Gezi

Çiçeği Burnunda Trekking Rotamız “Isauria Yolu”

Isaurialılar, günümüzden yaklaşık 2.000 yıl önce Konya, Karaman, Antalya, Mersin bölgelerinde yaşamış yerel bir halk. Bildiğiniz gibi yaşadıkları bölge çok dağlık, taşlık. Tarıma elverişli alan az. Bu nedenle yiyecek sıkıntısı çekmişler. O zamanlar bölgede hâkim uygarlık olan Roma İmparatorluğu’na sık sık başkaldırıp, isyan etmişler. Roma İmparatorluğu bölgelerdeki hâkimiyetini kuvvetlendirmek ve egemenlikleri altındaki topraklardan haber alabilmek için geniş bir yol ağı yapmış. Bu yollar aynı zamanda egemenliklerinin bir simgesi olmuş. İşte Toros Dağlarının iç kısımlarında bulunan bu antik yollar, Mehmet Gültekin ve dostlarının yaklaşık 10 yıllık araştırma ve incelemesi ile tekrar gün yüzüne çıkartılmış.

Isauria Yolu toplam 178 km. uzunluğunda. Başkentleri olan Bozkır yani Isauria Vetus ‘tan başlayıp, Akseki üzerinden geçerek Gündoğmuş/Antalya ilçe merkezinde son bulmakta. Rota yaklaşık 11 günde tamamlanabiliyor.

19-22 Mayıs 2022 tarihleri arasında Konya Büyükşehir Belediyesinin desteğiyle düzenlenen tanıtım yürüyüşüne dağcı ve doğa yürüyüşçüsü olmak koşuluyla yaklaşık 300 kişi katıldı ve muazzam bir tanıtım oldu.

İlk Gün: 19 Mayıs 2022

Bizim de büyük bir mutluluk ve gururla katıldığımız Isauria Yolu tanıtım etkinliği şöyle başladı. İlk önce Bozkır İlçe Merkezinde yapılan 19 Mayıs kutlamalarını takiben yürüyüşe başladık. Dağları, tepeleri aşarak yeşillikler, çicekler arasında yaklaşık 4 saatte13 km. yürüdük. Orta zorlukta bir parkurdu. Mehmet Gültekin ve dostları tarafından tüm parkur uluslararası renkler olan beyaz ve kırmızı renkli boyalarla işaretlenmiş, kavşaklara yönlendirme tabelaları dikilmişti.  Hava çok kapalıydı. Çat İlçesinden sonra müthiş bir sağnak başladı. Bugünkü son durağımız olan Dere Köyü’ne ulaştığımızda hepimiz sudan çıkmış balık gibiydik.

Günün sürprizi Konya Büyükşehir Belediyesi çoktan gelmiş masaları kurmuştu. Konya’nın olmazsa olmazı bamya çorbası başroldeydi. Etli pilav, irmik helvası ve içeceklerle müthiş bir akşam yemeği bizi bekliyordu. Köye ulaşan yorgun, ıslak, aç yürüyüşçüler olarak büyük bir mutlulukla sofraya oturduk.

Etkinlik süresince Konya Büyükşehir Belediyesi kamp yüklerimizin kamyonla taşımasını sağladı. O yüzden eşyalarımız gelmişti gelmesine ama yağmur hala yağıyordu. Yürüyüşçülerin bir kısmı zeminin çok ıslak olması ya da daha konforlu bir yer arayışı içinde olmaları nedeniyle camide ya da köy evlerinde kalırken bir kısmı da köy içindeki meydanda çadır kurdu.

Dere Köy aynı zamanda Mehmet Gültekin ‘in köyüymüş. Bizim de içinde olduğumuz yaklaşık 40 kişilik ıslak bir grubu kendi evleri ve dayısının evinde ağırladılar. Nazik davranışlarından dolayı çok teşekkür ederiz.

