Gezi

Peru Yollarında – 6   Kutsal Vadi

Cusco’nun yakınında bulunan Urubamba Vadisi’ni, İnkalar “Kutsal Vadi” olarak tanımlamışlar. Bereketli toprakların farklı bir enerjiyle iyileştirme gücünün olduğuna, vadide görülen rüyaların gerçekleşeceğine inanmışlar. Biz de Kutsal Vadi’nin bir kısmını turlarla, bir kısmını da kendimiz gezdik. Katıldığımız ilk turda Pisac, Ollantaytambo, Chinchero kasabalarını ziyaret ettik.

PISAC

İlk durağımız Pisac arkeolojik alanı oldu. İnkalar, tarım yapılan büyük terasların yanında ürünleri saklamak için depolar,

tepede evler, ahırlar yapmışlar. Kasabanın amacı bölgede yaşayan halka tarım ürünleri yetiştirmekmiş.  Tepenin alt kısmında güneş tapınağı ve güneş taşı varmış. Ancak sadece temel taşları ile yuvarlak zemini kalmış. Altında bulunan çeşme hala akıyordu. Rehberimiz buradan alınan su ile ölülerin tapınakta yıkanıp mumyalandıklarını, karşıdaki dağın yamacının mezarlık alan olduğunu, önemli insanları mumyaladıktan

sonra eşyaları ile birlikte küçük mağaralara konulduğunu,

yaklaşık 5.000 mezar mağarasından günümüze 300 tane mumyanın gelebildiğini anlattı.

OLLANTAYTAMBO

Buradan sonra yolumuza nehir kenarından, verimli bahçelerden geçerek Ollantaytambo arkeolojik alanına gittik. Quechua

dilinde Ollantay özel isim, tambo ise “dinlenme yeri” demekmiş. Arkeolojik alan tepenin eteklerinde yer alıyordu. Aşağı-

daki su kanallarıyla, ev duvarlarını geçtikten sonra karşımıza mükemmel teraslanmış tepeyle çok düzgün 600 basamak çıktı. Piramitleri hatırlatan manzaraya şaşkınlıkla baka kaldık.

İnkalar bu teraslarda çeşit çeşit mısır, patates yetiştirmiş.

Terasların arasındaki merdivenlerden tırmanınca tepede

Güneş Tapınağı’na ulaştık. 80 tonluk altı tane devasa

granit kütlesini görünce şok olduk! Tapınağın inşasına

başlanmış ancak yarım kalmış. Bizim basamaklardan çıkarken tık nefes olduğumuz yere devasa kayaları nasıl çıkartmışlar?

Rehberimiz, Ollantaytambo’nun da kutsal hayvan sayılan lama şeklinde olduğunu, Güneş Tapınağı’nın lamanın kafası,

terasların ise vücudu olarak planlandığını açıkladı.

CHINCHERO

Hava kararırken tekstil ürünleriyle ünlü Chinchero Kasabası’na ulaştık. Aileler, kök boyalarla renklendirdikleri alpaka

yününden ürünlerini satıyorlardı. Kasabaya ya çok erken

ya da çok geç gittiğimiz için çok renkli pazarını göremedik.

Farklı evlerde yapılan sunumları izledik. Böylece “Kutsal Vadi” turumuzu bitirmiş olduk.

MORAY

Cusco’nun ikinci önemli gezi yeri, Moray Tarım Laboratuvarı ile Maras Tuzlasıydı. Adı Kutsal Vadi turunun içinde geçmese de Urubamba Vadisi’nin içinde yer alıyordu.

Turumuzun ilk durağı 50 km. uzakta bulunan Moray Tarım Laboratuvarlarınaydı. Buradaki teraslar, krater şeklinde kat kat daire-lerden oluşuyordu. Rehberin anlattığına göre,  en derin teras

150 m. derinliğindeymiş. En altla en üstteki teras arasında

15 derece ısı farkı varmış. İnkalar her çemberde ayrı ısı, rüzgâr, güneş alarak yetişen aynı bitkinin reaksiyonlarını gözlemleyip, ona göre nerede daha verimli olursa o bölgede o bitkiyi yetiştiriyorlarmış. Patates ve mısırın anavatanı Amerika Kıtasıymış.

Yaklaşık 3.000 çeşit patates, 1.800 çeşit mısır yetiştiriyorlarmış! Bölgeyi hayranlıkla gezdik.

MARAS TUZLASI

Bir sonraki durağımız derin bir vadide yer alan Maras Tuzlası oldu. Görüntüsü muhteşemdi! Tuzu, dağın eteklerinden doğan derenin suyundan elde ediyorlardı. Rehberimiz, İnkalar döneminden beri kullanılmakta olduğunu, dağın yamacına 5.000’den fazla havuzcuk bulunduğunu söyledi. Sudaki eriyik halinde

bulunan minerallerden dolayı havuzlarla üretilen tuzun rengi pembemsiydi. Tadı bildiğimiz tuz tadı ama vücudumuza nasıl bir etki yaptı bilemiyorum. Laf aramızda İnkalar da ağızlarının tadını biliyorlarmış. Şehre çok daha yakın olan yine Kutsal Vadi’nin içinde yer alan arkeolojik alanları kendimiz gezdik.

