Kategori Dışı

Gıda sanayii ve mühendisler – 2-

Bir önceki sayıda TMMOB tarafından yayımlanan araştırmanın GIDA SANAYİİ bölümünü sizlere sunduğumu hatırlarsınız. Bu sayıda araştırmanın MÜHENDİSLER bölümünü ve sonuç değerlendirmesini bulacaksınız.

Gıda Fabrikalarında Mühendisler

Bu sanayi dalında çalışan mühendislerin %88,7’si ücretli konumundadır. %4,2 mühendisin firma ortaklığı ya da sahipliği bulunmaktadır ki bu çok düşük bir orandır. Bu durum mühendislerin emek güçlerini satarak sanayide var olabildiklerini ortaya koymaktadır.

Bu sanayi dalında çalışan gıda mühendislerinin %55,7’si, kimya mühendislerinin %50’si kadın iken ziraat mühendislerinin %73,2’si erkektir.

Üniversite eğitiminin yeterlilik düzeyi üç mühendislik dalı arasında değişiklik göstermekte olduğu, kimya mühendisleri arasında yeterli değil diyenlerin oranı %34,4,  gıda mühendislerinde bu oranın %46,7, ziraat mühendislerinde %44,6 olarak ortaya çıktığı anlaşılmaktadır.

Küçük ve orta ölçekli işletmelerde düşük ücretlerle çalışan mühendislerin, işyerlerinde mühendislik harici başka işleri de üstlendikleri, kurumsallaşmamış işyerlerinde mühendislerin konumlarının ve görevlerinin net tanımlarının yapılmamış olduğu anket sonucu ortaya çıkmıştır. Ayrıca üretim sürecinde mühendislerin vasıf ve düzeyini güncelleyip geliştirecek işyerinde eğitim faaliyetlerinin azlığı ve yetersizliği de tespit edilmiştir.

Mühendislerin %66,9’u yaptıkları işi mühendislikle ilişkili buluyor.  Ancak “Yaptığınız işi mühendis olmayan biri yapabilir mi?” sorusuna, gıda mühendislerinin yaklaşık %60’ının, ziraat ve kimya mühendislerinin yaklaşık %40’ının “evet” olarak yanıt verdiği belirlenmiştir. Yüksek teknolojiye sahip işletmelerde çalışan, gelir düzeyi yüksek mühendisler işlerini mühendis olmayan birinin yapamayacağını düşünerek soruya “hayır” yanıtını veriyorlar. Her iki yanıtın üzerinde önemle durulması gerektiği açıktır. Düşük teknolojiye sahip işletmelerde çalışan mühendislerin verdiği “eve” yanıtı, halen yapmakta oldukları işlerin teknik bilgiden çok idari beceri gerektirdiğini ortaya koymaktadır. Gıda sanayiinin teknolojik düzeyi ve gelişmişlik durumunun iyileşmesi oranında, mühendislik gereklerinin uygulanmasına, yani mühendis istihdamına duyulan ihtiyacın artırmasına sebep olduğu gerçeği bir kez daha hatırlanmalıdır.

Mühendislerin %56,6’sı üretim alanındaki karar ve denetim süreçlerinde etkili olduklarını ifade etmişler. Geriye kalanlardan “Biraz etkiliyim”, “Hiç etkili değilim” ya da “Bilmiyorum” cevabı verenler azımsanamayacak kadar çoktur.

Gıda sanayii dalındaki mühendisler haftalık 45 saatin üzerinde çalışıyorlar. 45-55 saat çalışanların oranı %37,2, 55 saatin üzerinde çalışanların oranı ise %19,1’e ulaşmaktadır. Mühendislerin %32,5’i ise haftada 30-45 saate çalışmaktadır. Gelir yükseldikçe mühendisler daha kurumsal iş saatleri içerisinde çalışıyorlar.

