatepe’den şöyle söz ediyor; “Karatepe’ye 57. Fırka hücum etti. Bunlara bakarken insan kalabalıklarının birbirlerini öldürdüklerini görüyordum. 1.200 kişiden müteşekkil olan fırkanın 700 kadarı şehit olmuştu.”.
Şehit ve gazilerimiz için buruk, gelecek için umutlu yürüyüşümüz, Sakarya 12. Grup Şehitliği’nde son buldu.
Şehitliğin yanında bulunan kamp alanına yerleştik. Polatlı Belediyesi’nin çay, su ikramıyla dinlendikten sonra Ankara Büyük Şehir Belediyesi’nin gözleme, ayran ve lezzetli makarnaları eşliğinde akşam yemeğimizi yedik. Ardından Sakarya Köyü’ndeki Halide Edip Adıvar ve Milli Mücadele Kadın Kahramanları Müzesi’ni gezdik.
Gece anma töreninde saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı okundu. Ardından Sn. Mansur Yavaş, Sn. Mürsel Yıldızkaya ve Prof.Dr.Tufan Gündüz konuşma yaptı. Şehitlerimizi bir kez daha saygı ve rahmetle anarak bu anlamlı günü bitirdik.
- Gün
Kamp alanımızda gün erken başladı. Hep birlikte Polatlı Belediyesi’nce özenle hazırlanan kahvaltımızı yapıp yola koyulduk.
Yürüyüşümüz Sakarya Köyü’nden başlayıp, Beştepeler, İğciler Köyü, Kartaltepe rotasından devam edip, Üçpınar Köyü’nde son buldu. Sakarya Köy’ü Kırımdan göç eden Tatarların yerleştiği bir köy. Eski adı “Tırnaksız”. Savaşta yaşanan acı olaylardan sonra 1925 yılında Atatürk tarafından adı “Sakarya” olarak değiştirmiş.
Yürüdüğümüz rota savaşın en şiddetli geçtiği yerlerden biri. Bölgede Yunanlılarla boğaz boğaza savaşan askerlerimiz Velidede Tepe ve Beştepeler mevkilerinde çok kanlı çarpışmalar yaşamış. Alay Komutanı Binbaşı Hasan Tahsin Bey’le birlikte pek çok şehit verilmiş. O yüzden etrafta isimsiz birçok şehit mezarı var. Aslında Sakarya 12. Grup Şehitliği de bunları temsilen yapılmış. Hala dedelerinden, atalarından tarlalarında şehit mezarı olduğunu öğrenenler bu kısmı ekmiyor, boş bırakıyormuş. Yöre halkının şehitlerimize karşı bu duyarlılığı gözlerimizi yaşarttı.
22 gün, 22 gece süren Savaşın başında, Sakarya Nehri’nin doğusuna yani Polatlı-Haymana arasına çekilen ordumuz, yaklaşık 100 km. genişlikte bir cephe üzerinde Yunan Ordusuyla çarpışmış. Tarihçiler bu kanlı savaşın geçtiği 23 ve 25 Ağustos tarihleri arasındaki çarpışmanın aralıksız 20 saat sürdüğünü, Sakarya Nehri’nin kırmızı aktığını belirtiyor. Atatürk, Nutuk’ta bu savaşı “Sakarya Melhame-i Kübrası” yani “Sakarya Büyük Kanlı Savaşı” olarak tanımlamış.
Savaş alanlarından içimiz parçalanarak yürürken İğciler Köyü’ne ulaştık. Polatlı Belediyesi çoktan gelmiş yemeklerimizi hazırlamıştı. Karnımızı doyurup, dinlendikten sonra Kartal Tepe’ye doğru yola çıktık.
Sivrihisar-Polatlı güzergahında bulunan Kartal Tepe’yi Mehmetçik Anıtı’ndan hatırlarsınız. 10 m. kaidesiyle birlikte 32 m. yükseklikte olan heykel, heykeltıraş Doç. Dr. Sait Rüstem tarafından yapılmış.
POTA Genel Koordinatörü Kadim Koç’un burasıyla ilgili verdiği bilgilerden hatırımda kalanları sizlerle paylaşmak istiyorum. Kartaltepe düşmanı süngüyle durdurmaya çalışılan yerlerdenmiş. 1. Dünya Savaşı, Balkan Harbi, Çanakkale Savaşı gibi çok büyük savaşlardan çıkan halkımız, ordumuz yorgun ve tükenmiş durumdaymış. Yokluğa rağmen halk, canla başla ordumuza cephane, yiyecek ikmali yapmaya çalışmış. Tabii bu acımasız savaşta cephane yetersiz kalmış. Komutanlar, Kartaltepe gibi dik yamaçlı yerlerde askerlere ceplerine taş doldurmalarını, tepeye çıkmaya çalışan düşmanlara ilk bu taşlarla saldırmalarını varsa büyük kayaları aşağı yuvarlamalarını, yaklaştıklarında süngü takmalarını söylemiş.
13 Eylül’de Sakarya Savaşı fiilen bittiğinde Kartaltepe geri alınabilmiş. Bozguna uğrayan Yunan Ordusu kaçarken köyleri yakmış, halkı katletmiş yenilginin acısını sivillerden çıkarmış.
