Manşet

Ben, mutlu yaşamayı tercih edenlerdenim

Konuk: Rouzben Gerger  – Söyleşi: Asraf Engin Güner

 

Hayatı mutlu ya da mutsuz yaşamak aslında bizlerin elinde

“İş insanlarının iş dışında neler yaptıkları hep merak edilir. Biz de bu merakımıza yenik düştük. “ÇAY MOLASI” başlıklı bir bölüm açtık. İlk konuğumuz ZİBA CATERİNG yönetici ortağı olan ROUZBEN GERGERİ. Herkesin bildiği ismi ile RUZİ…
Bu keyifli sohbeti arkadaşımız Engin Güner yaptı. Buyrun bakalım RUZİ işin dışında neler yapıyormuş”
Ruzi bu… Her seferinde insanı şaşırtır. Hafta içi, bu sohbet için sözleştik. “Seni Beyoğlu’nda bir arkadaşımın yerine götüreceğim” dedi.
Günlerden cumartesi… Mevsim sonbahar… Dışarıda yağmur yağıyor. Galata Kulesi’nin sokağında bir kafedeyiz. Soba yanıyor. Ruzi marketten aldığı kestaneleri, sobada pişirmek üzere çizmeye başladı bile… Bir insan her seferinde öyle farklı mekânları nasıl bulur? İsmi; resmi evraklarda Rouzben olarak geçiyor. Bunun dışında herkes “Ruzi” diyor. Firmasının ismi de “Ziba” olunca, mahrem soru arkadan geliyor. “Ruzi ne?” diye… Hemen tebessüm ediyorum. Çünkü yıllar önce ben de ilk tanıdığımda zihnimden geçen ilk soru buydu.

Bunun hikâyesi nedir anlatır mısın?
Biz aile olarak Azeri Türkü’yüz. Aile 1964’e kadar İran toprakları içinde kalan köyümüzde yaşarken, rahmetli babam anavatana göçme kararı almış ve Iğdır’a yerleşmiş. İsmim de, geldiğimiz coğrafyada tercih edilen bir isimdir. Ama çocukluktan itibaren her yerde ve herkes tarafından “Ruzi” olarak çağrıldım, anıldım.

Ruzi, bizim mesleğe başladığımız yıllarda, yemek işiyle ilgilenenlerin büyük bir kısmı alaylıydı. Ama sen, İstanbul Üniversitesi, İktisat Fakültesi mezunusun. Sadece iyi bir gıda işletmecisi değil, aynı zamanda iyi bir aşçısın da… Sabah erkenden mutfağa girip, yemekler çıkana kadar mutfak personeliyle birlikte çalışıyorsun.

Üretim bittikten sonra da, ofis işleri ve dışarıdaki işlerle ilgileniyorsun. Bu aşçılık becerisi nereden geliyor?

Öğrencilik yıllarımda elim mutfak işine yatkındı. Üniversiteden sonra, dil öğrenmek için Londra’ya gittim. Burada kaldığım süre boyunca çeşitli kafe ve lokantalarda çalıştım. Türkiye’ye döndükten sonra, ailemle birlikte kurduğumuz firmamızda da mutfakta çalışmaya devam ettim. Çalışmaya başladığım yıllarda yeni lezzetler, yeni yemekler öğrenmek en büyük zevklerimdendi.

İzinli olduğum günler,  öğrendiğim yemekleri ev halkına yapardım. Doğal olarak da, mutfağa yatkınlığım gelişti. 28 yıldan beri büyük bir zevkle mutfakta çalışmaya devam ediyorum.

Ticari faaliyetlerin dışında aynı zamanda halk dansları, aynı zamanda dalış, aynı zamanda spor, aynı zamanda mesleki eğitimle ilgileniyor ve çok sık seyahat ediyorsun. Bütün bunların yanında çok müşfik ve ilgili bir aile reisisin. Bütün bunlara nasıl zaman buluyorsun?

Bence, insan sosyal bir varlıktır. Yoğun tempoyla çalışmanın stresini azaltmak için bu sosyalliği kullanmak gerekir. Bu mantıkla hareket etmeye çalışıyorum. Bunun organizasyonunu ise planlayarak yapıyorum. İnsanoğlu iyi bir planlama ile çok şeyler yapabilir.

Tamam, ama tüm bunları yapabilmek için enerjiye ihtiyaç var. Sen bir dakika bile yerinde durmuyor, sürekli hareket ediyorsun. Peki, bu enerjiyi nereden buluyorsun?

Tempo meselesi… Temponu yavaşlatırsan, hayatın da yavaşlar. Tempoyu yükselttiğin ve devamlılığını sağladığın sürece bünye adapte oluyor.

Yoğun gündem tamam, tempo tamam… Ama insanın hiç moralinin bozuk olduğu, asık suratlı olduğu bir gün, an olmaz mı? Biz seninle 15 yıldan bu yana tanışıyoruz. Hiçbir gün modunun düştüğü bir gün ya da ana denk gelmedim. Peki, bunu nasıl başarıyorsun?

Benim bir özelliğim var. Kötü düşünceleri beynimden uzaklaştırıp, unutuyorum, takılmıyorum. Dünya üzerindeki yaşantımız göreceli olarak çok kısa… Bu kısa hayatı da mutlu ya da mutsuz yaşamak aslında hepimizin elinde. Ben, mutlu yaşamayı tercih edenlerdenim. Herkese tavsiye ederim.

Türk Folklor Kurumu’nun bir üyesi ve aynı zamanda profesyonel halk dansçısısın. Buna ciddi zaman ayırıyor, Türkiye’nin ve dünyanın birçok yerinde çeşitli festival ve yarışmalara katılıyorsunuz.