İkinci Gün: 20 Mayıs 2022

Biz ev halkı olarak erkenden büyüklerimizle vedalaşıp köy meydanının yolunu tuttuk. Büyükşehir Belediyesi yine çoktan gelmiş sabah kahvaltımızı, öğlen kumanyamızı hazırlamış ve çay servisine başlamıştı. Afiyetle kahvaltımızı yaptıktan sonra yola koyulduk. Bugünkü yolumuz biraz uzundu. Yürüyüşe başlarken bazı köpeklerin bizimle birlikte Bozkır’dan Dere Köy’e geldikleri dikkatimi çekmişti. Bu sabah da yine bizimle yürüyüşe başladılar.  Hep birlikte ine çıka yürüyerek pek çok köy ve yayladan geçtik. En son geçtiğimiz köy bakkalından köpekler için ekmek aldım ve bir kısmını onlara verdim. Diğer kısmını ise daha sonraki günlerde yine onlara vermek üzere çantama attım. Rengârenk çiçeklerin süslediği patikalardan kuş sesleriyle yükseldik. Nehir ise bir sağımızdan aktı, bir solumuzdan. 8 saatte toplam 19 km. yürüdükten sonra kamp alanımız olan Dipsiz Göle ulaştık.

Aslında burada yan yana 2 göl bulunuyor. Dipsiz Göl ve Sülüklü Göl. Grup, Sülüklü göl etrafında çadır açmayı tercih etti. İsteyenler ise Dipsiz Göl’ün camisinde konakladı.

Etkinlikte akşam yemeklerimiz kendimize aitti. Kamp alanlarında yiyecek bulma lüksümüz olmadığı için herkes malzemelerini yanında getirmişti ama ileri görüşlü Mehmet Gültekin her ihtimale karşı bir gözlemeci ayarlamıştı. 9 saat yürüdükten sonra mis gibi kokan gözleme bizi kendine çekti. Tek sıkıntı çay vermiyorlardı. Ankara’dan YHT (Yüksek Hızlı Tren) ile gelirken kamp tüplerimizi yasak diye almışlardı. Zamanımız kısıtlı olduğu için de Konya’da minik kamp tüplerinden bulamamıştık. Sıcak su sıkıntımız vardı. Fakat grupta eski tanıdığımız ve yeni tanıştığımız tüm dostlarımız bize yardımcı oldu. Sularımızı kaynattılar.

Gece kamp ateşi yakıldı. Şarkılar, türküler gırla gitti. Tabii köpekleri de ihmal etmedim. Ton balıklı, barbunyalı ekmeklerini verdim. Bir tek ben değil tüm katımcılar hayvanları sevgiyle besliyorlardı. Hatta ekmeği sade yemedi keratalar.

Üçüncü Gün: 21 Mayıs 2022

Sabah kamp yükümüzü kamyona verirken nedense aklımdan “Bir aksilik olur da kamyon gelmezse ne yaparız?” gibi gereksiz bir soru geçti. Sonra içimden kendime kızıp bu soruyu dillendirmedim.

Bugünkü rota muhteşem ötesiydi. Dipsiz Göl’den doğruca yüzyıllara meydan okuyan taş döşeli antik yoldan tırmanmaya başladık. Bir tarafımızda karlı tepeleriyle Toroslar, diğer tarafta nehir, çiçekler, dağ laleleriyle süslü yaylalar, kuş cıvıltıları bize eşlik etti. 4 günlük rotamızın en yüksek noktası olan 2.230 m.ye tırmandık. Kar kulvarlarını aştık.