TAMBOMACHAY

Sabah erkenden taksiyle şehre 8 km. mesafedeki Tambomachay arkeolojik alanına gittik. Burası soylulara ait, kutsal su kültünün olduğu bir tür tapınak. Çeşmelerin ruhla bedeni temizlediğine inanıldığından belki hamam da diyebiliriz. Bölgedeki yeraltı

kaynaklarından kanallarla getirilen su, buradaki çeşmelerden hala akıyor.

PUKA PUKARA

Tambomachay’a çok yakın olan Puka Pukara’ya yürüyerek gittik. Quechua dilinde “Kızıl Kale” demekmiş. Kale gün batımında kızıllaştığı için bu ad verilmiş. Zaten kullanılan taş ve toprağın doğal rengi kırmızıydı. Cusco’ya gelen gidenlerin kontrol edildiği, olası saldırılar için bir tür askeri merkez olduğu düşünülüyormuş.

Büyük kısmı yıkılan Kırmızı Kale’yi gezdikten sonra istikametimiz Q’enqo oldu.

AY TAPINAĞI, AMARU MARKAWASI, ANTISUYU

Puka Pukara ile Q’enqo arasında yaklaşık 4.5 km mesafe vardı. Cusco-Pisac yolundan geçen bir dolmuşa atlayıp gideceğimiz yeri gösterdik. Şoförümüz bize kafasını salladı. Sonra bir köyün yakınında durdu. Gideceğimiz yönü işaret etti. Haritaya göre Ay Tapınağı yolumuzun biraz yukarısında olunca yönümüzü oraya çevirdik. Köyün dışında ıssız bir yeri gösteriyordu. Önümüzde iki genç o tarafa doğru yürüyorlardı. Biz de onları kendimize rehber alıp yürümeye başladık. Biraz sonra tepeyi aşınca halkın Tapınak çevresindeki alanda piknik yaptığını gördük. İleride atlara binmiş turist grupları arkeolojik alanı geziyorlardı. Etraftaki pek çok kaya, Seremoni Kayası veya Tapınak olarak oyulmuştu. Önce onları inceledik sonra Ay Tapınağına yöneldik.

Ay Tapınağı yüksek bir tepedeydi. Tepenin bir yüzünde ve üst kısmında seremoni kayalarıyla tapınaklar oyulmuştu. Diğer yüzündeyse iki doğal mağara vardı. İçeriye giriş yasaktı. Mağaraların ağzından belli zamanlarda ay ışığı giriyormuş. Herhalde bu ışığın durumuna göre kehanetlerde bulunuyorlarmış. Tepenin diğer yüzündeyse tapınakla evlerin yer aldığı  “Amaru Markawasi” isimli bir yerleşim yeri vardı. Hemen önündeki antik Antisuyu ana caddesinden devam ettik. Cadde kenarında seremoni kayaları vardı. Okaliptus ağaçlarının arasından ine çıka sonunda Q’enqo’ya ulaştık.

Q’ENQO

Tepenin eteklerindeki doğal mağaranın içine, üstüne ve etrafındaki kayalara oyularak oluşturulmuş orta büyüklükte bir tapınak. Buranın en önemli kısmı küçük mağarası. Dar bir koridorun kenarındaki kayalar, masa ya da taht şeklinde oyulmuş. Gün ışığı aldığından, aydınlık. Mumyalamayla kurban törenleri için kullanılmış. İnkalar, İmparator ve ailesiyle, soyluları bir de kurban edilen çocukları mumyalamış.

SACSAYHUAMAN

İlginç tapınağın ziyaretinden sonra, 2 km. uzaklıktaki Killkelerce yapılmış Sacsayhuaman Kalesine doğru yürümeye başladık. İnkalar, Cusco şehrini puma şeklinde planlarken, eski kaleyi de pumanın kafası olarak tasarlamış.

“Sexy Woman” şeklinde okunan kaleye, arka kapısından giriş yaptık. Tepedeki büyük alanın ortasına düzgün bir yuvarlak yapılmıştı. Burasının astronomik gözlem yeri olduğu düşünülüyormuş (Pumanın gözü de olabilir!). Etrafındaki pek çok kaya düzeltilerek açık tapınak oluşturulmuş.

Tepeden gördüğümüz kale duvarları, üç katlı, zikzak şeklindeydi.  İşte burası pumanın dişleriymiş. Dik merdivenlerden aşağıya inerek surların dibine ulaştık. Sur yapımında o kadar devasa kaya kullanılmış ki bunların insan gücü ile taşındığına inanmak zor. Özellikle bir tanesi 20.000 ton ağırlığındaymış, hala onu kaldırabilecek iş makinası üretilmemiş. Kalenin yaklaşık 50 yılda 30.000 kişi tarafından yapıldığı tahmin ediliyormuş. Uzun zaman dini ve askeri merkez olarak kullanılmış.

Kutsal Vadi ’yi tamamlamıştık. San Blass ’ın üstünden Cusco’yu seyrederek hostelimize ulaştık. Gelecek sayımızda Gökkuşağı Dağı’na ve Güney Amerika’nın Sistine Şapeli’ne gidiyoruz.

Şimdilik hoşça kalın. Sağlıklı günlerde, hayallerinize dokunmanız dileğiyle.

 

Loading

Paylaş :

Comment here