32 yıldır severek ve isteyerek yaptığım halk danslarına, birçok sebepten dolayı devam ediyorum. Bunlardan birincisi kaybolmaya yüz tutan kültürün bir parçası olan halk oyunlarının devamını sağlamaya çalışıyoruz. Sosyal bir grubun içinde olmak yeni insanları tanımak, yeni kültürleri öğrenmek, zinde ve sağlıklı kalmama yardımcı oluyor. 32 yıl gibi çok uzun bir süre içinde Üsküp, Erzurum, Artvin, Kırklareli, Bitlis, Karadeniz, Teke ve Ege yöreleri başta olmak üzere Türkiyemiz ve Türk Coğrafyası ’nın halk dansı ve kültürünü öğrenip, Türkiye’nin her yeri, Avrupa’nın neredeyse tamamında, Meksika, Fas, Mısır, Kore gibi coğrafyalarda bunları sunarak, kurumumuzu ve ülkemizi temsil ettik. Bu platformlarda dünya şampiyonlukları gibi gurur verici dereceler aldık.

Bazen karabatak gibi kayboluyorsun ve “Ruzi neredesin” diye aradığımda, ya Gökçeada’da ya da Ege’nin herhangi bir yerinde dalışta olduğunu öğreniyorum. Nerelerde ve nelere dalıyorsun?

Yine halkoyundan bir arkadaşımın önerisiyle dalış eğitimi aldım ve dalışa başladım. Dalış; doğa ve deniz ile iç içe bir sportif faaliyet… Benim karakterime de çok uygun… Yaz aylarında, festivaller dışında halk oyunları derneklerinin faaliyeti olmaz. O boşluklarda da dalış sporuyla da fiziksel aktivitelerimi devam ettiriyorum. Bu zamana kadar Türkiye’de Saroz Bölgesi, Ayvalık, Çeşme, Bodrum, Kaş’ta dalışlar yaptım. Yurt dışında da; Kızıldeniz’de Sharm El Shek ve Hurgada ’da dalışlar yaptım. En son bu yaz Çanakkale’de, 1915 yılında Alman denizaltısının torpilleyerek batırdığı İngiliz Majestic gemisi batığına heyecan verici bir dalış gerçekleştirdim.

Bazı günler telefonla konuştuğumuzda “bu akşam maçımız var” diyorsun.

Futbolu sevdiğim için 35 yıldır, haftanın bir akşamı halı sahada maç yapmaya özen gösteriyorum. Hem arkadaşlarımı görmüş oluyorum. Hem de sevdiğim bir sporu yapmış oluyorum.

“Maç yaparken arkadaşlarımı görmüş oluyorum” diyorsun. Senin her bir sosyal faaliyet için ayrı bir arkadaş grubun var. Merak ettiğim bir şey de arkadaş grupların. Kaç arkadaş grubun var?
Çok zor bir soru oldu. Sayalım: meslektaşlarım, halk dansları, futbol, dalış, komşular, çalışanlar, müşteriler, aile, köpeğim ve kedilerim…
Anlıyorum… Sen sadece toplu yemek yapmıyorsun. Ayrıca ortağı olduğun ve biri Almanya, diğeri de Amerika’da bulunan iki ayrı şirketle bu coğrafyalara organik meyve suyu miksleri ihraç ediyorsun.
Çocukluk arkadaşım, yıllar önce Amerika’ya yerleşti ve bağımız hiç kopmadı. Yıllar içinde hep ortak bir şeyler yapalım diye düşündük. Bu vesileyle önce Amerika’da, sonra da Almanya’da Türkiye’den tedarik ettiğimiz organik meyve sularını bu pazarlarda dağıtıyoruz. Günümün belli bir bölümünü, ortaklarımla irtibat halinde ve bu ülkelerin zaman dilimine göre yaşıyorum.

Bir de mesleki eğitim çalışmaları var.

Gerek sektörde çalıştığımız süre boyunca, gerekse İstanbul Yemek Sanayicileri Derneği bünyesinde yaptığımız eğitim projeleri çalışmalarında, mesleki eğitimin gerekliliğinin farkına vardık. Bunu kendimize bir misyon olarak gördük. İçinde bulunduğumuz sektörün gelişiminde bir nebze katkımız olsun diye bu çalışmaların içinde yer aldık. Ve kısmet olursa, önümüzdeki günlerde hayata geçecek olan ve sektörde ihtiyaç duyulan boşluğu dolduracağını düşündüğüm YEMEKDER ile devam edecek.

Bildiğim kadarıyla eşin Eczacı Ajda Hanım’ın da hem evde hem de işlerinde en büyük yardımcısısın. Bu kadar yoğun koşturmaya rağmen, Ajda Hanım’la birlikte de kızların Öykü ve Ece’nin çocukluktan beri sürekli arkalarındasın. Bir bakıyorum eczanede gece nöbetindesin, bir bakıyorum çocukların buz pistinde, Koç Üniversitesi’nde, Alman Lisesi’nde, onların eğitimleri için vize sıralarında… Hiç unutmuyorum çocuklar küçük… Büyükçekmece sahilinde yürüyorum. Önde kızlar patenle, arkada sen ve Ajda Hanım bisikletle kızların peşinde…

Aile olmazsa olmazım. Eşimin sayesinde, kızlarımızla arkadaş olmaya çalışıyorum. Her fırsat bulduğumda onların tüm aktivitelerinde yer almaya gayret ediyorum. Ama burada en büyük başarı eşime aittir.

Ruziciğim çok güzel bir sohbetti. Çok iyi bir dost olmanın yanında, işinde başarılı, hep aktif, hep pozitif, hep güvenilir bir insansın. Sana ve ailene sağlıklar dilerim.

Loading

Paylaş :

Comment here