Kategori Dışı

Karadeniz’in Sarı Altını; “MISIR VEYA DARI”

Bir Karadeniz türküsünde; Bizim sofrada mısır benzer sarı altına denildiği için ve bölgede gerçekten altın kadar kıymetli olduğu için biz de bu başlıkla yazacağız mısırı. Yeri gelmişken belirtmekte fayda var, bölgenin bazı kesimlerinde mısıra darı da denilmektedir. Anavatanı Amerika olan mısır önce Afrika kıtasına ve Mısır’a gelmiş oradan da Suriye üzerinden 1600 lü yıllarda Anadolu’ya ulaşmıştır. Anadolu’nun geniş bir bölümünde yetiştirilse de günümüzde özellikle en fazla Doğu Karadeniz’de yetiştirilmektedir. Anadolu insanı ekmeğini bölgesinde bolca yetişen buğdaydan yaparken Doğu Karadeniz bölgesinde mısır sofraların mübarek ekmeğidir. Yere düştüğünde öpülüp alınlarına koydukları kutsallarıdır. İnandıkları bereketleridir.

Bölgede mısır iki türlü kurtularak yenilebilir hale getirilir. Ya fırında, ya da doğal şartlarda kurutulur. Nerdeyse her evin mısır kurutmak için taş fırınları vardır. Fırında kurutulan mısırın unu ve yarması farklı yemeklerde kullanılırken doğal olarak kuruyan mısırın unu ve yarması farklı yemeklerde kullanılır. Mısır doğal olarak bazı yörelerde serenti bazı bölgelerde mazu denilen yöreye has, direkler üzerine yapılmış ahşap yapılarda kurutulur.

Bölgede yapılan yöresel yemeklerin hepsinde mısır vardır. Ya un olarak ya da yarma olarak kaynayan kazanda yer almıştır. Bölgede mısır öncelikle ekmektir. Mısır ekmeği ya altında ateş yanan saclarda bir iki santim kalınlığında ya da kuzinelerde tepsilerde pişirilir. Geçmişte bölge arazilerinin çoğu mısır tarlasıydı. Mısırın sapı ve samanı da ayrıca süt hayvanlarına yem olarak verilirdi. Zamanla bu yapı değişerek mısır tarlalarının yerini ya çay bahçeleri ya da fındık bahçeleri aldı.

Özellikle pancarla yapılan yöresel yemeklerin dışında hemen herkesin bildiği fırın mısırı unuyla ve yöresel peynirle yapılan guymak bölgenin vazgeçilmezidir. Ülkenin her yerinde ve bölge insanının yaşadığı başka ülkelerde bile yapılmaktadır. Trabzon ve Rize illerimizin en meşhur yemeğidir mısır unundan yapılan guymak.

Yöresel yemeklerin nerdeyse tamamında ya mısır unu vardır ya da mısır yarması. En fazla da karalâhana ile birlikte lokma olur bölge insanlarına… Pancar çok ince doğranarak mısır unuyla karıştırılıp çorba olarak kaynatılır ve bölgede bu çorbanın adı unlamadır. Pancar sarması mısır yarmasıyla yapılır. Yine farklı iki pancar yemeğinin ana katkısı el  değirmenlerinde çekilen mısır yarmasıdır. Taze fasulyenin fırında kurutulmuşundan yapılan yemeğin katkısı da mısır yarmasıdır.

Sadece mısır yarması pişirilerek de yemek yapılır. Şeker yönünden zengin olan mısırdan yapılan ekmeğin fasulye turşusu ve hamsi kızartmasıyla yenilmesi çok özel bir damak zevkidir. Bir de yoğurda doğranarak kaşıklanması bölgede çok sevilir. Mısır unuyla yapılan hamura kılçığı ayıklanmış hamsi konularak karıştırılıp birlikte ekmek olarak pişirilmesi, yine böyle bir hamura kabak doğranarak ekmek yapılması yörede aranılan bir lezzetin ortaya çıkması demektir.

Bölgede doğada yetişen birçok bitkiden yapılan kızartmada, haşlanan bitkilerin mısır unuyla unlanması ve böyle kızartılması gerekmektedir. Fasulye, bezelye, melevcan, galdirik, sakarca, kabak kızartmaları böyle yapılır. Balık ve hamsi de mısır unuyla unlanır. Mısır unundan yapılan helva bölgenin vazgeçilmezidir. Düğünlerde, bayramlarda ve cenazelerin ardından yapılan mevlitlerde mısır unundan yapılan helvaların dağıtılması bir gelenektir. Mısır unu helvası, fırında kurutulmuş mısırın unundan yapılır. Tereyağı ile kavrulan ince öğütülmüş mısır unu yeterince kavrulduğunda şeker şerbetiyle yoğrulup helva yapılır.

Mısır bölgenin kutsalıdır. Ekilmesinden, otunun kazılması, daha sonra toplanıp soyulmasıyla kurtulması, tanelerinin ayrılması gibi her aşaması adeta bir tören havasında ve imeceyle yapılır. Kendine has bir kültürü vardır yörede. Taş fırınlar, su değirmenleri, seneti ve mazular, çötenler yörenin yaşam gerçekleri olmanın yanında hep birer kültür malzemesidir.  Bölgede yaşayan orta yaş ve üstü insanların çocukluk günlerinin damak tadır.

 

 

Loading

Paylaş :

Comment here