Ülkemizde son yıllarda en çok tartışılan konuların başında liyakat geliyor. Liyakatin dikkate alınmadığı yerlerde işler nasıl yürüyormuş görelim
“Bir makine, bir elektrik, bir de bilgisayar mühendisi arabayla yola koyulmuşlar. Bir süre sonra araba arıza yapmış, kenara çekmişler. Makine mühendisi:
– “Ben bi’ bakayım…” deyip kaputu açmış. Motor bloğuna, şafta, diğer aksamlara bakıp bir şeyler yapmış, arabaya binmiş. Marşa basmış, araba çalışmamış.
Elektrik mühendisi:
– “Birde ben bakayım…” deyip kaputu açmış. Aküye bakmış, kabloları kontrol edip arabaya binmiş. Marşa basmış, araba çalışmamış.
İkisinin de kafası bilgisayar mühendisine doğru dönmüş.
Bilgisayar mühendisi:
– “İnip tekrar mı binsek?”demiş
Ülkemizde bilmiyorum demek çok ayıptır. O nedenle de her konuda fikrimiz vardır. Bu fikirlerimiz de kesinlikle doğrudur. Bazıları buna cahil cesareti dese de aldırmayın…
“Karadeniz de dolaşan bir araştırma ekibi karşılarına çıkan Temel’e sormuşlar
-Küresel ısınma hakkında ne düşünüyorsun?
Cevap vermiş
-Hiç birisi sobanın yerini tutmayi…”
Kabahat gelin olmuş, kimse almamış diye özlü bir sözümüz var. Bazı ülkelerde,
ne yaparsan yap asla suçlu veya haksız olmazsın.(Bizim ülkemiz de böyle şeyler asla olmaz)
Komşusu ile kavga eden Temel’i mahkemeye çıkarmışlar.
Hâkim sormuş
-Bu adamı neden 21 basamaklı merdivenden ittin?
-Yok, öyle bir şey demiş Temel
-Ben onu bir basamaktan ittim kalanından kendisi yuvarlandı.
Biz asla yanlış yapmayız. Yaptığımız her şey kuralına uygundur. Mutlaka mantıklı bir açıklaması vardır. Söyle yalanı, bulunur inananı durumu
Bardaktan boşanırcasına yağmur yağmaktadır. Elbette yağmur yağdığı vakit ya koşulur, ya da bir yerlere sığınılır. Nasreddin Hoca da yağmuru pencereden seyre-derken yağmurdan kaçmaya çalışan komşusunu görür.
“Komşu, komşu, utanmıyor musun, niçin Allah’ın rahmetinden kaçıyorsun?” der.
Bunun üzerine komşusu koşmayı bırakır ve yavaş yavaş evine doğru gider.
Ertesi gün hava yine yağmurludur. Bu defa Hoca Efendi alışveriş için sokağa çıkmıştır. O, işini bitirip de hızlı adımlarla evine doğru giderken bir gün önceki komşusunun evinin önünden geçer.
Bu sefer komşusu; “Hoca Efendi, Hoca Efendi, sen dün bana ‘Allah’ın rahmetinden kaçılmaz. ‘ demiştin; bak şimdi kendin kaçıyorsun.” deyince, Hoca komşusuna doğru döner ve;
“Be adam! Ben Allah’ın rahmetinden kaçmıyorum, Allah’ın rahmetini çiğnememek için koşuyorum.” der.
Tercihlerimizi başkalarına dayatmayı çok severiz. İsteriz ki herkes bizim gibi düşünsün. Beğendiklerimizi beğensin, beğenmediklerimizden nefret etsin. Tabi ki bu istediğimiz her zaman mümkün olmuyor. Bazen Temel ortaya çıkıyor ve kitabın ortasından konuşuyor.
“Temel’e sormuşlar
-Yazı mı daha çok seversin, kışı mı?
Cevap vermiş.
-Bu ülkede bahar yok mu?”
Güzel baharlar görmek dileğiyle
- Başarıya giden yolda, bazen duymamak gerekebilir - Ekim 7, 2024
- “KONKORDATO” Yedik,içtik hesabı ödeyin kalkalım - Ağustos 27, 2024
- Leyleklerin ahını almayacaktık - Temmuz 2, 2024
Comment here