Kategori Dışı

Hergün bir avuç “FINDIK”

 

Hergün bir avuç “FINDIK”

Her gün bir avuç fındık yiyende dert görmedim demiş Lokman Hekim. Fındıkla ilgili yapılan bilimsel çalışmalar da bunu doğruluyor. Mitolojik kaynaklara göre yeryüzünün en eski bitkisi fındık. Bugu Tekin Efsanesi’nde tanrının nurunun ilk olarak yeryüzünde fındık ağacına indiği ifade edilmiştir. Fındığın bilinen tarihinin en az 5 bin yıl olduğu bilgisi vardır bazı kaynaklarda.

Türkler için kutsal olan fındık başka milletler için de kutsaldır. Yunanlılar barışın ve esenliğin timsali olarak görmüşlerdir. Tanrı Hermes’in asasının fındık dalından olduğu anlatılır. İngilizler Noel sofralarını fındık dallarıyla süslermiş.  İtalyanlar fındık çeşitlerine, ermiş olduklarına inandıkları kişilerin ismini verirmiş. Yunanlı Hekim Dioskorides’in tıp kitabı Kitab-ül Haşayiş’de fındığın şifalı olduğu bilgisine yer verilmiş.

Doğu Karadeniz Bölgesi’nde yetiştirilen fındık 1403 yılında Cenevizliler tarafından İstanbul’a, oradan da Avrupa’ya götürülmüştür. Osmanlı döneminde, 1773 yılında ilk defa Rusya’ya fındık satılmış; bunu 1792 de Romanya, 1851 yılında İngiltere ve 1871 yılında Belçika satışları izlemiştir. Fındıkla ilgili kurulan ilk Türk şirketi Şirket-i İttifakiye’dir (1879)

Osmanlıdan, Cumhuriyet dönemine geçişte ülkemizdeki fındık yetiştirme alanı 22 bin hektardır. Bu alanı Ordu, Giresun ve

Trabzon’un bir bölümü oluşturmaktadır. 1925 yılında Rize ve Artvin de fındık üretilecek iller arasına alınmıştır. 1927 yılında fındık fidanlarının dış satımı yasaklanmıştır. 1935 yılında Ankara’da 1. Ulusal Fındık Konseyi yapılmış, 1955 yılında ikincisi ve 2004 yılında Giresun’da Milli Fındık Şurası toplanmıştır.

Atatürk’ün fındığı milli ürün ilan etmesi ve talimatıyla Giresun’da Fındık Araştırma Enstitüsü kurulmuş ve yine Atatürk’ün önerisiyle 1938 yılında Fındık Tarım Satış Kooperatifleri Birliği FİSKOBİRLİK kurulmuştur.

Günümüzde fındık

İlk yıllarda Ordu, Giresun ve Trabzon’un bir bölümünde yetiştirilen fındık bugün neredeyse Karadeniz Bölgesi’nin tamamında yetiştirilmektedir. Dünya fındık üretiminin % 75 ini Türkiye gerçekleştiriyor. İthalat girdisi olmadan ihracat geliri sağladığımız bir tarım ürünü. Sahilden içeriye  30 Km.  ve yükseklik olarak da 800 m. ye kadar üretimi yapılabiliyor. Yaklaşık 8 milyon nüfusun geçimi fındıktandır.

Fındık toplama ve kurutma dönemi bölgede bir bayram havasında geçer. Ülke geneline dağılmış yöre insanı, fındık mevsimi köyüne akın eder. Fındık yöre insanının birbiriyle görüşüp kucaklaşmalarını sağlayan bir değerdir. Fındık toplamak zor bir iştir. Özellikle ilk coğrafyasında fındık bahçeleri çok bayırdır. Ayak bile tutmaz çoğu zaman. Mevsim ise genellikle yağmurludur. O dik ve bayır arazide fındık toplamak ve toplanan fındıkları taşımak oldukça zordur. Çoğu araziye araba yolu olmadığı için taşıma işi sırtla, katırlarla veya ilkel teleferikle yapılmaktadır.

 

Özellikle Doğu Karadeniz Bölgesi arazi yapısı fındıkla ilgili işlerin makineyle yapılmasına elverişli değildir. Onun içinde komşular birbirlerine yardım ederek fındık toplama işinde dayanışma gösterir-ler. Geçmişte her aile fındığını kendisi toplarken günümüzde daha çok geçici fındık işçileriyle toplanıyor.

Bellerine sepetler bağlayarak fındık toplayan yöre insanı her dalı tek tek çekerek toplar. Son yıllarda bu usul terk edilerek, fındığın iyice olgunlaşıp dökülmesi beklendikten sonra yerden toplanması oldukça yaygındır. Geçmişte elle soyulan fındıklar şimdi patoz denilen makinelerle soyuluyor. Patozla soyulan fındıklar harmanlara serilerek kurutuluyor. Kuruyan fındığın kırık, çürük, delik ve boş olanları seçildikten sonra pazara indiriliyor.

Giresun kalite fındık

Fındık besin yönünden oldukça zengin bir kuru yemiştir. Özellikle oleik asit yönünden öne çıkması kalıp -damar hastalıkları ve kolesterol sorunu olanlar için aranılan bir üründür. Fındığın ilk coğrafyası olan Ordu, Giresun ve Trabzon’un bir bölümünden sonra Adapazarı, Düzce, Kocaeli gibi Batı Karadeniz illerinde de yoğun bir fındık üretimi yapılıyor. Hatta İstanbul’da bile fındık yetiştiriliyor.

Ülkemizde ondan fazla türde fındık yetiştiriliyor. Ancak Türkiye ve dünya piyasası iki çeşit fındık üzerinden işlem yapıyor. Giresun kalite fındık ve diğerleri… Bu diğerleri dediğimiz fındık türlerini levant kalite başlığı altında toplamışlar.  Giresun kalite fındık Giresun il merkezi ile Vakfıkebir arasındaki bölgede yetişiyor. Onun için de Giresun fındığın başkenti sayılıyor. Tombul, ince kabuklu, lezzetiyle farklılık gösteren ve yağlı Giresun fındığı ilin coğrafi işaret alan ürünlerinin başında geliyor.

Yöresel ekonomi anlamında çok önemli bir ürün olan fındık yörenin kültür ve folklorüne de girmiştir. Düğünler fındıktan sonraya, alış verişler fındık da veresiye yapılır. Fındık toplayan geline türkü yakıp, dalda fındık kalmasın denilmiştir. Yine yeşillenir fındık dalları, bir fındığın içini sevdiğinden ayrı yemez yöre insanı. Fındık serdim harmana der günlük hayatta, Kuru fındık bulursun diye sevdiğini bahçeye çağırır başka bir türküyle. Eğlenceli bir uğraştır. Fındık imeceleri ve harmanları gençlerin yakınlaştığı, sevginin sevdaya dönüştüğü ortamlardır.

Fındık toplama ve kurutma mevsimi Ağustos ve Eylül aylarıdır. O mevsim ailede herkes bir işin ucundan tutar. Çocuklar fındık toplayanlara su getirirken yaşlılar harmanların kıyılarında fındık seçmeye yardın ederler… Yorucu ancak bir o kadar da keyifli bir iştir. Yazımızı sağlık yönünden her gün bir avuç fındık yiyelim tavsiyesiyle bitirmek istiyoruz.

Loading

Paylaş :

Comment here