Kategori Dışı

Boru Yetmedi

Konuşmakla geçirdiğimiz sürenin onda birini çalışmaya, üretmeye harcasak her şey daha güzel olacak.
Biri çıkıp ortaya bir laf atıyor.
İlgili ilgisiz kişiler peşine takılıp, fikir ve teori üretmeye başlıyorlar.
Televizyonlar bu kişilerin istilasına uğruyor. Saatlerce çençen konuşuyorlar.
Atatürk dönemini eleştiriyorlar, Dersim’i sorguluyorlar,1946 seçimi, çok partili hayata geçiş,
27 Mayıs,12 Eylül v.s…
Tabi ki sorgulanacak, eleştirilecek.

Benim takıldığım nokta her konuda fikri olan bu kişilerin gerçek yaşamda bir yerlerde dikiş tuturamamış olmaları.
Diğer bir noktada olayları bugünkü perspektifden yorumlamaları.
Hâlbuki ilkokulda öğretilir. Elma ile armut toplanmaz.

Aşağıdaki kıssa bu kişileri çok güzel anlatıyor. Başka söze gerek var mı…?

Fizikçi, matematikçi, kimyacı, jeolog ve antropologdan oluşan bir heyet bir araştırma için arazide bulunmaktadır.
Birden yağmur bastırır. Hemen yakındaki bir arazi evine sığınırlar. Ev sahibi bunlara bir şeyler ikram etmek için biraz ayrılır.
Hepsinin dikkati soba üzerinde toplanır.
Soba yerden bir metre kadar yukarda, altındaki dizili taşların üzerindedir.
Sobanın niçin böyle kurulmuş olabileceğine dair bir tartışma başlar.

Kimyacı, “adam sobayı yükselterek aktivasyon enerjisini düşürmüş, böylece daha kolay yakmayı amaçlamış”

Fizikçi, “adam sobayı yükselterek konveksiyon yoluyla odanın daha kısa sürede ısınmasını sağlamak istemiş.”

Jeolog, “burası tektonik hareketlilik bölgesi olduğundan herhangi bir deprem anında sobanın taşların üzerine yıkılmasını sağlayarak yangın olasılığını azaltmayı amaçlamış.”

Matematikçi, “sobayı odanın geometrik merkezine kurmuş, böylece de odanın düzgün bir şekilde ısınmasını sağlamış”

Antropolog, “adam ilkel topluluklarda görülen ateşe tapmanın daha hafif biçimi olan ateşe saygı nedeniyle sobayı yukarıya kurmuş”.

Bu sırada ev sahibi içeri girer ve ona sobanın yukarda olmasının nedenini sorarlar.

Adam cevap verir: – “Boru yetmedi.”

Loading

Dursun Arık
Paylaş :

Comment here