Kategori Dışı

Her şey hayal etmekle başlar…

 

Cumhuriyetin ellinci yılını hatırlıyorum. Sene 1973, yedi sekiz yaşlarındayım. Babamın bant kayıt yapan stüdyosu var, stüdyoda bir sürü plak küçük büyük.

Plaklardan kasetlere dolduruyor babam, bende yanında izliyorum. Bir gün bir plak getirdi Cumhuriyetin ellinci yılına özel yapılmış bir çalışma.

“Müjdeler var yurdumun toprağına taşına” diye başlayan ellinci yıl marşı. Her gün belki on, yirmi, otuz kere dinliyorum. Çocuk halimle çok güzel geliyor melodisi, sözleri kulağıma.

Çok zaman oldu ama çok net hatırlıyorum hayalimi. Bende Cumhuriyetin yüzüncü yılında bir marş besteleyeceğim, tüm çocuklar da yaptığım marşı söylesinler diye.

Yıllar geçti, geldik Cumhuriyetimizin yüzüncü yılına. İçimde bir şeyler dürtüp durdu bu yoğun çalışma temposunda. Hatırladıkça elli yıl öncesinde kendime verdiğim sözü sanki kendimi suçlu, sözünde durmamış gibi hissetmeye başlamıştım. Günler aylar geçiyor, çocukluk hayalimi yapamadığım için kendime içten içe kızmıyor da değilim.

Biz yazılımcılar genelde ya geç saatlere kadar kod yazarız veya çok erken kalkar kod yazarız. Ben yirmi beş yıldır erken kalkıp yazmayı tercih edenlerdenim.

Yine bir sabah erken gün ağarmamışken, kafamda bölük pörçük bir melodiyle uyandım. Kod yazmaya başladım ama melodi aklımda tekrarlanıp duruyor. Sanki birileri bana kod yazma diyor. Kafamdaki melodinin esiri oldum, mecburen bıraktım kod yazmayı, hayatımda daha önce hiç yapmağım şeyi yapıyordum kod yerine şiir yazmak. Sanırım aklımla ilgili bir sorun başladı diye düşünürken mısralar dökülüyordu aklımdaki melodiye.

Bir yazılımcı olarak şiir de yazmıştım ülkemin yüzüncü yılına dair, melodiyle de söylenir olmuştu. Elli yıl önce, ellinci yıl marşını söyleyen o çocuk gibi yüzüncü yıla yaptığım marşı söylemeye başlamıştım. Aradan çok geçmedi adına tesadüf mü demeliyim bilemiyorum, sanki birileri bu çalışmanın ortaya çıkmasını istiyor gibiydi.

Hiç bilmediğim yorucu olan bir başka işle tanıştım, stüdyo da saatlerce marş söylemek ve iki üç dakikalık bir kaydın oluşması için özverili insanların çalışmasına tanıklık etmek oldu.

İnanılmaz bir heyecan içinde farklı bir doğumu izlemek gibi geliyordu bana.

Ve 1 Kasım 2023 de hayalimin doğumu gerçekle buluştu ve NİCE NİCE YILLARA CANIM TÜRKİYE’M marşı doğdu. Bazı olumsuzluklara karşı asla VAZGEÇMEM mottosuyla çalışma tamamlandı.

Şimdiki hayalim ise, artık tüm çocukların ağzında, düşüncesinde, yaşamında bu sözlerin ve melodinin yer almasıdır.

Evet, işte sözü ve müziği elli yıl önceki hayal eden çocuğa ait, CANIM TÜRKİYE’M…

Yılların ardından geldik yüz yıla
Düşe kalka yürüdük biz bu yollarda
Yılmak yok, durmak yok hiç bir zamanda
Nice nice yıllara canım Türkiye’m

Olmasın bir daha kara bulutlar
Mutlu ve özgür olsun güzel çocuklar
Aydınlık günlere koşan kuşaklar
Nice nice yıllara canım Türkiye’m

Artık yok kavgamız nice yüz yıllar
Akılla, bilimle geçecek çağlar
Üretmekle başlar güçlü yarınlar
Nice nice yıllara canım Türkiye’m

Önderim Atatürk özlemin yangın
Gösterdiğin yolda yolum apaydın
Kardeşçe, özgürce yaşamak hakkın,
Nice nice yıllara canım Türkiye’m

Söz & Müzik: Timuçin ARAL (2023)

Youtube üzerinde, “nice yüz yıllara timuçin aral” aramasıyla dinleyebilirsiniz. https://youtu.be/21DusQJGi48

Sizlere, geliştirdiğimiz yazılımların yemek sektörüne sağladığı katkıları, uzun süredir Catering Guide dergisi aracılığıyla yazılarımda paylaştım. Bu kez farklı bir çalışmayı paylaşmak istedim.

Nice nice yüz yıllara Canım Türkiye’m…

Sağlıcakla ve sevgiyle kalın.

Loading

Timuçin Aral
Takip Edin
Paylaş :

Comment here