Bu yıl Dünya Gıda Günü 16 Ekim 2022 tarihinde 42.kez kutlandı. Dünya Gıda Günü etkinliklerinde Birleşmiş Milletler Dünya Gıda ve Tarım Örgütü(FAO) ve resmi kuruluş yetkilileri tarafından gıda üretimi, tüketimi ve gıda güvencesine ilişkin konularda ve büyük öneme sahip açlık ve israf konularında, toplumun dikkatini çekici değerlendirmeler yapıldı. FAO bu yıl Dünya Gıda Günü temasını “Kimseyi Arkada Bırakma” olarak açıkladı.
Dünya üzerinde yaşayan 8 milyar nüfusun 828 milyondan fazlası kronik açlık çekiyor. “Kimseyi Arkada Bırakma” sloganında yer alan “kimse” kelimesi bu 828 milyon aç insanı temsil ediyor. Bence FAO tarafından belirlenen tema“Gıdayı israf etme kimseyi arkada bırakma”olmalıydı.
Temada adı geçen “Kimseler”in hepsi fakir, gıda temin edecek ekonomik güce sahip olmadıkları gibi gıdaya erişebilme olanaklarına yani gıda güvencesine de sahip olmayan insanlardır. FAO tarafından hazırlanan “Dünya Gıda Güvenliği ve Beslenme Raporu”na göre, dünya nüfusunun %40’ını teşkil eden 3,1 milyar insan, sağlıklı beslenmeye bu nedenle güç yetiremiyor.Dışarıdan gıda yardımına ihtiyaç duyan ülke sayısı 45’i bulmuştur. Fakir insanların %80’i kırsal alanlarda geçimini sağlamaktadır. Gıda krizinden en fazla etkilenenler kadınlar, gençler, yerli halk ve kırsal kesimde yaşayanlardır. Küçük çiftçiler, küçük tarım işletmeleri, çobanlar, balıkçılar dünya toplam gıda üretiminin %70’ini karşılamalarına rağmengıda güvencesine sahip değillerdir. 2021 yılında yüksek akut gıda güvensizliği nedeniyle hayatta kalmaları için insani desteğe muhtaç durumda olan 193 milyon kişinin üçte ikisinin kırsal alanda tarımla uğraşan kişiler olduğu tespit edilmiştir.
İç çatışmalar ve ülkeler arası savaşlar sonucu açlık çekenlerin sayısı artmaktadır. 2020 yılında 23 ülkede 99,1 milyon insan devam eden çatışma ve savaşlar nedeniyle aç kalanlara katılmıştır. Devam eden iç çatışmalar ve savaşlar sebebiyle bir kısım tarım alanlarının ve otlakların kullanılamaz hale geldiği, bu bölgede yaşayan insanların ve hayvanlarının açlık sorunuyla karşı karşıya kaldıkları yaşanan bir gerçektir. Çatışma ve savaşlar nedeniyle dünya genelinde her gün 30 bin kişinin evlerini ve yurtlarını terk etmek zorunda kaldıkları unutulmamalıdır.
Her yıl dünya üzerinde üretilen ve 8 milyar nüfusa fazlasıyla yetecek gıdanın üçte biri (931 milyon ton) çeşitli şekillerde israf ediliyor. Bunun yarıdan fazlası (570 milyon tonu) ne yazıktır ki evlerde, yani hane halkı tarafından gerçekleştiriliyor.
İsrafla Küresel Mücadele Girişimleri
42 senedir her yıl tekrarlanan Dünya Gıda Günü etkinliklerinde kronik açlık çekenlerin sayısını düşürmek için çeşitli söylevler dile getirilmiş, insani yardımlar ve bazı tedbir önerileri yapılmış. Güzel de bu iyi niyetli girişimler bir işe yaramış mı? Bu sorunun cevabını sizlerin de merak ettiğinizi tahmin ediyorum. Ulaşabildiğim bazı bilgileri bu soruya cevaben belirteyim
2011 yılı ve öncesinde dünyada kronik açlık çeken nüfus sayısı 1 milyar olarak ifade edilirken 2012 yılında bu rakam 130 milyon azaltılarak 870 milyon olarak telaffuz edilmeye başlandı.2015 yılında dünya lideri ülkeler “Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri”ni açıklamışlar. Bu hedefler arasında;
- 2030 yılına kadar “açlığı sona erdirmek”
- Gıda güvenliğini ve gelişmiş beslenmeyi sağlamak,
- Sürdürülebilir tarımı teşvik etmek,
Maddeleri yer almış. Dünyanın bu hedeflere ulaşma yolunda kaydedilen ilerlemeyi gösteren Birleşmiş Milletlerraporunda,
- Dünyada yetersiz beslenen insanların 2000-2004 yılları arasında %15 olan oranının 2020 yılına geldiğimizde %9,9’a düştüğü belirlenmiştir.
- Kronik yetersiz beslenme sonucu ortaya çıkan bodurluk sorununun 5 yaşın altındaki çocuklarda 2000 yılında %33 iken 2019 da%21,3 seviyesine gerilediği tespit edilmiştir.
Gıda israfını önleme konusunda kamu kuruluşları ve sivil toplum örgütleri tarafından dünya çapında sayısız projeler hazırlanıp uygulamaya konulmuştur. Topluma gıda israfını önlemek ve açlara insani yardımda bulunmak gibi konularda örnek olacak bu uygulamalar halen devam etmektedir. Bu çabaların da kronik açlık çekenlerin sayısını azaltmakta olumlu etkilerinin olduğunu düşünüyorum. Gıda israfıyla mücadele adımlarına da kısaca değinirsek;
- Gıda kaybını en aza indirecek, tarlada daha az ürün bırakan tekniklere sahip hasat makineleri ve uygulama şekilleri geliştirmek,
- Tarlada ve lokantalarda kalan, dökülen veya standart dışı gıdaların toplanarak hayvan bakan yerel kuruluşlara Ferdi olara da gıda israfını önleyecek tedbirler konusunda hemen herkes az çok bilgi sahibi olmasına rağmen çok azımız gıdayı çöpe atmaktan rahatsız oluruz. Bir günde çöpe atılan ekmek miktarı TMO nun araştırmasına göre 5 milyon adet, bazı kaynaklara göre bu rakam 12 milyon adettir. Muhtemel gıda israfını önleme operasyonunun ilk adımı sayılabilecek ekmekte yaşanan durum ümit kırıcıdır.
Dünya genelinde yaşanan ekonomik kriz, Covit-19 salgınının yarattığı panik ve yılları bulan pandemi süreci ile iklim değişikliğinin etkileri sonucu gıda maddelerinin fiyatları bir Atlas füzesi gibi yükselmiştir. Yükselmeye de devam etmesi beklenmektedir. Bu olaylar ve yükselen fiyatlar gıda maddelerinin kıymetini bir kez daha insanlığa hatırlattığı konusunda hiç şüphem yok. Aynı zamanda gıda maddelerindeki israfı da bir ölçüde azaltacağını ümit ediyorum. Ancak yaşanan bu zorluk ve krizler sebebiyle kronik açlık çekenlere yapılan insani yardımların da azalması ihtimali üzüntü veren bir durumdur.
- İhracat kısıtlaması üretimi nasıl etkiledi - Ekim 31, 2024
- İhracat kısıtlaması ne durumda - Ekim 7, 2024
- Ülke nüfusu 85, kazan mevcudu 93 milyon - Ağustos 27, 2024
Comment here