Sakarya Meydan Savaşı, Atatürk’ün söylediği gibi “Tarih-i harpte misli belki olmayan bir meydan muharebesiydi.”. Mustafa Kemal’in liderliğinde Türk halkı, ordusuyla et ve tırnak gibi perçinleşmiş, anavatan düşmanlara karşı savunulmuş. Tüm zorluklara göğüs gerilmiş. Subaylar askerlerin başında süngü ile hücumlara katılmış, pek çoğu savaşta şehit düşmüş. Savaş sona erdiğindeyse bazı alaylarda subay kalmamış. İşte bu yüzden Sakarya Meydan Savaşı “Subaylar Savaşı” olarak da anılmakta.
Kadim Koç’u bir yandan dinleyip bir yandan yürürken Üçpınar Köyü’ne geldik. Diriliş Yolu Yürüyüşümüzün 2. gününü böylece bitirmiş olduk.
Köyde bulunan Zafer Park’ına yerleştik. Polatlı Belediyesi’nin verdiği lezzetli akşam yemeğinden sonra Polatlı’nın içinde bulunan Sakarya Şehitleri Anıtı’na bayraklar ve meşalelerle yürüyüş yaptık.
Sakarya Zaferinin 100. Yılı kutlaması kapsamındaki “Diriliş Yolu” yürüyüşümüzün son etabı Şafak Yürüyüşüydü.
Şafak Yürüyüşü
Gece konakladığımız Üçpınar-Zafer Park’ta 03:30’da kalkıp çadırları topladık. Saat 4:30’da Duatepe’ye doğru yürüyüşe başladık. Hava karanlıktı, kuvvetli bir rüzgar esiyordu. Tarihimizde olduğu gibi şafak yürüyüşümüzde de yolumuz karanlıktan, aydınlığa çıkıyordu.
23 Ağustos 1921 tarihinde başlayan Sakarya Meydan Savaşı’nda ordumuz hep savunma halindeyken Mustafa Kemal’in 10 Eylül tarihinde verdiği emirle karşı taarruza geçmiş. Sofuoğlu, Beylikköprü, Kartaltepe ve Duatepe’de Yunan Ordusuyla çok şiddetli çarpışmalar yaşamış ve 10 Eylül’de Başkomutan Mustafa Kemal’in yönettiği karşı taarruzla Duatepe, Yunanlılardan geri alınmış. Bu küçük tepe, 1683 Viyana Bozgunu’ndan sonra alınan ilk toprak ve kazanılan ilk zafer. Tam 238 yıl süren toprak kaybı ve çekilmenin bitişi, Türk’ün tekrar dirilişinin sembolü olmuş. İşte bu yüzden Sakarya Meydan Savaşı, Kurtuluş Savaşı’nın da kilit noktasını oluşturmuş.
10 Eylül’de başlayan taarruzla Yunan Ordusu kaçmaya başlamış, 13 Eylül’den itibaren de Sakarya Nehri’nin doğusunda Yunan Ordusundan eser kalmamış.
Kısaca bu kanlı savaşın sonuçlarına bakacak olursak; İngiliz desteğindeki Yunan Ordusu’nun Büyük Bizans İmparatorluğu’nu canlandırma, Konstantinopolis’i alma düşleri son bulmuş.
T.B.M.M. tarafından Mustafa Kemal’e gazilik ve mareşallik unvanları verilmiş.
Kafkas Cumhuriyetleriyle Kars Anlaşması imzalanmış, vatanın doğu sınırları çizilmiş.
İtalyanlar işgal ettikleri Anadolu topraklarını boşaltmış, Fransa ile Ankara Anlaşması yapılmış. İngilter’yle de esir mübadelesi anlaşması imzalanmış.
Alacakaranlıkta yaptığımız yürüyüş sonrası gün doğmadan Duatepe’ye ulaştık. Şehitlerimize saygı duruşunda bulunduktan sonra Kadim Koç’un savaş ve yaşananlar hakkında verdiği bilgileri dinledik. Polatlı Belediyesi’nin çay ve çorba ikramı ile içimiz ısındı.
Bu anlamlı etkinliği bize hazırlayan başta Kadim Koç olmak üzere Polatlı Tarihi Alanlar Tanıtım Merkezi POTA ve Polatlı Belediyesi’ne sonsuz teşekkür ederiz.
“Ya İstiklal, Ya Ölüm” parolasıyla canları pahasına bize yurdumuzu armağan eden, ulu önder Atatürk, silah arkadaşları, şehit ve gazilerimizi şükran ve saygıyla anıyoruz.
Tarihimizde bir daha böyle acı savaşlar yaşanmaması dileğiyle, Sağlıcakla kalın.
Hayallerinize dokunmanız dileğiyle….
- BaliAdası/ Endonezya (2) - Kasım 1, 2024
- Portekiz Gezi Notları 4 Lizbon ve Sintra - Ağustos 27, 2024
- Portekiz Gezi Notları 3Güneye Doğru - Temmuz 2, 2024
Comment here