Ek ve uzun süreli çalışmalarına rağmen gıda sanayiinde çalışan mühendislerin %71’i fazla mesai ücreti almamaktadır. Gıda sanayii dalında fazla mesai fiilen yoktur. Kurumsallaşma yolunda mesafe kat etmiş işletmeler ile büyük ölçekli işletmelerde dahi fazla mesai uygulaması bulunmuyor. İşyerinde çoğunlukla prim de uygulanmamaktadır. Mühendislerin %81’i prim almazken, %13’ü prim aldığını belirtmiştir.

İşyerleriyle mühendisler arasında yapılan istihdam sözleşmelerinden %35,6’sı “belirsiz iş sözleşmesi” şeklindedir. İşverenin her an işe son verme riskini taşıyan bu çalışma şekli mühendislerde istihdam güvencesizliğine sebep olmaktadır. “Belirli süreli iş sözleşmesi” belli sürelerin sonunda yenilenmeyi gerektiriyorsa da mühendislerin %47,8’si bu şekilde istihdam edilmektedir.

Ankette mühendislerin işle ilgili gelecek kaygıları; %14,3 düzenli iş alamama, %18,3 düzenli ücret alamama, %25,8 işten çıkarılma, %11,3 işyerinin kapanması ve %23,3 meslek dışı işlerde çalıştırılma olarak sıralanmıştır.

Hemen hemen tüm mühendisler (%89,9) SSK kapsamında, çok az sayıda (%2,1) mühendis Bağ-Kur kapsamında, yine çok az sayıda (%2,1) sigortasız çalışmaktadır. %61 kadarında ayrıca bireysel emeklilik sigortası olduğu anlaşılmıştır.

Ankette yer alan “Bir şansınız olsa yine mühendislik mesleğini seçer miydiniz?” şeklindeki soruya, gıda mühendisleri %48’i, kimya mühendislerinin %36,8’i, ziraat mühendislerinin %25’i “Bu mesleği seçmezdim” yanıtı vermişlerdir.

Sonuç

Araştırmanın bu yazıda yer almayan kısımlarıyla birlikte bütünü üzerinde yapılan nihai değerlendirme, sonuç bölümünde tarafımdan aşağıdaki şekilde özetlenmiştir;

Üretim sürecinde vasıfsızlaşma

Gıda sanayiini Marmara’dan başlayıp, İzmir’den aşağıya Akdeniz Bölgesine doğru uzanan bir coğrafyada görüyoruz. Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’da gıda sanayiinin olmadığını bile söylemek mümkündür. Küçük ve orta ölçekli yerli sermaye hakimiyetinde, aile işletmeciliğinin baskın olduğu, orta-düşük ve düşük seviyelerde teknoloji kullanımının ağırlıkta olduğu bir yapı söz konusudur.

Gıda sanayii, diğer sanayi kollarına göre kadın mühendislerin yoğun olduğu bir alandır. Genç bir mühendis profiline sahiptir. Diğer yandan kadın mühendisler oldukça genç iken, erkek mühendisler arasında “deneyimli” olarak nitelendirilebilecek bir kesim de vardır. Bu sanayi dalında yer alan mühendisler çalışma yaşamındaki işçileşme, düşük ücretler, uzun çalışma saatlerinden en sert biçimde etkilenenlerdir.

Üretim sürecinde ikili bir yapı göze çarpıyor. Bir yandan teknoloji yoğunluğu düşük küçük-orta ölçekli işletmeler genç ve kadın mühendislere yönelirken, teknoloji yoğun büyük ölçekli işletmeler ise deneyimli erkek mühendisleri tercih etmektedir. Bu tercihin arkasında temel olarak ücretler belirleyicidir. Dolayısıyla genç kadın mühendisler daha düşük ücretler alırken, deneyimli erkek mühendisler daha yüksek ücretler alabiliyorlar.

Gıda sanayiindeki mühendisler için en önemli tehdit meslek dışı çalışma olarak ortaya çıkıyor. Kurumsallaşmamış, küçük-orta ölçekli işletmelerde mühendislerin iş tanımlarında olmayan farklı görevler üstlendiği gözlemleniyor. Bu süreç vasıfsızlaşmanın önemli bir boyutunu oluşturur. Vasıfsızlaşmanın başka bir boyutu, üretimde çok sık iş değiştirme olarak ortaya çıkar. Otuzuna gelmeden beş kez iş değiştiren mühendisler bulunuyor.

