Yazarlar

  Türkiye’nin en kuzeyi İNCEBURUN FENERİ

Türkiye haritasını açtığınızda Karadeniz’e bir kartal gagası gibi uzanan Anadolu’nun en kuzeyinde yer alan uç noktasıdır Sinop İnceburun. Ülkemizin en kuzey noktasında 160 yıldır denizcilere göz kırpıyor İnceburun Fener’i. Bu göz kırpmalarla gemilere ve denizcilere güven verip yol gösteriyor. Açık denizlerde azgın dalgalarla boğuşan gemilere adeta arka çıkıyor. Yanıp sönen kırmızı ışığıyla yollarını aydınlatıyor.

Sinop’a yolu düşenlerin mutlaka gidip gördüğü, ülkenin en kuzey ucundan Karadeniz’e el sallamak istediği bir yerdir İnceburun ve deniz fenerinin bulunduğu yer. Coğrafyacılar 41- 42 kuzey enlemi ve 34- 36 doğu boylamı olarak tanımladığı İnceburun Sinop il merkezine 20 Km. uzaklıkta yer alıyor. Merkeze bağlı Kurtkuyusu mezrasından gidiliyor. Şehir merkezinden çıkışta Akliman levhası yönünü kullanıyor ziyaretçiler ve yol boyunca İnceburun levhalarını takip ederek fenere ulaşabiliyorlar.

Bizler de bir Sinop gezisi sırasında gittik İnceburun Feneri’ne. Şehirden ayrıldıktan sonra kırsal bir alanda yer yer ormanların arasından geçerek yol alıyorsunuz. Yol gidişli gelişli, asfalt kaplamalı, virajlı, dar bir yok. Trafik yoğunluğu olmadığı için araç sürüşünde bir sıkıntı yaşanmıyor. Karayolu bittiğinde zaten fenere gelmiş oluyorsunuz. Etrafında sadece bir yapı var. Onun da fener görevlisi bir ailenin evi olduğunu öğreniyorsunuz. Bu aile mevsimine göre gözleme, mısır ve çay gibi şeyler satıyor ziyaretçilere.

Uçsuz bucaksız Karadeniz’i seyrediyorsunuz gözünüzü almadan. Oturma yerleri var. Araç park edecek geniş bir düzlüğün dışında kalan yerler dik kayalıklardan oluşuyor. Sert dalgalar yıllarca kıyıları döve döve bu falezleri oluşturmuş. Kayalar denize dik iniyor. Ziyaretçiler, buradan Rusya görünüyor mu diye sormadan edemiyorlar. Kenarları ahşap tutamaklı yürüyüş yolları yapılmış. Bazı ziyaretçiler fener ve çevresiyle ilgilenirken bazıları kayaların üzerinde yürümeyi tercih ediyorlar. Deniz sakinse manzara bambaşka oluyor.

İnceburun Feneri 1863 yılında yapılmış. Denizden yüksekliği 36 metre. Kulenin yüksekliği 12 metre. Kule beyaza boyanmış, bitişiğindeki yapı ise kara taştan yapılmış. Yapıldığı yıllarda kulenin tepesindeki ışık gazyağı kullanılarak yakılıyormuş. Daha sonra elektrik gelince kırmızı renkli ışık 18 milden görülebilir duruma gelmiş. Geceli gündüzlü, bıkmadan usanmadan tün yalnızlığına rağmen etrafına ışık saçmaya devam ediyor.

Açık denizin en hırçın dalgalarını göğsüyle karşılayan dik, yüksek ve sert kayalar üzerlerinde bulunan deniz feneri, saçtığı ışıkla gemilerin güvenli bir yolculukla Sinop Liman’a ulaşmalarını sağlıyor. İnce burunu sağ salim geçen gemileri güvenli Sinop Liman’ı karşılayıp koruyacaktır. Sinop’ta bulunan farklı doğal limanlar da geçmişten günümüze dalgalı denizlerde gemilerin sığındığı güvenli deniz korunakları olmuştur.

İnceburun Feneri’ne özel aracınızla ancak gidebiliyorsunuz. Şehirden İnceburun’a toplu taşıma araçları gitmiyor. Belediyenin böyle bir ulaşım hizmeti olmadığı gibi şehir içinde çalışan minibüslerin de böyle bir hattı bulunmuyor. Ziyaretçiler bunu bir eksiklik olarak değerlendiriyor. Özel aracı olmayanlar ya araç kiralayacak ya da taksi tutmak zorunda kalacaklar. Bu kadar meraklısı olan, Türkiye’nin en kuzey ucuna ulaşmayı sağlayacak bir toplu taşıma sistemine ihtiyacı var şehrin. Turlarla gelenleri tur araçları getirip götürse de bireysel ulaşımda sorun yaşanıyor.

Bölgeyi tanıyanlar özellikle açık havalarda güneşin batışını İnceburun’dan seyretmenin muhteşem olduğunu söylüyorlar. Ülke haritasında en kuzey olarak işaretlenen bu coğrafyada bulunmak insana heyecan veriyor. Öte yandan 160 yıllık tarihi bir yapının gölgesinde durarak uçsuz bucaksız Karadeniz’i seyretmek de bambaşka duygular yaşatıyor insana. Tarihin derinliklerinden gelen sessizliğe karışan dalgaların sesi ise şiirsel bir hava katıyor yaşadığınız ortama. Ayrılırken, gelmeseydim içimde hep bir eksiklik yaşardım diyorsunuz. Ve, ne iyi etmişim de gelmişim diyorsunuz İnceburun Feneri’ni her zamanki yalnızlığına terk ederken.

Loading

Paylaş :

Comment here