Mehmet Gültekin yine bir akılılık yapmış, Konya Büyükşehir Belediyesi’nden bir minibüs ayarlamıştı. Yorulanlar ve rahatsızlananlar kamp alanına taşınıyordu. Sinan’ın da ayakkabısı ayağını vurmuştu. Son 6 km.de dayanamayıp o da atladı minibüse, doğru kampa. Kalanlarla hep birlikte yola devam. Bugün 25 km. yürüdük. Zor bir parkurdu. Ancak 10 saat sonra yaklaşık saat 19:00 ‘da Kalandras kamp alanına ulaştık. Nahoş bir sürpriz bizi bekliyordu. Kamyonumuz arızalanmıştı. Başka bir kamyon ayarlamışlardı ama o da henüz gelmemişti. Hiç tasa etmedik. Yanımızda yedek giysilerimiz vardı. Üstüne üstlük dünkü gözlemeci yine gelmiş, bu sefer ek olarak çorba ve çay da veriyordu. Derhal karnımızı doyurduk. Sıcacık kamp ateşi de yanınca değmeyin keyfimize.

Kamyonumuz saat 21.00 civarında gelince çadırları açıp huzur içinde uykuya daldık.

Dördüncü Gün: 22 Mayıs 2022

Sabah erkenden toparlandık ama bu sefer de kahvaltı kamyonumuz gelemedi. Hepimizin yiyeceği çoktu. Açtık sofralarımızı karnımızı doyurduk. Haber geldi ki, bizi Kalandras ‘tan sonraki köy olan Çimi ‘de bekliyorlarmış. Bulunduğumuz yerde telefon çekmediği için haberleşilememiş. Sıkıntı yok!

5 km. yürüyüp Çimi ‘ye gittik. Böylece Akseki’nin meşhur düğmeli evlerine de ulaşmış olduk. Hem kahvaltı yaptık, hem de hayran hayran 2 katlı evleri seyrettik. Kalasların birleştirilip arasına taş yığılarak özel bir teknikle yapılan evlerin dış duvarlarında görülen kalaslar, düğmeye benzediği için evlere “Düğmeli Ev” denilmekte. Ne yazık ki pek çoğu kullanılmadığından, bakımsızlıktan harabeye dönmüş.

Durmak yok, yola devam! Antik Roma Yollarından, eski su sarnıcının yanından, kocaman kayaların tepesinden sekerek ilerledik.

Hava yine kapattı. Gök gürültüleri bize yoldaş oldu. Pür telaş ıslanmadan gidelim diye hızlandık ama Hüsamettin Köyü’nde yağmur bizi yakaladı. Sinan’ın ayağı yine ağrı yapınca o araçla Akseki’ye geçti. Birlikte geldiğimiz arkadaşımız İsmet’in ayakkabısının altı ise 3. gün akşamı parçalandı ama ip ve koli bandıyla sarıp sarmaladı ve onunla parkuru tamamladı. İşte azim böyle bir şey!

Neyse biz taş döşeli yollardan yürüyerek son durağımız olan Belenilvat ya da Belenalan ‘a ulaştık. Burası kervan yolu üzerinde bulunan bir yerleşim yeri ve yine nefis düğmeli evleri ama bence düğmeli konakları var. Okuluna, minaresi yıkık camisine hayran kaldık.

Son günümüzde 7 saatte 17 km.lik çok zorlu bir parkuru tamamlamış olduk.

4 günde yaklaşık 74 km. yol kat etmiş, binlerce yıllık geçmişimizle kucaklaşmış olduk. Isaurıa Yolu da böylece dünya antik yollar sıralamasında yerini almış oldu. Büyük özveriyle antik yolları araştırıp işaretleyen Mehmet Gültekin Hocama ve dostlarına, bize bu faaliyeti düzenleyen Konya Büyükşehir Belediyesi’ne, etkinlikte emeği geçen herkese çok teşekkür ederim. Yeni antik yolumuzun ülkemize hayırlı olmasını dilerim.

Ayrıca bir parçası olmaktan gurur duyduğum Catering Guide ailesinin 100. sayısında yer almanın mutluluğuyla daha nice 100. sayılara ulaşmasını temenni ederim.

Hayallerinize dokunmanız dileğiyle…

Loading

Paylaş :

Comment here