Üretim sürecindeki önemli bir başlık ücretlerdir. İZP (İstihdamı zorunlu personel) kapsamında olan mühendislerin çoğunluğu, ilgili Odalar tarafından belirlenen asgari ücret düzeyinde ücretler aldığı, fakat İZP’li olmayanlar için TMMOB asgari ücretinin hiç uygulanmadığı söylenebilir

Gıda sanayiinde mühendisler için çalışma hayatının köklü bir şekilde değiştiği çok açıktır. Bu değişimin özellikle çalışma hayatının vasıf, denetim, ücretler ve çalışma saatleri boyutlarında kendisini gösteriyor. Bu dönüşümün yarattığı tahribatın en temel sonuçlarından biri düşük ücret düzeyinde, vasıf gerektirmeyen ortamlarda uzun süre çalışmaya razı mühendisler yaratmak olmuştur. Bu yönde atılan her adımın mühendisler açısından sonucu ise uzun bir süredir yaşanan moralsizliğin ve yenilgi psikozunun derinleşmesidir.

 Toplumsal Yaşamda 3Y: Yalnız, Yabancı, Yorgun

Mühendisler işyerlerinde yalnızlar. İş yaşamında ve günlük hayatta kendilerini güvende hissetmiyorlar ve bu da toplumsal sürece karşı bir yabancılaşma yaratıyor. Gelecek kaygısının yüksekliği ile yalnızlığın bir arada olması, erken yaşta yaşama karşı ciddi bir yorgunluk olarak ortaya çıkıyor. Gelecek kaygısının en önemli boyutunu güvencesizlik oluşturuyor. Mühendislerin, mesleki güvencesizlik deneyimi, belirli süreli iş sözleşmeleriyle çalışmalarından kaynaklanıyor. Bu durum mühendislerin çoğunun kendi işyerini kurmak istemelerine yol açıyor. Daha fazla kazanmak ve mühendislik mesleğini etkin icra etmek bu isteğin temeli. Bunun için yeterli sermayeye sahip olmadıklarını ve piyasaya güvenmediklerini belirtiyorlar Güvencesizlik beraberinde geleceksizlik kaygısını getiriyor. Gıda sanayiinin tümüne yayılmış bir gelecek kaygısının varlığı kendini gösteriyor.

Mühendisler, apartman dairelerinde site içerisinde yaşıyorlar. İki mühendisten biri iş dışında işyerinden kimseyle görüşmediğini belirtiyor. Gıda sanayiinin yapısı gereği işyerindeki mühendis sayısının az olması sosyal ilişkilerin dar kapsamda kalmasına, gündelik hayatın bireyselleşmesine, kişinin topluma ve çevreye yabancılaşmasına neden olduğu düşünülüyor.

 Toplumsal ve Politik Talepler

Mühendisler ezici bir çoğunlukla kamuda istihdam edilme talebine sahipler. Mühendisler işsizliğin nedenlerini belirtirken, istihdam politikalarının olmamasına ve kamunun yatırım alanından çekilmesine vurgu yapıyorlar. İstihdam politikaları ve kamunun yatırım alanından çekilerek bu alanı özel sektöre bırakması gibi nedenlerle, özellikle mühendisler açısından kamusal istihdam olanaklarının daraldığının farkındalar.

Buna karşılık mühendisler, toplumsal taleplerinin nasıl bir siyasal projenin bileşeni olduğu ya da hangi siyasal proje tarafından bu taleplerin içerilebileceğine ilişkin belli bir görüş açısından yoksunlar.”

Bu araştırmanın ortaya koyduğu durumu umarım kamu yetkilileri ve gıda sanayiindeki müteşebbis firma sahipleri dikkate alıp, koşulları iyileştirmek, verimliliği artırıcı gelişmeleri sağlama yönünde reformist düşüncelerle hareket ederler.

 

Loading

Yüce Canoler
Latest posts by Yüce Canoler (see all)
Paylaş :

Comment here