Kategori Dışı

Aklından geçen kesinlikle benim

Klasikleşmiş düzeni takip etmek yanlış bir seçim olmamakla birlikte; bizi rakiplerimizden ileriye taşıyacak bir seçenek de olamıyor ne yazık ki.

Üretim yapalım satışa çıkaralım ve bekleyelim muhakkak alıcısı çıkacaktır. “Her topal satıcının bir kör alıcısı vardır” demiş eskiler.

Bir adım ileriye gitmek farklı olmakla mümkün.  Tarihe isimlerini yazdıranlar her dönemde fark yaratabilenler olmuştur. Rakipler arasından sıyrılarak seçilen olmak için de farklı olmalısınız.
Adım atmaya başlayıp kendimizi pazarlamaya başlamadan önce marka çalışmamızın iyi yapılmış olması çok önemli. Markamızı; müşteriyle uzun vadeli güven ilişkisi kurabilmek için onlara verdiğimiz bir vaat olarak düşünebiliriz. Markamız; Müşterilerimizin zihninde kalıcı bir etki bırakmamızı ve rakiplerimiz arasından sıyrılmamızı sağlayacak. Zaman içerisinde firmamızın değerine artı katkı sağladığı gibi ilişkilerde de pozitif etkileri olacak. Ya da yanlış bir tanıtımla tam tersi!

Markamızı tanımlarken;

  • Önceliği kesinlikle müşteriye vermeli ve hedef kitlemizi iyi tanımalıyız.

Sektörümüze bakarsak;
Farklı eğitim düzeyi, sosyal çevre ve maddi imkânlara sahip bireylere hizmet veriyoruz Tüm bu farklılıkları birleştirebilecek ortak bir noktayı bulabilmemiz önemli.

Örneğin;
-Mahalle sıcaklığı
-Çocukluğunuzu hatırlatan tatlar… Vs.
Yola çıkış noktanız müşteri kitlenizi birleştirici aynı zamanda sizi de tanımlayıcı olmalı.

  • Sektörün dinamiklerini iyi anladığımızdan emin olmalıyız.
  • Çalışmalarımızı yaparken aynı zamanda rakiplerimizi de takip etmeli ve ayırt edici noktalara odaklanmalıyız kopyalama yapabileceğimiz en büyük hata olur takibi sadece farkları ortaya koymak için yapacağız.
  • Markamız ve verdiği mesajların uyumlu olmasına dikkat etmeliyiz. Girdiğimiz her ortamda; mesajımızın tutarlılığını sürdürmeliyiz. Farklı mesajlar vermek, birçok konuyu odak haline getirmek zihinde kalıcılığı zayıflatacaktır.

Fazla vaat sunmamız hiçbirinin yapılmayacağı hissini de verebilir karşı tarafa.

Geçmişten günümüze ünlü markaların sloganlarını düşünün;
Reklamlar farklılaşsada mesajları değişmedi yıllardır aynı mesajı vermeye devam ediyorlar ve belli sloganlar aklımıza geldiğinde direk o markalar çağrışım yapıyor.

-‘Mutluluk  denince  akla  ‘???  gibi ben bu slogana bayılıyorum mesela

  • Markamız aynı zamanda bir kişiliği temsil etmeli yani kişiliği olmalı demek belki daha uygun;

– mükemmel
– kendinden emin
– hayat dolu
– mücadeleci
– iyimser
– yaratıcı
– dişi
– hırslı
– güvenilir,… vb.

Hangi kişilikle bağdaştırdıysak ona uygun sloganlar ve pazarlama stratejileriyle yolumuza
devam etmeliyiz
Yolumuzdan sapmak güven duygusunu zayıflatacaktır.
Bu ay belli bir slogan ve kişilikle ilerlerken bir sonraki ay farklı bir slogan ve kişiliğe büründüğümüzde daha önceki vaadimizi bile tamamlayamamışken farklı kişiliklerde yol almaya çalışmamız bu yoldan da nasıl olsa vazgeçebileceğimizi ortaya koymanızla aynı duyguyu vermektir müşterimize.

Siz olsanız bu markanın takipçisi olur muydunuz?  Tutarlılık yok!
Kabul edelim hepimiz tutarlılığı isteriz biz bunu uygulamıyor olsak da…

  • Müşterilerin mutfaklarına, yemekhanelerine girdiğimizde kişiliğimizi oralara yansıtabilmeliyiz;

-Değişik bir ikram,
-Bir müzik,
-Bir karşılama şekli,
-Farklı bir sunum… Vb,

Markamızı ve mesajımızı en iyi anlatacak bir seçenekle.
Sunum demişken tek kelimede geçmek istemiyorum; Benim için çok önemli ve bana verilen değeri hissettirir.

Bir yemek ilk olarak gözlere hitap eder sonra kokusunu hissederiz ve en son lezzetine bakarız.
Güzel sunulmamış bir yemeği deneyimlemekten vazgeçebilmek de mümkün.

Fakat çok lezzetli olmayan ortalama bir lezzeti sunumla satabilirsiniz.

Bir ressamı düşünün; önünde bir tuval ve paletinde de her renk var. Onları karıştırarak elde edebileceği yüzlercesi daha. Bir gökkuşağı da çıkarabilir ortaya kapkara bir sayfa da.

Her şey onun düş gücüne kalmış.

Evet, yemek hizmetimizi sunarken standart dört kap diyerek, kazandan kepçe ile servisimizi yapabiliriz.
Amaç yemek yemek ve hizmeti bir şekilde sunmak diyorsak bu da olur tabi ki.
Fakat onlara ufak dokunuşlarla değişik renkler katmak yine bizim elimizde.
Uygulama esnasında gelen kalabalık karşısında bunu yapmak zor kabul ediyorum.
Fakat güzellikler genelde engebeli yolların sonunda karşımıza çıkıyor.
Biraz zorlanmak şart.
İnsanlar yemeklerini her durumda yiyecek,
Ama ruhlarına da dokunmak bir farklılıktır.
Ve mükemmele yaklaşmak farklı ve güzel olanı deneyimletmekle başlayacak.
Markanızın yıllarca sizi akıllardan silmeyecek imzalarınız olduğunu unutmayın ve sektörde fark yaratıp imzalarınızı tarihe atın.
İnsanlara beni seçin demek yerine ; “aradığım işte bu”  dedirtin.
Sevgiyle kalın…

Loading

Memnune Demirel
Latest posts by Memnune Demirel (see all)
Paylaş :

Comment here