Kategori Dışı

Çakrak kiliseleri

Bu fotoğrafı Halk Bankası’nın para çekme makinelerinin ekranında da görebilirsiniz. Tarihle ilgili müşterilerde, bu fotoğrafın nereden çekildiği gibi bir merakın uyanmasını çok doğal karşılıyoruz. Bu fotoğraf Giresun ili Alucra ilçesine bağlı Çakrak köyünde çekilmiş. Çakrak köyünün bulunduğu Yağlıdere vadisini yıllar önce gezmiş, aynı fotoğrafı çekmiştik. Bu yıl o yoldan tekrar geçerek yaşanan gelişmeleri gözlemlemek istedik. Çok önemli bir gelişme heyecanlandırdı bizleri. O da, Çakrak Kiliselerinin restore ediliyor olmasıydı.

Karadeniz bölgesi, özellikle Doğu Karadeniz bölgesi tarih, kültür ve doğal özellikleri bakımından el değmemiş zenginliklerle doludur. Espiye- Yağlıdere- Alucra vadisi de bu alanlardan birisidir. Yağlıdere üzerinde bulunan tarihi kemer köprüler ve kilise kalıntıları tarih ve kültürel anlamda çok önemli değerlerdir. Kurtbeli geçiti ve çevresinde oluşturulan obalarda yaylacılık yapılırken doğal güzelliği gerçekten muhteşem denilecek kadar hayranlık uyandırmaktadır. Coğrafi özellik olarak sahilden başlayan fındık bahçeleri bir süre sonra yerini kızılağaca bırakırken yükseklik arttıkça bitki örtüsü çam ağacına dönmekte ve zirveye yaklaştıkça çamlar da bitip yemyeşil bir çimenle gözleriniz doğanın harika renkleriyle bayram etmektedir. İnsana ben böyle bir yeşillik görmedim dedirtmektedir. Buna bir de yaylaların soğuk suyunu eklediniz mi o anlar ömrünüzün en mutlu anları olarak geçecektir hafızanıza.

Bu vadide Karadeniz’in sahile yakın kesimlerine göremeyeceğiniz tarihi kilise kalıntılarına da rastlarsınız. Bunların en bilineni Çakrak köyündeki iki kilisedir.  Bu yapıların 19. yüzyılda inşa edildiği biliniyor. Günümüze kadar zar zor gelen yapılar define arayıcılarının hedefi olmuş yıllarca. Duvarları sökülmüş, üst kubbeleri çökmüş, tabanları insan boyunda bitkilerce işgal edilmiştir. Bazılarının kemerleri yıkılmış bazı kemerler ise doğal yıkıma direnmektedir. Yöre insanları için belli ki bir anlam ifade etmemektedir. Çakrak köyü sahile 70 Km uzaklıkta, Dereli- Yağlıdere- Alucra ilçelerinden gelen yolların kesim noktasındadır. Vadi boyu uzayıp giden yolun adı da tarihte Şahyolu’dur. Geçmişten günümüze çok önemli bir güzergâhtır.

İnanç turizmi ve yayla-doğa turizmi açısından Giresun ve ülkemiz için önemli bir alandır Şahyolu güzergâhı. Ancak bu önemin henüz keşfedilmediğini görüyoruz Yağlıdere deresini takip ederek yaptığımız yolculukta. Espiye’den Alucra’ya ulaşan karayolu yüzey olarak asfalt bir yol olmakla birlikte dar, rampası fazla ve keskin virajlarla ilerlenebilen bir yol olarak hizmet veriyor. Yer yer genişletme çalışması yapılsa da yeterli değildir. Kiliseleri inanç, kemer köprüleri tarih ve yaylaları da doğa turizmi açısından öne çıkarabilseydik bu yolun yapılması da sağlanmış olacaktı.

           Çakrak Kiliselerinden birisi, fotoğrafta görünen yapı restore ediliyor. Üzerindeki mavi branda da o çalışmalardan kalmış. Restore edilen kilisenin adı Kimisis Teodoku Kilisesi. 2021 yılında başlamış çalışmalar. 1 milyon 580 bin TL ödenek ayrılmış. Giresun İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü bir proje yapmış onarım için. Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı DOKA ve Giresun Valiliği’nin de desteklediği onarın işi biraz yavaş seyretse de girişimi önemsiyoruz. Bu kapsamda; kilisenin zenimi, sütunlar ve sütun başlıkları, kaideler ve freksler aslına uygun bir şekilde restore edilecek. Bunu iyi bir gelişme olarak kaydediyoruz.

Bu güzergâha biraz daha geniş bir açıyla bakarsanız bu yol sizi Şebinkarahisar’da bulunan Meryemana Manastırına götürecektir. Geçmişte restore edilen, kayaya oyularak yapılan manastır Trabzon Sümela Manastırı’ndan sonra özellik olarak ikinci sırada değerlendirilmektedir. Şebinkarahisar Meryemana Manastırı bir başka yazının konusu olacaktır. Restorasyonlar yavaş ilerlese de bir yerden başlanmış olmasını önemli buluyoruz. Yıkılmamak için günümüze kadar her türlü olumsuz etkenlere direnen dini ve tarihi yapıları sahiplenmede geç kalmış olsak ta bir eksikliğimizi fark ederek gidermeye çalışmak bir atılımdır. Tarihe ve dini yapılara sahip çıkmak geçmişe olan bir borcumuz olmalı. Onlar yapıları yapmışlar biz de koruyalım bari. Karadeniz’e yolu düşenlere bu vadiyi görmelerini öneriyoruz. Bir de Alucra’da coğrafi işaret almış oğlak kebabı yemeyi!

Loading

Paylaş :

Comment here