Kategori Dışı

Sentetik Gıdalar

Merhaba Sevgili Dostlar,

Sektörün sesi olan bu dergide bu aydan itibaren sizlerle sağlık ve beslenme konularında bir arada olacağız. Bu diziye, sentetik gıdalar konusu ile başlamanı uygun olacağını düşündüm.

Çeşitli nedenlerle doğal gıdaların üretiminde yaşanan sorunlar nedeniyle geleceğin gıdaları konusu daha hızlı bir şekilde gündeme gelmekte.

Dünyada yaşanan nüfus artışı, iklim değişikliği, çevre kirliliği ve buna benzer nedenlerle gıda üretimi ve doğal gıdaya erişim giderek zorlaşıyor. Buna ek olarak, giderek artan gıda israfı da olayın bir başka boyutu. Bu durum da gıda üretiminde yeni yollar bulma zorunluluğunu ortaya çıkartıyor.

Bu yöntemlerden biri de sentetik gıdalar. Sentetik dediğimiz zaman, yetiştirilen veya doğadan toplanan bitkiler yada yetiştirilen veya avlanan hayvanlar kullanılmadan üretim tesislerinde işlemler sonucu üretilen gıdalar anlaşılıyor.

Şu sırada bile yapay etler, yapay havyar ve daha pek çok yapay gıda üretilmeye başlandı ve kullanıma girdi bile. Hatta sentetik viski bile yapıldı.

Bir örnek olarak yapay et yapımında bir sığırdan elde edilen dokulardan laboratuarda hücre kültüründe kök hücreler elde ediliyor, daha sonra bunlar 6 hafta boyunca birbiyoreaktörde çoğaltılarak kas lifleri oluşturuluyor. Bu süreç yaklaşık 6 hafta sürüyor.

Sonrasında bu lifler kıyma haline getirilip bir miktar yağla karıştırılarak kullanıma sunuluyor, örneğin hamburger köftesi haline geliyor.

Sentetik et üretiminin avantajları şu şekilde sayılabilir:

– Çevresel Sürdürülebilirlik: Yapay et üretimi, geleneksel et üretimine göre daha az su, enerji ve arazi kullanır ve sera gazı emisyonlarını azaltabilir.

– Hayvan Refahı: Yapay et üretiminde hayvan kesimi veya kötü koşullar söz konusu olmadığı için hayvan refahını iyileştirme potansiyeli vardır.

– Gıda Güvenliği: Yapay et, geleneksel et ürünlerine göre daha az gıda güvenliği riski taşıyabilir, çünkü kontamine olma olasılığı daha düşüktür.

Geleceğin gıdaları, görsel olarak ve tat olarak eskisine benzeyen, belki daha delezzetli gıdalar olacak. Köfteye benzeyen bitkisel köfteler, balık tadında ama balık içermeyip, algı içeren “balık köfteleri, sentetik üretilmiş peynir içermeyen peynir dilimleri zaten kullanımda ve bu çeşitler giderek artacak.

Her şey dönüştüğü gibi, gıda da dönüşüyor. Dolayısı ile gıdanın da tıpkı araba veya cep telefonu gibi görselliği de önemli olacak. Şu sırada büyük ölçüde mutfak şeflerinin tekelindeki gıda tasarımı artık son kullanıcıya kadar inecek. Gastronomi okuyanlar bu alanda yemek pişirmek dışında yeni alanlar bulabilecekler ve gıda mühendisleri ve biyoteknoloji uzmanları ile birlikte sentetik gıdayı görünümünden lezzetine ve kullanım alanlarına kadar tasarlayacaklar.

Küresel ısınma, çevre kirliliği ve göçler ve bu şekilde devam ettiği takdirde en geç 20 yıl içerisinde gıda üretimi önemli ölçüde azalacak. Bunun sonucunda da tarımsal ürünler artık israf edilemeyecek kadar değerli olacak. Bu nedenle, sentetik gıda üretimi önemli bir alternatif durumunda.

Doğal olarak sentetik gıdaların kullanımı, tıpk soya etinde olduğu gibi market raflarından önce catering endüstrisinde yaygınlaşacak. Bu konunu sektör bazında avantaj ve dezavantajlarıyla tartışılmaya başlamasının zamanıdır kanısındayım

 

Prof. Dr. Nevrez Koylan

Prof. Dr. Nevrez Koylan 3 Mart 1957 tarihinde İskenderun’da doğdu. İstanbul Tıp Fakültesi’nden 1981 yılında mezun oldu. Aynı yıl İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı’nda başladığı uzmanlık eğitimini 1986 yılında tamamlayarak İç Hastalıkları Uzmanı oldu. Ardından askerlik görevini Tatvan 400 Yataklı Seyyar Askeri Hastane’de, zorunlu hizmetini Iğdır Devlet Hastanesi’nde tamamladı. Ekim 1989’da İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Kardiyoloji Bilim Dalı’nda Araştırma Görevlisi olarak çalışmaya başladı. 1990 yılında İç Hastalıkları Doçenti ünvanını alan Prof. Koylan, Kardiyoloji Bilim Dalı’nın Anabilim Dalı’na dönüşmesinde aktif rol aldı. 1996 yılında Profesör ve Kardiyoloji Uzmanı ünvanlarını alan Prof. Koylan ayrıldığı 2011 tarihine kadar aynı kurumda öğretim üyesi olarak görev yaptı. Bu görevi sırasında 1993- 2006 yılları arasında Dinamik EKG Laboratuarı Yöneticiliği, 2000- 2002 tarihleri arasında İstanbul Tıp Fakültesi Araştırma Etik Kurul üyeliği ve 2002- 2003 arasında da aynı kurulun başkanlığını yaptı. Prof. Dr. Nevrez Koylan halen Ateroskleroz Derneği’nin ve Sağlıklı Yaşam Hareketi Derneği’nin başkanlığı ve Farmakogenomik ve Bireyselleştirilmiş Tedavi Derneğinin başkan yardımcılığını yürütmektedir. Türk Kardiyoloji Derneği’nin 1984 yılından itibaren üyesi olan Prof. Koylan, American College of Cardiology Fellow (FACC), Avrupa Kardiyoloji Derneği Fellow (FESC) ve Avrupa Hipertansiyon Uzmanı (EHS) ve İyi Klinik Uygulamalar (GCP) sertifikasyonlarına sahiptir ve Avrupa Hipertansiyon Derneği ve Avrupa Ateroskleroz Derneği aktif üyesidir. Prof. Dr. Nevrez Koylan 4 yabancı dilde ve 15 Türkçe kitaba bölüm yazarı olarak katkıda bulunmuş, ayrıca yabancı hakemli dergilerde yayınlanmış 31 makalesi ve Türkçe yayınlanmış 98 makale ve derlemesi ile uluslararası bilimsel kongrelerde sunulmuş 57 bildirisi mevcuttur.

Loading

Nevrez KOYLAN
Latest posts by Nevrez KOYLAN (see all)
Paylaş :

Comment here