31 Aralık akşamı yeni bir yılı karşılamak üzere kurulan sofralarda başköşeye hindi koyma çabamız nereden geliyor diye düşündünüz mü hiç? Hindi olmadan kurulan yılbaşı sofralarının içinizi burktuğu, yeni yılı layıkıyla karşılayamadığınız hissine kapıldığınız oldu mu?Benim oldu. Yılbaşı ve hindi, birbirinden ayrılmaz bir ikili. Doğal olarak, neden sadece yılbaşında hindi tüketiliyor da yılın diğer günlerinde aranıp sorulmuyor diye düşünenler de çoktur. O halde şimdi bu soruları yanıtlamaya çalışalım.
Yenidünyanın yani Amerika kıtasının 1492 yılında keşfedilmesine kadar hindinin varlığı bilinmiyordu. Bundan da anlaşılacağı üzere hindinin anavatanı Kuzey Amerika’dır. Yabani ortamda yaşamını sürdüren hindinin 1300’lü yıllarda Aztekler tarafından ehlileştirilip yetiştirilmeye başlandığı biliniyor. 1500’lü yılların sonuna doğru İspanyollar ve Portekizliler tarafından İspanya’ya getirilen hindiler buradan Avrupa kıtasına yayılmışlardır. Osmanlı İmparatorluğu da o zamanlar Avrupa’da bulunan eyaletleri vasıtasıyla hindiyle tanışmış hatta Asya’ya geçmesine vesile olmuştur.
Hıristiyan aleminde her yılın sonunda bir kutlama yapılır, geçen yılın hasadına ve elde edilen nimetlerin tümüne şükretmek için bir Şükran Günü Yemeği düzenlenir. Amerika’ya yerleşen Hıristiyan göçmenleri Şükran Günü Yemeklerinde sıklıkla hindi tüketmeyi tercih etmişler ve ilerleyen zaman içerisindebu tercih popüler hale gelmiştir. Bu gelişme İngiliz hanedanın da dikkatinden kaçmamış 1850’li yıllarda yılbaşı menüsünde kızarmış kuğu eti yerine hindi etine geçiş yapılmıştır. 19.yüzyıl sonlarına doğru Avrupa’da da Şükran Günü Yemeklerinde hindi tüketimi yaygınlaşmıştır.
Bugün Şükran Günü Yemeğinin yerini yılbaşı yemeğine bırakmış olduğunu, inanç ayrımı yapılmadan tüm uluslar tarafından bir yeni yılı karşılama kutlaması olarak benimsendiğini söylemek sanırım yanlış olmayacaktır.
Dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de hindi eti ağırlıklı olarak yılın son günü yani yılbaşında tüketiliyor. Onun dışında birçok süper marketin et reyonlarındaçiğ et ve ileri işlenmiş et ürünü olarak hindi etine 12 ayın her gününde ulaşılması mümkün olmasına rağmen fazla bir talep görmediği için satışlarda beklenen artış bir türlü gerçekleşmemektedir.
Hindi eti üretimi:
Ülkemizde hindi yetiştiriciliği uzun yıllar yerli ırklar ve geleneksel metotlarla yapıldı. Yabancı ırk hindi yetiştiriciliği 1960’lı yılların sonuna doğru Devlet Üretme Çiftliklerinde başlatılmış buradan dağıtılan materyal ile kırsal alana yayılmasına çalışılmıştır. 1995 yılında rahmetli Şerafettin Erbayram tarafından Bolu’da kurulan modern hindi etientegre tesisi vasıtasıyla sözleşmeli üretim modeli uygulamasına geçilmiş, ülkesel olarak hindi eti üretiminde olduğu kadar tüketiminde de artışın başlaması sağlanabilmiştir. Bugün 5 firma modern entegre tesislerde hindi eti üretimi yapmaktadır. Türkiye’nin hindi eti tüketim ihtiyacının tamamını karşıladıkları gibi, her yıl toplam üretimin %15-20 sini ihraç etmektedirler.
2011-2020 yılları arasında hindi eti üretiminde 2013, 2016, 2019 ve 2020 yıllarında düşüş yaşandığı, buna mukabil kalan 6 yıllık süreçte üretimin % 8-33 arasında arttığı tablolu grafikte net olarak görülmektedir. Ancak, 2018 yılında hindi eti üretiminde talebin çok üzerine çıkıldığı ve bu nedenle 2019 yılında üretimin %-14,2, 2020 yılında da %-2,4 seviyesinde gerilediği anlaşılmaktadır. Buna rağmen 2011-2020 döneminde hindi eti üretimindeki artış % 60 olmuştur.
Hindi eti Tüketimi:
1995 yılı ve öncesinde kişi başına düşen hindi eti tüketim miktarı 42 gr/yıl seviyesinde idi. Bolu’da ilk entegre tesisin kurulması ve sözleşmeli üretime geçmesi sonucunda 1998 de kişi başına tüketim 145 gr/yıl, 2000 de 342 gr/yıl’a çıkmıştır. Zaman içerisinde hindi eti entegre tesisine sahip firma sayısının artması, iyi bir pazarlama ağının kurulması, parça, bütün etler yanında ileri işlenmiş hindi eti ürünlerinin çeşitliliği sonucu üretim ve tüketim bu günkü seviyesine ulaşmıştır.
“Türkiye Hindi Eti Tüketimi Kg/Kişi” başlıklı tabloda görüldüğü üzere Ülkemizde son beş yılın ortalaması kişi başına yaklaşık 0,600 kg/yıl hindi eti tüketilmektedir. İsrail’de kişi başına tüketim yaklaşık 13 kg/yıl, ABD 12 kg/yıl, Avrupa Birliğinde 8 kg/yıl civarındadır. Hindi eti tüketiminin artışı büyük oranda kişi başına düşen gelir seviyesinin artışına bağlıdır. Hayat standardı yüksek olan ülkelerde hindi eti tüketimi de yüksek olmakla birlikte,geleneksel alışkanlıkların da tüketim miktarı üzerinde etkili olduğu bir gerçektir. Ayrıca, geçtiğimiz dört yıldır yaşanan halen de devam eden ekonomik kriz ile Covit-19 pandemi dönemleri de hindi eti üretim ve tüketimi üzerinde olumsuz etki yapmıştır.
Kırmızı et üretimi konusunda yıllardır süregelen sorunlara kalıcı bir çözüm getirilememiştir. Kırmızı et ve süt fiyatlarındaki istikrarsızlık nedeniyle üretim düşmeye, et fiyatları artmaya devam etmektedir. Enflasyonun beklenmedik bir şekilde yükselmesi sonucu halkın satın alma gücü iyice düşmüş, dar gelirli vatandaşların kırmızı et alması imkânsız hale gelmiştir. Bu gibi durumlarda kanatlı eti halkın hayvansal protein gereksinimini karşılamada cankurtaran rolü oynar. Hindi etinin fiyatı, kırmızı ete benzer kısımları, düşük yağ ve kolesterol oranıyla bu krizi fırsata çevirmeyi başarmasını temenni ediyor, tüm okuyucularımın yeni yılını kutluyorum.
Yüce CANOLER
Ziraat Yüksek Mühendisi
Bilimsel Tavukçuluk Derneği
(WPSA Türkiye Şubesi)
Yönetim Kurulu Üyesi
- İhracat kısıtlaması üretimi nasıl etkiledi - Ekim 31, 2024
- İhracat kısıtlaması ne durumda - Ekim 7, 2024
- Ülke nüfusu 85, kazan mevcudu 93 milyon - Ağustos 27, 2024
Comment here