Bu defa annemin hayallerine İsrail’de dokunmaya devam ediyoruz.
Programımıza göre Tel –Aviv’de kalacak, günübirlik Akkave Haifa’yı gezecektik. O yüzden sabah erken kalktık. Saat 8:00 gibiHaifa üzerindenAkka’ya gitmek üzere kiraladığımız araçla yola koyulduk. Ama gitmek ne mümkün! Trafik felaket. Şehir trafiğinden çıkıp, çevre yoluna girmemiz 1,5 saatimizi aldı. Bu yetmez gibi İsrail bütün şehirlerarası yollarını genişletme çalışmasına başlamış. Bitince bütün ülke çok mutlu olacak. Fakat bize denk gelmesi azıcık şanssızlık oldu. Saat 11:00’de daha Haifa’ya ulaşamamıştık. Bu saatten sonra 2 şehri gezmek mümkün değildi. Rotamızı CaesareaNational Park’a çevirdik.
Caesarea Antik Kenti
Tel-Aviv’e 60 km, Haifa’ya 50 km. mesafede.İki şehrin hemen hemen ortasında yer alıyor. İşte bu mesafeyi 3 saate aşabildik.CaesareaAntik Kentinibiliyordum ama programa almamıştım. Zorla kendi girdi programa. Biletleri alıp, antik şehri gezmeye başladık. İçerisi ana baba günü. Okullar, turlar çoktan gelmiş. Hatta bazıları turu bitirmiş meydanda toplanıyordu.
Caesarea M.Ö. 500’lerde Fenikeliler tarafından Straton’sTower adında küçük bir liman kasabası olarak kurulmuş. Pek çok uygarlığa ev sahipliği yapmış.Romalılar döneminde şehir yeniden inşa edilmiş. Dönemin Kralı OctavianusAugustusCaesar’ın adını onurlandırmak adına Caesarea olarak değiştirilmiş. Kudüs ve etraftaki diğer şehirlere ulaşmak için gelenlere limanlarını açmış ve büyük bir gelişme göstermiş. Kudüs’teki Yahudilerin Romalılara karşı gerçekleştirdiği 3 yıl süren Bar Kohbaİsyanı’ndaRabbi Akiva vebüyük Yahudi din adamları bu şehirde işkenceyle öldürülmüş. Ayaklanma bastırılmış ama binlerce insan da öldürülmüş.Kalanlarda başka ülkelere sürülmüş. Şehir yavaş yavaş önemini kaybedip tarih sayfalarından çekilmiş.
Tarihi kanlı olaylarla dolu olan şehre kale kapısından girdik. Ana cadde boyunca dükkan kalıntıları sağlı sollu devam ediyordu. Yolun bittiği yerde heykellerlesüslü bir çeşme karşımıza çıktı. Sonrasıysa çok ilginçti! Çünkü: eski limanın olduğu yerdeki binaları restore edip kafe ve restorana çevirmişler yorgun gezginler dinleniyordu.
Antik kentte Kral Herod’a ait biri deniz kenarında olmak üzere iki saray ile han, hamam,3 adet tiyatro, dükkan, tapınak, sinagog, kilise ve hipodrom gün yüzüne çıkartılmıştı.
Biz de bu ilginç mekanları ilgiyle gezdik.
Akka
Ertesi gün saat 07:00’de yoldaydık. Henüz trafik yoğunlaşmadığından yollar açıktı. Erkenden Akka’ya ulaştık. Şehre Akka diyoruz ama İngilizce’deAcre, İbranice’deyseAkko olarak geçiyor. Şehir halkı Müslüman, Hristiyan, Yahudi, Dürzi ve Bahailerden oluşuyor. Bu çok dinli halk,şehrin enteresangeçmişinin de kanıtı.
Tarih kitaplarından öğrendiğimiz kesintisiz 4.000 yıllık bir yaşam olan şehirden pek çok önemli kişi gelipgeçmiş. İşte bunlardan birkaç tanesi.1187’de Selahaddin Eyyubi, 1191’de Aslan Yürekli Richard ve II. Philip, 1517’de Yavuz Sultan Selim ve şehrin en önemli figürü CezzarAhmed Paşa.
CezzarAhmed Paşa,Akka Beylerbeyi olarak görev yaparken 1799’da Napolyon Bonapart ordusuyla Akkaönlerine gelmiş ve 2 ay şehri kuşatmış. Kuşatmaya kahramanca direnen CezzarAhmed Paşa karşısında Napolyon çekilmek zorunda kalınca ilk yenilgisini almış. “Akka’da durdurulmasaydım, bütün doğuyu ele geçirebilirdim.” demiş. Paşa ayrıca görevde olduğu yıllarda şehirde büyük imar faaliyetinde bulunmuş.Gezdiğimiz sürece Paşa’yı hala sevgi ve saygıyla andıklarına şahit olduk.
Napolyon’un kuşatmasından sonra yenilnenkale duvarları eski şehri hala koruyor. Bizim de bu kale şehirde ilk durağımız yeşil kubbesiyle dikkat çeken CezzarAhmed Paşa Camisi oldu. Caminin girişinde cami kadar incelikle yapılmış bir sebili var. Caminin içi mermer, mavi ve yeşil çinilerle süslü. Tepedeki renkli vitraylı gül pencereleri ayrı bir güzellik katıyor. Tek minaresinin hemen yanında Paşa ve kendinden sonra Akka Beylerbeyi olan evlatlık oğlu Süleyman’ın kabri var.
Aklınızda bulunsun kombine bilet alıp şehirde 6 müzeyi ziyaret edebiliyorsunuz.
1)Ali Paşa Hamamı: CezzarAhmed Paşa tarafından yaptırılmış. 1940 yılına kadar kullanılıp, müzeye çevrilmiş. Çok güzel dekore edilmiş. Video gösterisiyle de Paşa’nın Napolyon’a karşı savunması anlatılmış.
2)HospitallierFortress: Akka’da yaklaşık 200 yıl hüküm sürenRodos ve Malta Şövalyelerinin (nam-ı diğer Tapınak Şövalyeleri)Kalesi. Yapısı, yer altı tünelleri, büyük yemek salonu, şövalye salonları, Gotik kiliseleri, zindanlarıyla çok ilginçti. Yine videoyla yarattıkları görseller bizi Ortaçağ’a, Haçlı seferlerine götürdü.
3)Okashi Sanat Müzesi: Haçlı Kalesiyle iç içe geçmiş bir müze. İsrailli ünlü ressamAvshalomOkashi’nin resimleri sergileniyor.
4)Sinagog: Eski sinagog’un duvar kalıntıları var.
5) Yeraltı Haçlı Tünelleri: Tapınak şövalyelerini,deniz tarafından gelen hacıları, hasta ve yaralı şövalyeleri korumak için bu tünelleri inşa etmişler.350 m.lik tüneller liman ve kale arasında yer alıyor. Yürürken geçmişe tanıklık ediyorsunuz.
6)Treasures in the Wall Museum: Maalesef burayı gezemedik. Gittiğimizde kapalıydı. Fakat Kalenin tam tepesinde olan girişine kadar her yer yemyeşil ve ebegümeci doluydu. Şehirde başıboş köpek yok. Hepsi tasmalı ve sahipli olunca dayanamadım bir kucak dolusu semizotu topladım. Akşam lezzetli bir semizotu yemeği yaptık.
Liman, St. George Kilisesi, Türk Çarşısı, Sultan Abdülhamit’in saat kulesi görebildiğimiz diğer yerler oldu. Daha gezilip görülecek çok yer vardı ama yetiştiremedik. Bu sevimli şehre en az 2 gün ayrılması gerekiyormuş.
Çok lezzetli bir falafelle buraya veda edip, Haifa’ya doğru yola koyulduk.
Haifa
Haifa’ya vardığımızda saat çoktan 16:00 olmuştu. Akka’da tahminimizden uzun zaman geçirmiştik. Acele Bab’ın mezarına ve Bahai Bahçelerine gittik. Bab’ın mezarı kapalıydı ama tepeden bahçelerin 2. Katına kadar giriş açıktı. Saat 17:00 komple kapanıyormuş. Neyse ki bu müthiş bahçelerin birazını olsun görebildik.
Ondan sonrada zaten hava karardı.Haifa’da gezmeyi planladığımız hiçbir yere gidemedik. İlerde belki yine gideriz. Bu sefer Haifa’ya daha fazla zaman ayırırız. Bakalım kısmet!
Sayfamızın da sonuna geldik. Gelecek sayımızda Kudüs’te buluşmak üzere, sağlıcakla kalın.
Hayallerinize dokunmanız dileğiyle….
- BaliAdası/ Endonezya (2) - Kasım 1, 2024
- Portekiz Gezi Notları 4 Lizbon ve Sintra - Ağustos 27, 2024
- Portekiz Gezi Notları 3Güneye Doğru - Temmuz 2, 2024
Comment here